İstanbul Ataşehir Belediyesi'nde park bahçe işlerinde çalışan işçiler adeta ortaçağ koşullarında çalışmaya zorlanıyor. Giyinecek bir yerleri bile olmadığını belirten işçiler "Gerekli koşullar sağlanmazsa işe çıkmayacağız dediklerinde ise sürgüne gönderilmekle tehdit ediliyor.
İSTANBUL - İşçi sınıfının üzerindeki sömürü gittikçe ağırlaşıyor. Yalnızca özel işletmelerde değil kamu kurumlardında çalışan işçiler de kölelik koşullarında çalışmaya mahkum ediliyor. Belediyelerde temizlik, park bahçe işlerinde çalışan işçilerin hem işleri ağır hem de çalışabilmeleri için gerekli imkanlar sağlanmıyor.
İstanbul'da CHP'li Ataşehir Belediyesi'nde park bahçe işlerinde çalışan işçilerin eşyalarını koyacak, üstlerini değişebilecek yerleri bile yok. Derme çatma dolaplara giysileriyle aletlerini bırakıyorlar. Üstlerini açık alanda değiştirmek zorunda kalıyorlar. Yaz boyunca sıcaklarda kan ter içinde sahada ağaç, çiçek ekimi yapıp, temizlik yapan, işçiler duş alamadan toplu taşıma araçlarına binmek zorunda kaldıklarını belirtiyorlar.
Ataşehir Belediyesi sınırları içinde dolaştığınızda gördüğnüz çiçeklerle bezenmiş yeşil alanların bakımını yapan işçiler, kullandıkları tüm aletleri yarı açık bir barakada derme çatma raf ve dolaplarda muhafaza etmeye çalışıyor. Üstlerini giyinecekleri bir kapalı mekan yok. Giysilerini açık alanda değiştirmek zorunda kaldıklarını aktaran işçiler, giysilerini de ya bir çiviye asıyor ya da bahçe bakımında kullandıkları araç gereçlerin arasına bırakmak zorunda kalıyor.
"Park bahçelerde çok zor şartlarda çalışıyoruz. Yaz boyunca sıcaklarda kan ter içinde çiçek, ağaç dikiyoruz, ot biçiyoruz, ağaç buduyoruz, süpürge faraşla temizlik yapıyoruz. Hareketli ve ağır işler. Akşama kadar toz toprak içinde kalıyoruz. İş elbiselerimizi dışarıda değiştiriyoruz. Duş alacak bir yerimiz yok. O terli, toz toprak içinde halimizle üstümüzü değiştirip ter kokulu bir halde toplu taşıma araçlarına biniyoruz. Kalabalık olduğunda insanlar tepki gösteriyor haliyle... Ortaçağ koşullarında çalışıyoruz" diye aktarıyor.
Daha önce bir konteynırları olduğunu ve üstlerini orada değiştirdiklerini belirten işçiler son taşeron şirketle sözleşmenin bitmesinin ardından artık o konteynırın da olmadığını ve araç gereçlerin arasında giyinip eşyalarını da oraya bıraktıklarını belirterek "Eşyalarımızı bıraktığımız yerler ahırdan farksız. Araç gereçlerle giysilerimiz aynı yerde, üst üste yan yana diyor."
Kışın çalışmak ise başka sorunları da beraberinde getiriyor. İşçiler üşüdüklerinde, yağmur yağdığında girebilecekleri bir kapalı alanları olmadığını belirtiyor. Defalarca bu şikayetlerini birim müdürlerine ilettiklerini fakat sonuç alamadıklarını aktaran işçiler. "Konteynır gelmezse işe çıkmayacağız" diyen işçiler birim müdürünün "Şeflerden isimlerinizi alır her birinizi başka bölgelere sürgün ederim" tehdidiyle karşılaştıklarını belirtiyorlar.
"Çalıştığımız şantiyeyi görseniz bizim de aslında 3. Havalimanı'ndaki inşaat işçisi arkadaşlarımızdan hiç de farklı şartlarda olmadığımızı görürsünüz. Gerekli şartların uygulanmasını istediğimizde baskılarla karşılaşıyoruz. İşsizlik en büyük tehdit. Bize kamu hizmeti yapan belediye işçisi değil, taşeronun emrinde çalışan kölelermişiz gibi davranılıyor. Bizler köle değiliz, Ataşehir Belediyesi'nin sınırları içindeki yeşil alanların temizliğini, bakımını yapan belediye işçileriyiz"diyerek bu aşağılamaya ve baskılara tepkilerini dile getiriyorlar.
İşçiler sürekli dile getirmelerine rağmen çalışma şarlarında en ufak bir değişiklik olmadığını,bu nedenle de sendikal örgütlenmeyi sağlamaya çalıştıklarını ifade ettiler.