3.Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, 61 havalimanı işçisi ve sendika yöneticisi hakkında asılsız suçlamalarla dava açılmasını Gaziosmanpaşa Adliyesi önünde işçi ailelerinin de katılımıyla protesto etti. İşçilerin değil, onların eylem yapmasına neden olan kötü çalışma koşullarının varlığını kabul eden İGA ve 38 iş cinayetinden sorumlu olanların yargılanması gerektiği belirtildi. Aileler tutuklu işçi ve sendika yöneticilerinin bir an önce serbest bırakılmasını istedi.
İSTANBUL - 3. Havalimanı işçileri ve görevleri gereği onlarla birlikte hareket eden sendika yöneticilerinin hukuksuzca tutuklanmaları ve 61 kişi hakkında asılsız ve suç oluşturacak nitelikteki iddialarla dava açılması üzerine, 5 Aralık'ta Gaziosmanpaşa Adliyesi'nde görülecek dava öncesi 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu basın açıklaması düzenledi.
Açıklamaya Devrimci Yapı İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ögür Karabulut'un eşi Ayla Karabulut, tutuklu İnşaatçileri Sendikası üyeleri tutuklu Anıl Deniz Gider'in annesi Sevim Gider, Özkan Özkanlı'nın annesi Raife Özkanlı HDP Milletvekili . Dilşad Candaş katıldı.
"Tutuklu İşçiler Serbest Bırakılsın", "Haklarını İsteyen İşçiler Değil Katiller Yargılansın", "İnşaat İşçisi Yalnız Değildir", "İnşaat İşçisi Köle Değildir" sloganlarının sık sık atıldığı eylemde 3.Havalimanı'nda iş bırakma eylemi yaptıkları için 31 işçi ve sendika yöneticisinin hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunduğu ve 61 kişi hakkında dava açıldığı ifade edildi.
5 Aralık'ta görülecek bu davanın Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde görüleceği ifade edilerek bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmesi için adliye önünde oldukları ifade edildi.
3. Havalimanı işçilerinin insanca çalışma koşulları istedikleri, tahtakuruları ile yaşamak istemedikleri, sağlıklı yemek ve düzenli servis istedileri için tutuklandıkları belirtilen açıklamada "Arkadaşlarımızın taleplerinin arkasındayız ve bir an önce yerine getirlmesini, tutuklu arkadaşlarımzın da serbest bırakılmasını istiyoruz" denildi.
Platform bileşenlerinden Bahadır Altan ise "Havalimanında 38 işçi iş cinayetinde katledildi, ama 38 işçinin cinayetinin sorumlusu olarak hiç kimse tutuklu değil, hatta sorumlular hakkında soruşturma yok. Ama 31 Arkadaşımız 56 gündür tutuklu. Neden tutuklu? Delilleri karartmak gibi bir olasılık yok, ki oraya milletvekilleri dahi alınmıyor, bir esir kampı sanki.Yurtdışına gitme şansları da yok. Zaten o imkanları olsaydı bu kadar kötü şartlardaki şantiyede çalışmazlardı. Bu nedenle 56 gündür hukuksuzca özgürlükleri engellenen arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz" dedi.
Eğer suçlu oldukları düşünülüyorsa davanın devam edebileceğini ama hukuksuzca tutuklanan işçilerin ara dosya incelemelerinde serbest bırakılmaları gerektiğini ifade eden Altan "56 gündür süren bu zulüm son bulmalı" diyerek sözü tutuklu sendika yöneticileri ve işçilerin ailelerine bıraktı.
Devrimci Yapı İşçileri Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut'un eşi Ayla Karabulut ise eşinin 56 gündür işçilerle görüştüğü için, onlarla birlikte eyleme katıldığı için tutuklandığını, bir sendika yöneticisi olan Özgür Karabulut'un görevi gereği işçilerin yanında olduğunu ve bu sebeple tutuklanmasının abesle iştigal olduğunu belirtti.
Özgür Karabulut'un tek başına F tipi hücrede kaldığını hatırlatan Karabulut cinayet işleyenler elini kolunu sallayarak dolaşırken, hatta onlara ve daha pek çok suçtan ceza alanlara af çıkarmaya çalışılırken, işçilerin haklı taleplerini dile getiren sendika yöneticilerinin tutuklanmasının kabul edilemeyeceğini ifade ederek tüm tutukluların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirtti.
