Etkin Bir Mücadele İçin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Forumu...

TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nda iş cinayetlerinin önlenmesi ve İSİG'nin sağlanmasında etkin bir mücadele için İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Forumu gerçekleştirildi.
Forumda sendika ve meslek örgütlerinden işçiler ve temsilciler söz alarak öneriler sunuldu.
Etkin bir mücadelenin yürütülmesi için İSİG Meclisi ile birlikte somut adımlar atılması gerektiği görüşü öne çıktı.

İSTANBUL - TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nda iş cinayetlerinin önlenmesi ve İSİG'nin sağlanmasında etkin bir mücadele için İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Forumu gerçekleştirildi.

"2018 Yılı İş Cinayetleri Raporu", "İstanbul İSİG Mücadelesi", "Atılması Gereken Adımlar" başlıklarının ele alındığı forumda sendika ve meslek örgütlerinden işçiler ve temsilciler söz alarak öneriler sunuldu. Etkin bir mücadelenin yürütülmesi için İSİG Meclisi ile birlikte somut adımlar atılması gerektiği görüşü öne çıktı.

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi tarafından düzenlenen forum iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçiler için saygı duruşuyla başladı. 2018’de yaşanan iş cinayetlerinde ülke geneli ve İstanbul'a ilişkin veriler üzerinde duruldu. Sendikalar ve meslek örgütlerinden işçiler ve temsilciler söz alarak iş cinayetlerine karşı mücadele ve İSİG yöntemlerini tartıştı.


İş Cinayetleri OHAL ile Artarak Devam Ediyor

İş cinayetleri raporunu aktaran İSİG Meclisi üyesi Murat Çakır, 2016 sonrasında yaşanan iş cinayetlerinin OHAL ile birlikte artmış olduğuna dikkat çekti. İş cinayetlerindehayatını kaybedenlerin çoğunun sendikasız işçiler olduğunu, bunun da sendikal örgütlenmenin önemini gösterdiğini ifade etti. 2015 sonrasında ekonomik kriz ile birlikte en basit iş güvenliği önleminin dahi alınmadığını ve bunun işçilerin çalışma koşullarını karakterize eden temel mesele olduğunu söyledi. İş cinayetlerini işkolu, şehir, cinsiyet, yaş olarak da ele alan Çakır, ülke geneli ve İstanbul verilerine değindi.



İnşaat ve Sanayide İSİG Mücadelesi Önemli

2013-2018 arasında verilen raporda yaşanan her 7 iş cinayetinden birinin İstanbul'da yaşandığını, iş cinayetlerinde  her 5 işçiden 2’sinin inşaata bağlı iş kollarında olduğunu aktardı.
İstanbul'da iş cinayetlerinin çoğunluğunun sanayi ve inşaat iş kollarında yaşandığını söyleyerek mücadele alanlarında buralara daha fazla önem verilmesi gerektiğini vurguladı.



Yüksekten Düşme ve Kalp Krizi İlk Sırada

İnşaat alanlarında yaşanan iş cinayetleriyle ilgili hazırlanan raporda ise yaşanan her 3 iş cinayetinden 1’inin yüksekten düşme sonucu yaşandığı, ikinci nedenin ise kalp krizi olduğunu belirtten Çakır, meslek hastalıklarında çok az veriye ulaşılabildiğini, bu konuda çalışma yapanların ise engellendiğini, işten atıldığını buna dair de bir refleks geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

İstanbul’da inşaat, tekstil ve tersane iş kollarında İSİG mücadelesinde somut adımların atılması gerektiğini belirten Çakır, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Türkiye İnşaat İşveren Sendikası (İNTES) arasında imzalanan "İş Sağlığı ve Güvenliği İşbirliği Protokolü" kapsamında "Yüksekte Güvenli Çalış Kampanyası"nı hatırlatarak buna ilişkin somut adımlar da atılması gerektiğini ifade etti.

İş cinayetlerinde çocuk genç ve 50 yaş üstü verileri aktaran Çakır, göçmen işçilere ilişkin bilgilere erişmekte de güçlük çektiklerini, göçmen işçilere ilişkin sendika ve meslek örgütlerinin bir örgütlenme faaliyetinin bulunmamasının büyük bir eksiklik olduğuna dikkat çekti.

