İzmir'de İşçi Temsilcileri Konseyi Girişimi, üç büyük Kürt iline kayyum atanmasını protesto etti. "Ulusal ayrımcılığa, işkolu/işsiz sınırlandırmalarına, kafa-kol emeği ve cins ayrımına karşı mücadele işçilerin görevidir" diyen işçiler Kürt halkıyla daima dayanışma içinde olacaklarını belirtti.
İZMİR - Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine kayyum atanmasına ilişkin protestolar ve Kürt halkıyla dayanışma eylemleri devam ediyor.
Bugün (29 Ağustos) İzmir'de Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde işçiler Kürt halkıyla dayanışma eylemi yaptı.
Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine kayyum atanmasını protesto eden,
İşçi Temsilcileri Konseyi Hazırlık Komitesi'nden işçiler, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanarak "Kürt Halkına Yönelik Bütün Saldırıların Karşısındayız" yazılı pankart açtı.
İşçilerden bazıları "Konsey Her Yere Konsey Her Yerde", "İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek" yazılı İşçi Temsilcileri Konseyi Hazırlık Komitesi imzalı önlükler giydi. İşçilerin Kürt halkıyla dayanışma ifade eden pankart açıp önlükler giyerek eylem yapmaları esnaf ve çevreden geçenler tarafından ilgiyle karşılandı.
Basın açıklamasını İşçi Temsilcileri Konseyi Hazırlık Komitesi adına metal işçisi Şahin Başaraner okudu.
"Sermaye Bizleri Katlediyor, Açlığa Ve Yoksulluğa Mahkum Ediyor"
Siyasi iktidarın işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, aydınlar ve yoksul Kürt halkına yaşamı zindanaçevirdiğini her gün linç, katliam, iş cinayeti haberleri duyduklarını belirten Başaraner,
"Biz işçileri işsizlik tehdidiyle fabrikalarımızda sindirmeye çalışanlar, on yılların mücadelesiyle kazandığımız haklarımızı birer birer elimizden alırken, iş cinayetlerinde sayısız sınıf kardeşimizi öldürüyor. Sermaye bizleri katlediyor, açlığa ve yoksulluğa mahkum ediyor. Patronların sömürüsü Kürt, Türk, Alevi, Sunni diyerek bizleri ayırmıyor. Mevsimlik tarım işçisi, inşaat işçisi, kadın ve erkek, Kürtler, ırkçı faşist çeteler tarafından ülkenin onlarca yerinde planlı saldırılara uğruyor" dedi.
Tokat'ın Turhal ilçesinde faşist çetelerin Kürtlere ait işyerlerine yönelik saldırısını ve linç girişimini hatırlatan Başarener, "İşçileri emekçileri ezilen halkları sindiremeyen, emeğin kurtuluşu mücadelesini yok edemeyen sermaye ve iktidarı her tür eyleme saldırıyor, yasaklıyor. İçişleri Bakanı mücadeleye atılanların gözünü korkutmak için altı ayda seksen bin operasyon yapıldığını övünerek anlatıyor" dedi.
"Emekçilerin Öfkesinden Korkarak Kayyum Atadılar"
Yerel seçimler sonrası Kürt halkının onlarca yıllık mücadelesi sonucu kazandığı belediyeleri aylarca polis ablukasında tutulduğunu hatırlatan Başaraner, AKP iktidarının eliyle yapılan yağma ve haydutluk ortaya saçıldıkça işçi ve emekçilerin öfkesinin büyüdüğünü gören iktidarın Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine Kayyumlar atadığını, bunun yanında onlarca murtarlığa kayyum atandığını ve binlerce kişi hakkında soruşturmalar açıldığını söyledi.
"Kar İçin Yakmayacakları Orman Yok Etmeyecekleri Tarihi Güzellik Yok"
"Onlar, doğaya düşman. Daha fazla kar için yakamayacakları orman, katledemeyecekleri doğa ve tarihi güzellik yok. Hasankeyf, Sur, Kazdağları, Cerattepe, Validebağ, Ayder Yaylaları, bütün deniz kenarları, doğal dokusuyla birlikte betona gömülüyor, katlediliyor.
Onlar, bu düzenin sürmesi için kadınların köle olması gerektiğini biliyor ve onun için kadın katliamlarını teşvik ediyor" diyen Başaraner, ancak her kadın katliamında emekçi kadınların daha büyük bir öfkeyle sokakları doldudarak hesap sorduklarını ve "Korkmuyoruz, gitmiyoruz, itaat etmiyoruz!" diyerek haykırdıklarına dikkat çekti.
"Onlar Bilime ve Bilim İnsanlarına Düşman"
Sermaye sahipleri ve iktidarın, servetlerine kölece hizmet etmeyen aydınlara, bilime ve bilim insanlarına düşman olduğunu belirten Başaraner, emeğin dünyası için mücdalede eden sayısız aydın olduğunu ve onların işçi ve emekçilere vereceği gücün sermayeye verecekleri güçten kat ve kat daha fazla etkili olduğunu söyledi.
"Ulus ve Cins Ayırmına Karşı Mücadele İşçilerin Görevidir"
Başarener, İşçi Temsilcileri Konseyi Hazırlık Komiteleri olarak aldıkları önemli kararlardan birinin"Ulusal ayrımcılığa, işkolu/işsiz sınırlandırmalarına, kafa-kol emeği ve cins ayrımına karşı mücadele işçilerin görevidir" şeklinde olduğunu vurguladı.
Başarener sözlerini "Bizler, doğayı, tarihi değerleri, kültürleri yiyerek şişmanlayan ve bizleri yokluğa ve yoksulluğa sürükleyen bu sermaye düzenine karşı tüm güçlerimizle mücadele edeceğiz. İşçi sınıfını içeriden bölmeye çalışan tüm düşüncelere karşı savaşacağız. Ayrımsız, ayrıcalıksız, eşit bir düna kuracağız" diyerek tamamladı.
İşçiler eylemi "Yaşasın Kürt Türk Halklarının Birlikte Mücadelesi" ,"Konsey Her Yere, Konsey Her Yerde" sloganlarıyla sonlandırdı.