"İnşaat Sektörü 381 Ölümle Birinci Sırada, Kayıt Dışı İş Cinayetleri Var"

Adalet Arayan İşçi Ailelerinin 78'inci Vicdan ve Adalet Nöbeti yine "kamu güvenliği" gerekçe gösterilerek Galatasaray Meydanı'nda yaptırılmadı. 78'inci nöbette, artarak devam eden iş cinayetlerine, sonuçlanmayan iş cinayeti davalarına ve taraflı bilirkişi raporlarına dikkat çekildi. 28 Nisan'ın İş Cinayetlerinde Yaşamını Yitiren İşçileri Anma ve Yas Günü kabul edilmesi talebi yinelendi.

İSTANBUL - Adalet Arayan İşçi Aileleri’nin Galatasaray Meydanında yapmak istedikleri Vicdan ve Adalet Nöbeti “kamu güvenliği” gerekçe gösterilerek Galatasaray Meydanı'nda yapılması engellendi. Aileler yasağa tepki göstererek basın açıklamasını Beyoğlu’ndaki “Bir Umut Derneği” önünde yaptılar. Dernek binası önünde “78. Vicdan ve Adalet Nöbeti” pankartı açan aileler, iş cinayetlerinde yaşamını yitirenler işçilerin fotoğraflarını taşıdı.

 

Yılın İlk 10 Ayında 1640 İşçi Hayatını Kaybetti’

Bu ayki basın açıklamasını Davutpaşa'daki patlamayla iş cinayetinde yaşamını yitiren Gülhan Çabuk'un eşi İdris Çabuk okudu.

Eylemlerinin “milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçeleriyle Galatasaray Meydanı'nda yapılmasının yasaklanmasına tepki gösteren Çabuk, Ekim 2018’de en az 177, 2018’in ilk on ayında ise en az 1640 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini söyledi.

“SGK verilerine göre inşaat sektörü 381 ölümle birinci sırada” diyen Çabuk, çok sayıda kayıt dışı iş cinayetlerinin de bulunduğunu vurguladı.

İdris Çabuk, “İş cinayeti davalarında cezasızlık anlamına gelen cezalar verilmesi neredeyse bir kaide durumuna geldi. Bizler davalarımızı takip etmeseydik, yargılanan sorumluların yetersiz bulduğumuz cezalara bile çarptırılmayacaklarının farkındayız” dedi.

 

"Bilirkişiler Taraf Tutuyor"

İş cinayetleri davalarında işçilerin “kusurlu” görüldüğüne dikkat çeken Çabuk, “Bilirkişiler iş cinayetinin meydana gelmesindeki sorumluluk tartışmasını yürürlükteki mevzuat hükümleri ve olağan hayatın akışıyla değerlendirmekten ısrarla kaçınarak, işveren ve kamu idarecilerinin rolleri konusunda taraf tutmayı tercih ediyor” dedi. Çabuk, ekonomik krizin ardına sığınarak işyerlerinde güvenlik tedbirlerini tamamen rafa kaldıracaklarından endişe ettiklerini söyledi.

 

Sendikaları İşçilerin Can Güvenliğini Sağlamaya Çağırıyoruz’

Sendikaların rolüne de değinen Çabuk, “Sendikaların birincil gündeminin işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmasını sağlamak olduğuna inanıyoruz. Sendikaları işçinin önce can güvenliğini sağlama, yaşam hakkının ihlal edilmesini engelleme yönünde mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.

İdris Çabuk, 28 Nisan’ın “İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü” ilan edilmesi için başlattıkları imza kampanyasının “iscinayetleriniunutma.org” internet adresinde sürdüğünü söyleyerek konuşmasına son verdi.

 

Zengine Ayrı Fakire Ayrı Tazminat

Acu’nun ardından konuşan iş cinayetlerinde yakınlarını kaybeden ailelerin Avukatı Erbay Yucak da bilirkişi raporunu düzenleyen heyetlerin gereken titizliği göstermemesini eleştirdi.

İş cinayetlerinin dava sürecini de değerlendiren Yucak, “İş cinayetlerini barolar iş cinayeti olarak görmeyip de tazminatla ilgileniyor. Hakimler, bir zengin öldüğünde onun manevi tazminatını ona göre belirliyor” dedi.

Yucak, tazminatın hukuki hak olduğunu, bunun yargı tarafından usulüne uygun olarak korunması gerektiğini dile getirdi.

İş Cinayetlerinde Dünya Üçüncüsüyüz’

İnşaat İş Sendikası’ndan Tezcan Acu, Üçüncü Havalimanında tutuklanan işçilerin 5 Aralık’ta İstanbul’daki Gaziosmanpaşa Adliyesinde görülecek davasına destek çağrısı yaptı.

Acu, “Yaklaşık 75 günü aşan bir tutukluluk söz konusu. Çıkış noktası da işçi sağlığı ve iş cinayetlerinin durdurulmasına yönelikti. İş cinayetlerinde Dünyada 3. Avrupa'da ise 1. sıradayız. Buna karşı örgütlenince tutuklanıyoruz. Viyadük kazasında gördüğümüz gibi 3 arkadaşımız iş cinayetinde hayatını kaybetti. Çok basit önlemler alınsa bunlar yaşanmayacaktı. Biz bu kaza değil cinayet demeyi doğru buluyoruz. İşçilerin canı çok ucuz. Olayan hemen akabinde getirilen yayın yasağı var. Yayın yasağı da şirketlerin itibarını korumak için getirilmiş. İşçinin canı ve itibarı hiç mi kıymetli değil” dedi.