 
Yaşarken de Ölürken de Görülmeyen Kadın İşçiler
İSİG Meclisi üyesi Nedret Durukan ise iş cinayetlerinde yaşanan ölümlerde, hayatını kaybeden işçilerin %96’sının erkek olduğu ancak bu verilerde kadınların çalıştığı birçok alanda kayıt dışı olduğuna ve kadın emeğinin görülmeyişine ve bilgi sağlanamayışına dikkat çekti
Durukan “Kadın işçilerin iş cinayetleri gündeme gelmiyor. Açıkçası bizim ölü ya da diri olmamız pek bir şey ifade etmiyor.  20 Şubat’ta hayatını kaybeden Şenay Dinç’in ölüm haberi iki gün sonra duyuldu. Tarım işçisi kadınların bilgilerine iki gün sonra ulaşabildik” dedi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne dair de “Kadın dayanışmasının artacağı bir 8 Mart diliyorum. Yaşasın 8 Mart” dedi.
Rapor sunumunun ardından İstanbul'da İSİG mücadelesinin nasıl daha etkin yürütülebileceği üzerine foruma geçildi.


Etkin Bir İSİG Mücadelesi İçin Atılması Gereken Adımlar

Forumda ilk sözü emekli bir petro kimya işçisi aldı. Grevden Dönen’in isimli kitap yazdığını belirten Celal İlhan 1980’li yıllarda şahit olduğu iş cinayetlerini hatırlatarak, İSİG Meclisi’nin bu konuda bir farkındalık yarattığını ve sendikalara da bu konuda büyük görev düştüğünü belirtti.

 

Türkiye’ye Gelen ve Türkiye’den Başka Ülkelere Giden Göçmen İşçiler...

İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası üyesi, Arap ülkelerinde çalışmış bir inşaat işçisi, göçmen işçilerde genelde Türkiye’ye gelen işçilerin sorunlarının dile geldiğini, bu konuda kısmen farkındalık yaratılmış olmasına karşın, başka ülkelere giden göçmen işçilerin sorunlarının çok fazla bilinmediğine dikkat çekti. Başka ülkelere çalışmaya giden işçilerin orada hastalanmaları, iş kazası yaşamaları durumunda Türkiye’ye geri gönderildiğini aktardı. Çalıştığı şantiyelerde yaşanan beslenme ve barınma gibi konularda yaşadıkları sorunlara ilişkin verdikleri mücadele ve kazanım deneyimlerinden de örnekler aktardı. Göçmen işçilere ilişkin sorunların hem Türkiye’ye gelen hem de başka ülkeler çalışmaya giden göçmen işçiler olarak ele alınmasın gerektiğine vurgu yaptı.

Dev Yapı İş Sendikası üyesi işçi ise inşaat sektöründe kriz gerekçe gösterilerek çalışma şartlarının giderek daha kötü hale geldiğini eskiden kısmen sağlanan koruyucu ekipmanların daha niteliksiz olduğunu ya da hiç verilmediğini belirtti. Beslenme ve barınma koşullarının ise çok daha kötü olduğunu ve bunun ancak 3. Havalimanı eylemiyle birlikte ancak kamuoyuna yansıdığını belirtti. Sendikalarda örgütlenmenin yalnızca üye olmak değil, nasıl bir çalışma yürütmek gerektiği konusunda da yöntem geliştirmek anlamına geldiğini belirten işçi, şantiyelerdeki örgütlenme güçlüğünü aşabilmek için yeni yöntemler geliştirmeye çalıştıklarını belirterek bazı deneyimlerini aktardı.

Sendikalar ve Meslek Örgütleri Ortak Refleks Göstermeli

HDP İstanbul milletvekili Musa Piroğlu, çok sayıda işçinin iş cinayetinde yaşamını yitirdiği olaylarda sendikalar ve meslek örgütlerinin ortak bir refleks göstermemesinin büyük bir eksiklik olduğunu belirtti. İş cinayetlerinin yaşanmaması için, daha önce yaşananlar üzerinden deneyimlerle önlemlerin alınması konusunda çaba göstermek gerektiğini ifade eden Piroğlu, sendika ve meslek örgütlerinin iş birlikte hareket etmeleri halinde daha güçlü bir mücadele yürütülebileceğini belirtti.

