< Dev Yapı İş: “Örgütlü Mücadele Bu Karanlığı Dağıtacak!”

DİSK'e bağlı Dev Yapı İş Sendikası, dün Ataşehir Belediyesi binasının önünde kendini yakan işçi Ramazan Karabacak ile ilgili basın açıklaması düzenledi. İşçilerin haklarının gasp edilerek çaresizlik içinde bırakıldığını belirtilen açıklamada “İşçiler kendilerini çaresiz hissetmesinler, bu zulme karşı tek çözüm mücadele eden sendikalarda, kurumlarda örgütlenmektir” denildi.

İSTANBUL – Ataşehir Belediyesi’ne bağlı Örnek Mahallesi’ndeki Pazaryeri inşaatında, Can İnşaat adlı firmanın işçisi olarak demir aksamları yapan Ramazan Karabacak isimli işçi 6 aylık çalışmanın sonunda ücretini alamadı. Aradan 3 ay geçmesine rağmen görüşmelerden ücretini alamayan Karabacak, Ataşehir Belediyesi’ne de durumu bildirdi. Son olarak dün yine Ataşehir Belediyesi’ne birlikte çalıştığı arkadaşı ile gelen Karabacak yaptığı görüşmenin ardından arabadaki benzini alarak üzerine döküp bedenini ateşe vermiş ve ağır yaralanarak Kartal – Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı.

Bugün DİSK’e bağlı Devrimci Yapı, Yol ve İnşaat İşçileri Sendikası, Ataşehir Belediyesi önünde bir eylem yaparak Ramazan Karabacak’ın intihara sürüklenmesinden taşeron çalışma sistemini yerleştiren iktidar ve Ataşehir Belediyesi ve taşeron firmanın sorumlu olduğunu belirterek, işçinin ücretinin ödenmeyerek intihara sürüklenmesini protesto etti.

Örnek Mahallesi'ndeki Pazaryeri inşaatında çalışan ve 3 aydır maaşını alamayan Ramazan Karabacak adlı işçi, belediye binasının içinde kendini yakmıştı.

DİSK’e bağlı Devrimci Yapı, Yol ve İnşaat İşçileri Sendikası (Dev Yapı İş) bugün Ataşehir Belediyesi önünde yapılan eylemle işçinin hakkının gasp edilerek intihara sürüklenmesini protesto etti.

Eyleme DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı, Ramazan Karabacak’ın eşi Ayşegül Karabacak ve kardeşi Zeliha Kaya ve HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, Ataşehir Beledeyesi işçileri de katıldı.

Basın açıklamasında ilk olarak konuşan Dev Yapı İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, işçinin bedenini ateşe vermesinin nedeninin bir kamu iradesinin krizin etkilerini işçilere yüklemeye çalışması olduğunu ifade ederek bir kamu işletmesi olan Ataşehir Belediyesi'nin, denetimsizlik nedeniyle bir işçinin haklarının gasp edilmesine engel olmamasının kabul edilemeyeceğini söyledi.

İşçiler, Mücadele Eden Kurumlara Gidin, Örgütlenin”
Krizin gerekçe gösterilerek işçilerin çaresizliğe sürüklendiğini belirten Karabulut “İşçi arkadaşlarımıza çağrımız, başınız sıkıştığında, çaresizliğe sürüklendiğinizde, DİSK’e, Dev Yapı İş’e, sendikalara ve mücadele eden kurumlara başvurmanızdır. Bedeninizi ateşe vererek, intihar girişimlerinde bulunmayın. Krizin olduğu dönemler toplumsal bunalımlar da yaşanır, fakat işçiler kendilerini çaresiz hissetmesinler. Mücadele eden kurumlara başvursunlar buralarda örgütlensinler” dedi.

 

Ataşehir Belediyesi’nin İhmal ve Denetimsizliği Var”

Ataşehir Belediyesi’ne bağlı Örnek Mahallesi’ndeki pazar yerinin demir aksamlarının yapımında taşeron firmada çalışan Ramazan Karabacak’ın ücretini alamadığı için intihar girişiminde bulunduğunu aktaran Karabulut, burada belediye yetkililerinin gerekli tedbirleri alıp, gerekli denetimi yapmamış olmasından kaynaklanan bir ihmal olduğunu belirtti.

 

Mücadele Eden Kurumlara Gelin Örgütlenerek Hak Gasplarını Önleyelim”

Sendikalar ve meslek örgütlerinin de yeterli düzeyde sesini duyuramadığını ve işçilere ulaşamadığını ifade eden Karabulut, işçilerin başları her sıkıştığında mücadele eden kurumlarla iletişime geçmeleri gerektiğini, hep birlikte örgütlü bir şekilde bu hak gasplarının önünü geçebileceklerini belirterek Ramazan Karabacak’ın ailesine geçmiş olsun dileklerini ileterek, bu konuda aileyle birlikte haraket edeceklerini belirtti.
“İnşaat İşçisi Köle Değildir”, “Ücret Haktır Gasp Edilemez”, “Köle Değil İşçiyiz Birleşince Güçlüyüz” sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklamasını Dev Yapı İş İstanbul Temsilcisi Hasan Oğuz okudu.