Konuşmanın ardından "Tutuklu İşçiler Serbest Bırakılsın" sloganı atıldı.
İnşaat İşçileri Sendikası yöneticilerinden Özkan Özkanlı'ın annesi Raife Özkanlı ise "Benim oğlumun suçu ne? İşçilerin haklarını savunmak mı? Neden iki aydır hapiste?" diye sorarak bir an önce serbest bırakılmalarını istedi.
İnşaat İşçileri Sendikası'ndan Anıl Deniz Gider'in annesi Sevim Gider ise "Benim oğlumun hiç bir suçu yok. Oğlum arkadaşlarına yardım için oraya gitti, onların taleplerini dile getirmek için oradaydı . O gece kapıları kırıp içeri girerek işçileri gözaltına alanlar suçludur. Benim çocuğum değil. Benim oğlum arkadaşlarının haklı talepleri için oradaydı onu tutukladılar. Bizi böyle yıldıramazlar. Ben dimdik ayaktayım, çocuğumun ve işçilerin taleplerinin de sonuna kadar arkasındayım" dedi.
İGA CEO'su Kadir Samsunlu'nun "işçiler haklıydı" sözlerini hatırlatan Sevim Gider "Benim oğlum tutuklandıktan iki gün sonra Kadir bey 'işçiler haklıydı' dedi, yataklarda tahta kurusu var, yemekler kötü, çalışma şartları kötü diye kabul etti ama benim oğlum ve arkadaşları iki aydır tutuklu. Eğer bir suçlu varsa bundan sorumlu olanı tutuklasınlar. Benim çocuğumun da diğer işçilerin de hiç bir suçu yok, haklı taleplerini dile getirdiler. Ben oğlumun arkasındayım. Bütün işçiler de benim çocuğum sonlarına kadar arkasındayım, taleplerinin kabul edilmesini ve tutuklu işçilerin serbest bırakılmasını istiyorum" dedi.
Platform bileşenleri "İnşaat İşçisi Köle Değildir", "İnşaat İşçisi Yalnız Değildir" sloganları atttı.
DİSK Yönetim Kurulu üyesi ve Limter İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı ise Dev-Yapı-İş Sendikası ve İnşaat İş Sendikası yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 31 kişinin hukuksuz bir şekilde 56 gündür tutuklu bulunduğunu ifade ederek "Biz her iki sendika yöneticisi arkadaşlarımız ve işçi arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz. Çünkü onlar haklı taleplerle eyleme geçtiler, iş cinayetlerine izin vermemek için eyleme geçtiler, haksızlığa baş kaldırdılar" dedi.
İktidarın ekonomik ve politik olarak giderek zorlanmaya başladığını ve giderek daha zorlu günler yaşayacağın belirten Saygılı, iktidarın, İGA konsorsiyumunu oluşturan şirketlerin ve savcıların işbirliğiyle siyasi bir kararla tutuklandıklarını ve bu davanın da işçi sınıfının haklarına, sendikal çalışma yürüten sendika yöneticilerine yönelik siyasal bir saldırı olduğunu ifade etti. Saygılı aynı şekilde 4 aradan sonra Greif işçilerine de dava açıldığnı hatırlatarak, "Biz biliyoruz ki patronların ve siyasal iktidarın krizleri büyüyecek ve işçiler bu zulme karşı ayağa kalkacaklardır. İşte bu davalar da işçilerin haklarına, örgütlenmelerine yönelik bir gözdağıdır. Ama şunu da bilsinler ki, bizler gerek DİSK'e bağlı sendikalar ve inşaat iş kolundaki iki sendikamızla bu zulme asla baş eğmeyeceğiz ve haklı taleplerimiz için mücadele etmeyi sürdüreceğiz" diyerek tüm tutukluların bir an önce serbest bırakılmasını ve bu hukuksuzluğa son verilmesi istedi.
Platform üyeleri "Tutuklu İşçiler Serbest Bırakılsın", "İnşaat İşçisi Yalnız Değildir" sloganları attılar.
Ardından HDP Milletvekili Dilşad Canşad da işçilerin haklı taleplerinin yerine getirilmesi ve tutuklu işçilerin ve sendika yöneticilerinin bir an önce serbest bırakılmasını istedi.
Platform bileşenleri adına basın açıklamasını İnşaat İşçileri Sendikası'ndan Tezcan Acu okudu.