 

Sendikanın Bulunduğu Her Yerde İSİG Eğitimi

Enerji Sen Sendikası Genel Sekreteri Süleyman Keskin, sendika olarak İSİG sekretaryası oluşturduklarını ve bu konuda çalışma yürüten arkadaşlarının işten atıldığını, Soma’da yaşanan iş cinayetini protesto için SGK işgali yaptıklarını ve 14 işçinin 4’er yıl ceza aldıklarını hatırlattı. Sendika olarak çalışma yürüttükleri her yerde ilk olarak işçilere İSİG eğitimleri verdiklerini belirten Keskin, enerji sektöründe sık karşılaştıkları işçilere ‘daha fazla ücret alabilirsin” algısıyla görevinin dışında ikinci bir iş yükleme, üst üste üç mesaiye kalana prim ödeme gibi durumlara karşı işçileri bilgilendiklerini belirtti.

Keskin, İSİG Meclisinin çalışmalarından çok yararlandıklarını, raporları işçilerin de okumasını sağlamaya çalıştıklarını belirterek, İSİG mücadelesine ilişkin bültenler de hazırlanması önerisinde bulundu.

 

Varolan Yasaların Uygulanmasını Sağlamalıyız

Bir başka inşaat işçisi ise iş cinayeti kavramının işçiler arasında bilinmeye başladığını ama sorunun çözülmediğini belirterek inşaatlarda düşmelerden kaynaklı bazı iş cinayetlerinin intihar olarak kayda geçebildiğine dikkat çekti. Bir çok şantiyede görev verilen İSİG uzmanlarının nitelikli olmadığını veya görevini yerine getirmediğini veya getiremediğini belirtti. İş cinayetleri davalarında ise asıl sorumluların yargılanmadıklarını vurgulayan işçi, var olan yasaların ise uygulanmadığını, bu yasaların uygulanması yönünde bir mücadele yürütmek gerektiğini söyledi.

Nedret Durukan ise bir çok İSİG uzmanının işlerini yaptıkları için sürgün edildiğini, gerekli incelemeleri yapabilecek imkanların sağlanmadığını ve engellendiklerini belirtti.

 

Plaza Çalışanları Kalp Krizi ve Beyin Kanamasından Ölüyor

Plaza Eylem Platformu’ndan bir çağrı merkezi çalışanı ise kalp krizi ve beyin kanamasına bağlı ölümler yaşandığını ifade etti. Bu konuda bazı eylemler yapmak gerektiğini buna uygun bir program olaştırma çabasında olduklarını sölyledi.

 

İSİG Mücadelesi Verilen Her Alanda Sonuç Alıyoruz

Dev Yapı İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, şantiyelerde ücret ve hak gasplarına ilişkin bir sorunsa çabuk çözüldüğünü fakat şantiyelerde kalıcı bir örgütlenme sağlanamadığını bunun da inşaat iş kolunun çalışma biçiminden kaynaklandığını belirtti. İnşaat iş kolunda bazı sorunların işçilerin birlikte ve kararlı hareket etmeleriyle çözüldüğünü söyleyen Karabulut, sendikaların müdahil olduğu iş cinayeti davalarında sorumluların yargılanmasına ilşikin daha iyi sonuçlar alındığını, ya da mücadele verildiğinde iş cinayeti yaşanan yerde işin durdurulabildiğine ilişkin örneklere değindi. Karabulut, işkolundaki sendikalar olarak yeterli düzeyde bir örgütlenmeye sahip olmadıklarını fakat yaşamak ve yaşatmak için mücadelenin sürdürüleceğini ve İSİG mücadelesinin esas alındığını söyledi.

İSİG Uzmanı ise, işyerlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle İSİG uzmanlarının sorumlu tutulduğunu fakat onun da bir işçi olduğunun gözden kaçtığını ifade etti. Onların da diğer işçiler gibi sorunlar yaşamakta olduklarıın ama yaptırım yetkileri olmadığı halde mahkemelerde yargılandıklarına vurgu yaptı.

Bir avukat katılımcı ise yurt dışına giderek çalışan işçiler için de hiçbir yasal denetimin bulunmadığına dikkat çekti. Denetim konusunun yeniden ele alınması gerektiğini ve devletin tekelinde kalırsa işçilerin ölmeye devam edeceklerini belirtti.

