Kozyatağı'ndaki Köroğlu Grup'a ait konut yapımında çalışan inşaat işçileri 27 gün önce aylardır ücretleri ödenmediği için işi durdurup şantiyeyi işgal etmişti. Bugün basın emekçileri ve demokratik kitle örgütleriyle kahvaltıda buluşan işçiler, "3. Havalimanı işçisi arkadaşlarımızın talepleri tüm inşaat işçilerinin talepleri, tutuklu arkadaşlarımız da hukuksuz bir şekilde tutuklandılar, derhal onların serbest bırakılmasını istiyoruz" dedi.
İSTANBUL - Kozyatağı'nda Köroğlu Grup'un konut yapımında çalışan inşaat işçileri aylardır paralarını alamadıkları için 27 gün önce işi durdurarak şantiyeyi işgal etmişti.
İnşaatın temelinden bu yana yüzlerce işçinin emeğiyle yükseldiğini fakat bir çok işçinin ve taşeronun parasını alamadığını, uzun vadeli verilen çeklerinin ise geri döndüğünü, paralarını alıncaya kadar da şantiyeyi terk etmeyeceklerini belirtiyorlar.
Ekmek ve Onur Derneği'nden arkadaşlarının aracılığıyla seslerini kısmen duyurabildiklerini belirten işçiler 3. Havalimanı'nda yaşananlardan dolayı ise çok öfkeli olduklarını söylediler.
Bu sabah basın emekçileri, 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, Mücadele Birliği, Alınteri, merhaba Ekmek ve Onur Derneği, HDP'den dostlarıyla kahvaltıda buluşan işçiler "Biz 27 gündür şantiyeyi işgal ettik fakat sesimizi duyuramadık. Basın emekçisi bir kaç arkadaşımız gelip haber yaptı, birkaç siyasetten insan ziyarette bulundu. Ardından 3. Havalimanı işçilerinin dövülerek gözaltına alınıp tutuklanmalarını yaşadık. İnşaat işçisinin kaderi her yerde aynı. Bu yüzden hem kendi sesimizi duyurmak hem de başta tutuklanan arkadaşlarımızın serbest bırakılması olmak üzere 3. Havalimanı işçilerinin taleplerinin tüm inşaat işçilerinin talepleri olduğunu, hatta tüm sektörlerdeki işçilerin talepleri olduğu mesajını vermek istedik" dediler.
Şantiyede bazı yerlerde havalimanı işçilerine ilişin yazılar var. Fakat yağmur nedeniyle çoğu silinmiş durumda. Bazıları dikkatli bakınınca okunabiliyor. "Onurlu Havalimanı işçisi", "Özgür Karabulut serbest bırakılsın", "Yaşasın havalimanı direnişi" gibi yazıların izleri var. Çok defa döviz ve ozalitler de astıklarını söyleyen işçiler, yağmur yağıyor, hepsi dağılıyor. "Yarın gene yazacağız karton buldukça ya da alabildikçe yazıyoruz" diyorlar.
İşçilerden Taner Mutlu "Biz aylardır paramızı alamadık, en sonunda işi bıraktık, şantiyeyi işgal ettik. İlk zamanlar üç beş kişiydik, o zaman polis geldi bizi alıp götürdü, mafya gibi adamlar gönderdiler bizi korkutmaya çalıştılar. Biz yılmadık, bizim paramızı ödeyin biz de gidelim dedik. Emek ve Onur Derneği'nden arkadaşlar bize destek verdi. Arkadaşlarla tekrar değerlendirdik ve şantiyeden çıkmama kararı aldık. Çünkü bize aylardır sözler veriliyor ama paramızı alamıyoruz. Yalnız burada değil, bu istisnasız bütün şantiyelerde aynı. Havalimanı'ndaki arkadaşlarımızın durumu ortada. Neden eylem yaptılar, işte buraya bakın! İş güvenliği denilen bir şey kesinlikle yok. Arkadaşlarımız şu konteynırda kalıyor. 27 gündür sadece bir kaç basın emekçisi arkadaş geldi haber yaptı. Birkaç siyasetten arkadaş ziyaret etti. Sesimizi duyuramadık. Deniyor ki, işçiler eylem yapsın, sesini çıkarsın, gerçekçi olalım. İşçiler sesini iki gün çıkarır, üç gün çıkarır. Sonra ne olur, ya işten kovulur, ya polis gelir gözaltına alır, ya öldürülür, ya da havalimanındaki arkadaşlarımız gibi hapishaneye götürülür. Ne yaptı arkadaşlar? Suçları ne? Ama mafya sistemi kurulmuş,patronların bir ortağı iktidar, bir ortağı belediye.. Zaten son yasalar çıktı sistem iyice çöktü. Buraya zabıtadan, belediyeden geliyorlar, işçiye bakan yok, direk patronun yanına gider masasına oturur 'E,dostum nasılsın ne var ne yok? Kazancımız ne? Bir sorun varmı?' der seni görmeden çıkar gider. İşçi yaralanmış, işçi ölmüş, parasını alamamış, hiç kimsenin umurunda değil.