 

450 Bin İnşaat İşçisi İşsizliğe Mahkum Edildi”

Ekonomik kriz derileşerek sürdüğünü, son 3-4 ayda yüzbinlerce işçinin çeşitli sebeplerle işsizler ordusuna katıldığını ve sadece inşaat işkolunda 1 milyon 900 bin olan işçi sayısının bugün 1 milyon 450 bine düştüğünü belirten Oğuz “450 bin inşaat işçisi işsizliğe mahkum edilmiş demektir. İşçiler işten atılıp açlığa mahkum edilirken en temel hak olan ücretleri bile inşaat partonları ve taşeronlar tarafından gasp ediliyor. Bu devranın böyle gitmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

İşçiler Çaresizliğe Sürükleniyor Kendine Zarar Veriyor”

“Siyasal iktidar her ne kadar kriz yok dese de biz işçiler yaşamımızda bunun böyle olmadığını görüyoruz. Bu karanlık tablodan tek başına çıkış bulamayan onlarca işçi kardeşimiz ya binaların tepesine çıkıyor ya da dün burada olduğu gibi bedenini ateşe veriyor. Bu ne ilktir ne de bu devran böyle giderse son olacaktır. Evine haciz gelen, çocuğuna harçlık veremeyen, ev kirasını, faturalarını ödeyemeyen işçiler bunalıma girerek kendine zarar verme yoluna gidiyor” diyen Oğuz, bu kez de Örnek Mahallesi Pazar yeri inşaatında çalışan Ramazan Karabacak’ın çaresizliğe sürüklendiğini, fakat onu mücadelesinde yalnız bırakmayacaklarını belirtti.

 

Nerede Şantiye Varsa Orada Hukuksuzluk, Hakkını Arayan İşçiye Baskı Var”

Krizden çıkış için patronları kurtarma derdinede olan hükümetin, işçilerin çığlıklarını, haykırışlarını duymazdan geldiğini, ifade eden Oğuz Ankara'da TOKİ'de parasını alamadığı için aylardır eylem yapan işçilerin taleplerini görmezden gelen yetkililerin işçi eylem yaptığında gözaltına alındığını yine İstanbul Okmeydanı Hastanesi inşatında hakkını isteyen işçilerin darp edilip işten kovulduğunu hatırlatarak “Otoyol inşaatlarında, şehir hastanesi inşaatlarında nerede bir şantiye varsa orada hukusuzluk var. Hakkını arayan işçiye baskı var” dedi.

 

Örgütlü Mücadele İle Bu Karanlığı Dağıtacağız”

Krizi fırsat bilen patronların, taşeron sistemini de kullanarak para kazandığı halde işçilere ödeme yapmadığını Ataşehir Belediyesi’nde de aynı durumun yaşandığını ifade eden Oğuz, “Onlarca iş yerinde aynı sorunları yaşamaktayız. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. İşçiler, taşeronun taşeronu silsilesiyle çözümsüz bırakılmaktadır. Ama çözümsüz değiliz. Örgütlü mücadele ile bu karanlığı dağıtacak patronların fırsatçılığına izin vermeyeceğiz” dedi.


“Ülkeyi Taşeron Cumhuriyetine Dönüştürdüler”
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Limter İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı “Taşeronluk demek başta iş cinayeti demektir” diyerek sözlerine başladı.

Saygılı “Burada yaşanan sorun tekil bir sorun değildir. 16 yıldır bu memleketi yönetenler ülkeyi bir taşeron cumhuriyetine dönüştürmüşlerdir. Neredeyse her gün taşeronda çalışan 5 işçi arkadaşımız iş cinayetlerine kurban gidiyor. Taşeronda çalışan arkadaşlarımız ücretlerini alamıyor. Bu eylem tekil değil Ankara’da TOKİ inşaatında çalışan işçiler ve Okmeydanı’nda çalışan işçiler ücretlerini alamadıklarından dolayı günlerdir direniyorlar”dedi.

 

Sendikalı Olmaktan Örgütlenmekten Başka Çaremiz Yok”

Nerede taşeronluk varsa, hangi belediye olursa olsun, hangi parti olursa olsun bizim sendikalı olarak görevimiz taşeronluğa karşı mücadeleyi sürdürmektir” diyen Saygılı, tüm bu hak gasplarından, hukuksuzluklardan ve çaresizlikten çıkışın tek yolunun ise örgütlenmekle çözüleceğini ifade ederek işçilere "Kendinizi güvende hissetmek için örgütlenmekten, sendikalı olmaktan başka çaremiz yoktur" diyerek seslendi.

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da, tüm emekçilere bir araya gelerek mücadele yürütme çağrısını yaptı. Piroğlu, "Bedenlerinizi ateşe vermeyin, size bu zulmü yaratanların köşklerini, saraylarını yıkmak için yoksullar ve işçiler omuz omuza gelelim, örgütlenelim ve mücadele edelim. Ramazan arkadaşımızın talepleri taleplerimizdir" dedi.