 

Güçlü Bir Mücadele İçin Politik Bilinç Verilmeli

İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası Başkanı Ali Öztutan ise İSİG meclisinin çalışmaları sayesinde iş cinayeti kavramının bilinmeye başladığını, çıkarılan raporların bir istatistik olmanın yanında bir iddianame olduğunu belirtti. İnşaat iş kolunda örgütlenmenin sağlanması için üyelik ve TİS’in yeterli olmadığını ve sürekliliği olmadığını bulunun için de inşaat işçileriyle politik ilişkiler kurulması gerektiğini belirtti. İnşaat iş kolundaki sendikaların çalışmaları sonucunda büyük şantiyelerdeki iş cinayetlerinin gizlenmesinin kısmen de olsa önüne geçildiğiin söyledi.

Başka bir katılımcı ise işyerlerinde komiteler oluşturulması ve politik bilinç verilmesi gerektiğini belirterek, sendikalaşmanın olduğu fabrikalarda iş kazalarının azaldığını ve örtbas edilmesinin önüne geçilebildiğini ifade etti.

 

İş Kollarına İlişkin Raporlar Hazırlayabiliriz

Makine Mühendisi bir katılmcı ise iş kollarında çalışma yürütenlerin ortak bir rapor tutmasının iş cinayetleri ve iş kazaları konusunda farkındalık yaratacağını ve mücadeleye katkısı olacağını ifade etti.

 

İSİG Mücadelesi İçin Atölye ve Çalıştaylar

İSİG Meclisi üyesi Çetin Durukanoğlu ise daha önceki süreçte İstanbul Tabib Odası'nın çağrıcılığını  herkese sağlık güvenli gelecek platformunu hatırlatarak İstanbul İSİG meclisinin de benzer bir manevi otoriteye sahip olduğunu böyle bir çalışma yapılabileceği önerisini getirdi.

Deneyim aktarımları yapıldığını, fakat  kurumların birlikte neler yapabileceği üzerinde durulamadığını belirterek, birlikte mücadele etmenin önemli olduğunu vurguladı. p>

Hafta sonunda İSİG ve Örgütlenme üzerine bir çalıştay yapılması ve bu çalıştayın konu başlıkları olarak bazı alanların seçebileceği önerisinde bulundu.  İstanbul'u üç bölgeye ayırıp çalışma yürütülebileceğini  belirtti.

Durukanoglu, göçmen işçiler üzerine ve başka başlıklarla çalışma grupları oluşturulması gerektiğini ve çalışmalara başlanması gerektiğini ifade etti. İşyeri temsilcileri ve çalışan temsilcisi eğitimlerinin ortak yapabiliriz dedi.

 

Çalışan Temsilcisi Eğitimleri Yapmalıyız

İSİG Meclisi üyesi Erkan Arslan ise İstanbul İSİG Meclisi Beslenme Çalışma Grubu olarak iş yerlerinde işçilerin beslenmesinin bir hak olarak görülmesi konusunda farkındalık yaratmak için çalıştay gerçekleştirdiklerini işyerlerinde ve yaşam alanlarında beslenme sorunu üzerine bir anket yaptıklarını belirtti. İSİG ile ilgili atölye çalışmaları ve çalıştaylar yapılabileceğini belirten Arslan bunlardan birinin de Çalışan Temsilcisi Eğitimleri olduğunu belirterek bir an önce bu konuda somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı.

İSİG Forumu’nda Çalışma Programları...

Sine Sen Başkanı Zafer Ayden, bir dahaki ayın iş cinayetleri raporunun dışarıda bir eylem ile gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Son olarak İstanbul İSİG Meclisi üyesi Murat Çakır, somut önerileri özetledi: 1) Yüksekte Güvende Çalış Kampanyasına karşı inşaat işkolunaki arkadaşlarla bir çalışma başlatmak.

2) Göçmen işçilerle ilgili çalışma yürütmek isteyenlere bir bilgi aktarımı sağlamak ve bir program oluşturmak, 3) Çalışan Temsilcisi Eğitimleri yapmak,

Murat Çakır, İSİG Meclisi çalışmalarına ilişkin öneriler ve programlar oluşturulduğunu fakat hayata geçirmek için çalışma yürütecek gönüllülere ve işçi arkadaşların katılımına ihtiyaç olduğunu, İSİG mücadelesinin de işçilerin ağırlıkta olduğu katılımlarla çok daha etkili olacağını vurguladı.

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Forumu, somut öneriler olan üç konuda çalışmaların başlatılması için somut adımlar atılması ve bir dahaki iş cinayetleri raporunun sokakta, bir işçi eylemiyle ya da basın açıklaması olarak yapılması yönünde ortak kararın alınmasıyla sona erdi.