Böyle binlerce inşaat var. Havalimanı da bunlardan biri. Bu arada herkes de bilsin ki, havalimanındaki arkadaşlarımızın talepleri bizim de taleplerimiz onlarla gurur duyuyoruz. Tutuklanan Özgür arkadaşımızın ve diğer arkadaşlarımzın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Onları göremiyoruz, ulaşamıyoruz ama bilsinler ki gönlümüz onlarla.Biz de eylemde olduğumuz havalimanına gidemedik ama gönülümüz onlarla taleplerimiz bir. Sesimizi duyuran herkese de teşekkür ederiz" edi.
Sendikaların işçiler bir şey yapsın, biz destek olalım düşüncesinde olduğunu söyleyen Mutlu, "Öyle değil, işçilerin sesini çıkarabilmesi sendikanın onun yanında olmasına bağlı. Şantiyeleri gezmek, işçilerle görüşmek gerek. İşyerlerinden haber gelecek, sendikacılar gidecek. Bu şekilde işçiler eylem de yapsalar olmaz. Bizler bir arada olmak zorundayız. Bir kez daha arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Gönlümüz onların yanında" dedi.
Raif Yılmaz ise "Biz bu inşaata başladık, kaba inşaatını bitirdik, bize çek, sene verdiler ama hepsi geri döndü. Bizi bugün yarın diye iki ay da bir şekilde oyaladılar. Biz 27 gündür şantiyedeyiz. Bugün ilk defa hem basın emekçisi hem de diğer emek dostlarıyla birlikteyiz. Çok duygulandık, destek için arkadaşlar gelince mutlu oluyoruz. Havalimanındaki arkadaşların durumu bizi çok etkiledi. Başta tutuklu arkadaşlarımız olmak üzere hepsine selam gönderiyoruz. Hapisteki arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz" dedi.
Bir başka işçi ise iki aydır bugün yarın oyalandıklarını ve 27 gündür de eylemde olduklarını paraları ödeninceye kadar da şantiyeyi terk etmeyeceklerini belirterek "3. Havalimanı işçisi arkadaşlarımızın da taleplerinin arkasındayız. Tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz" dedi.
İşçiler birlikte dövizin önüne geçerek de ayrıca mesaj gönderdiler.
Mermer işçisi Mustafa Akyol " Havalimanında direnen arkadaşlarımızın taleplerinin yanındayız ve tutuklanan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Çünkü onlar suçlu değil, asıl suçluları değil, hak sahiplerini tutukladılar. Sonuna kadar onların yanındayız.Sendika temsilcisi arkadaşlarımız Özgür, Yunus, Uğur, Anıl, Özkan arkadaşlarımız ve tüm işçilerin serbes bırakılmasını istiyoruz" dedi.
Taner Mutlu "3. Havalimanı'ndaki çalışma şartlarını biz çok iyi biliyoruz çünkü biz de aynı şartlarda çalışıyoruz. Yemekhanesinden, banyosuna, yemeğine kadar. Yaşam alanı diye bir şey yok zaten. İşçi hakkı diye bir şey yok. İşçi hakkı olsaydı, arkadaşlarımız hakkını istediği ve direniş yaptığı için tutuklanmazdı. Biz buradan inşaat işçileri, dayanışmaya gelen market işçileri, tekstil işçileri hepimiz birlikte havalimanı işçilerine özgürlük istiyoruz. Özgür Karabulut'a ve tüm tutsak arkadaşlarımıza özgürlük" diyerek havalimanı işçilerini selamladılar.