İş cinayetlerinin işlendiği, insanlık dışı koşullarda işçilerin çalışmaya zorlandığı, 3. Havalimanı İnşaat Şantiyelerinde işçilerin çalışma koşullarına karşı eylemebaşladığı 14 Eylül 2018 gününden beri işçilerin çalışma koşullarında değişiklik olmadığını aktaran Acu, 50.000 e yakın inşaat işçisi, çalışma koşullarının insanlık dışı olduğunu, aylardır ücretlerini alamadıklarını, yatakhanelerin çamurun suyun içinde olduğunu, yemeklerin bozuk, kurtlu, kötü olduğunu belirterek, bu durumların düzeltilmesini isteyerek iş bıraktıklarını belirtti.
3. Havalimanı Şantiyesinde o gün, şirket yetkililerinin çağırısı ile güvenlik güçleri yüzlerce işçinin, kaldıkları odaları da basarak, gözaltına aldıklarını, ertesi gün işçilerle dayanışma için bir araya gelen emekçilerin de aynı şiddete maruz kaldığını, İnşaat İşçileri sendikası ve Devrimci yapı işçileri sendikasının yöneticilerinin olduğu 37 işçi tutuklandığını daha sonra 6 işçi adli takiple serbest bırakıldığını hatırlatan Acu, "İnsanca koşullarda çalışmak istedikleri, iş cinayetlerinin sona ermesini, güvenceli koşulların sağlanmasını ve emeklerinin karşılığında biriken alacaklarının ödenmesini istedikleri için 31 işçi iki aydır tutuklu. Aileleri aç ve susuzluğa mahkum edilmiş durumda" dedi.
"Çalışma koşullarında değişiklik olmazken işçi ölümleri sürerken İGA ya bağlı şirketlerin patronları yemekhane, yatakhane ve servislerdeki kötü koşullardan haberdar olmadıklarını suçlarını itiraf ettiler. Ardından, 29 Ekimde, İş cinayetlerinin, ekolojik cinayetlerin sürdüğü, işçilere zulum yaşatılan, emekleri sömürülen bu havalimanında AKP genel başkanı ve İGA şirketi patronları tarafından gövde gösterisi yapıldı.
Gösterinin yapıldığı gün de, patronların suçunu itiraf ettikleri gün de, sonrasında da değişen bir şey olmadı. Ne koşullar düzeldi, ne suçsuz oldukları halde tutuklu işçiler bırakıldı ne de savcılar gerçek suçlulara gereğini yaptı" diyen Tezcan Acu sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşçiler her gün ölümle yüz yüze çalışmaya zorlanıyor. 3. Havalimanı Şantiyesinde çalışmalar jandarma ve polis kontrolunda ve gözetiminde sürdürülüyor. Yemekhanelerde, servis ve yatakhanelerde sağlıksız ve kötü koşullar aynen devam ediyor. 6 aya yakın alacakları olan işçiler, bunu dile getirdiklerinde 6 ay dolmadan kıdem tazminatları ve alacakları ödenmeksizin işten çıkartılıyorlar.
Biz’ler 3. Havalimanı İnşaat İşçileri ile Dayanışma Platformu olarak bir kez daha uyarıyoruz. Bu zulme son verin.
Bizler gerçek suçluları mahkum ettik. İş cinayetlerinin sorumlularını, kuzey ormanlarını ve sulak alanları yok eden gerçek suçluları; İGA patronları, bu katliamlara yol açan, izin veren, AKP genel başkanı ve ilgili bakanlar ve görevlerini yapmayan, gerçek suçlulara göz yuman, aklayanları teşhir etmeye devam edeceğiz. Gerçek suçlu onlardır ve suç işlemeye devam etmektedirler"
Savcıları görevlerini yapmaya, gerçek suçluları yargılamaya çağıran Acu "Hakkını savunan işçiler suçlu değildir. Tutsak işçileri derhal serbest bırakın.3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu olarak yaşam hakları, özgürlükleri yok edilen, güvencesiz koşullarda çalıştırılan işçilerin ve ailelerinin yanında olmaya devam edeceğiz" dedi.
Platform bileşenleri "Tutuklu İşçiler Serbest Bırakılsın", "İnşaat İşçisi Yalnız Değildir" sloganları atarak eylemi sonlandırdı.