İstanbul'da 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu'nun kuruluşu bugün Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi'nde yapılan basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Toplantıda 3. Havalimanı işçilerinin çalışma koşulları, işçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi için yaptıkları iş bırakma eylemi, bu eylem nedeniyle yaşanan tutuklamalar üzerine bilgiler aktarılarak platformun amaçları üzerinde duruldu.
İSTANBUL - 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu bugün İstanbul Karaköy'de bulunan Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Büyükkent Şubesi'nde yapılan basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. "Adaletsizliğe ve Zulme Karşı Dayanıma / İnşaat İşçisi Köle Değildir - 3.Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu yazılı pankartın asıldığı toplantıya platform içinde yer alan Prof. Dr. Beyza Üstün, Prof.Dr. Zeki Kılıçarslan, Devrimci Yapı İşçileri Sendikası'ndan Nihat Demir, İnşaat İşçileri Sendikası'ndan İsmail Şahin ve Av. Ahmet Baran Çelik katıldı.
3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu'nun kuruluşunun duyurulduğu toplantıya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Hüda Kaya, Serpil Kemalbay, Ali Kenanoğlu, ilahiyatçı yazar İhsan Eliaçık’ın yanı sıra birçok siyasi parti ve demokratik kitle örgütü katıldı.
HDP Ekoloji Komisyonu üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün, 3. Havalimanı'nda kötü çalışma koşulları ve bu koşulların iyileştirilmesi talebiyle yapılan iş bırakma eyleminin ardından yapılan tutuklamalara dikkat çekerek, yaklaşık 600 işçinin gözaltına alınmasının ve DİSK’e bağlı 5 yönetici ile 30 işçinin tutuklanmasının anayasa ihlali olduğunu ifade etti. 3.Havalimanı şantiyesinde çalışan işçilerin taleplerinin kabul edilmesi, tutuklanan işçiler ve sedika temsilcilerini serbest bırakılması amacıyla işçiler ve aileleriyle dayanışmak üzere bu platformun oluşturulduğunu ifade etti.
Prof. Zeki Kılıçarslan, 3. Havalimanı şantiyesinde işçilerin kötü çalışma koşullarının iyileştirlimesi talebiyle yaptıkları iş bırakma eylemininin tüm ülkede yankı bulduğunu, burada uygulanan şiddete ve tutuklamalara karşı bir dayanışmada bulunmak üzere oluşturulduğunu ifade etti.
İnşaat İşçileri Sendikası'ndan İsmail Şahin, çok sınırlı güçlerle iki sendikanın sınıfsal mücadele yürütmeye çalışırken, iş bırakma eylemi nedeniyle devletin çok büyük şiddetiyle karşılaştığını, sendika üyelerinin ve işçilerin tutuklandıklarını son olarak da Dev-Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut'un tutuklandığını belirtti. Bu tutuklamaların iki sendikanın mücadele gücünü zayıflatmadığını aksine pek çok yerden destek bulduğunu belirterek, bu dayanışma platformunun çabasıyla işçilerin verdikleri mücadelenin ileriye taşınacağını söyledi.
Devrimci Yapı İşçileri Sendikası'ndan Nihat Demir, "Bu topraklarda yüzyıllardır egemenlerin canına can kanına kan katmak için binlerce insan sokaklarda öldürüldü, rehin alındı. Çocuk da olsa kadın da olsa gereği yapılsın, gerekirse taş üstünde taş baş üstünde baş kalmasın denilen zihniyet yüzünden bu gün bu noktaya gelmiş bulunuyoruz. Egemenlerin bu topraklarda yürüttüğü kanlı savaşı biz kabul etmiyoruz, reddediyoruz ve emekçiler olarak buna karşı mücadelemizi yürüteceğiz" dedi.
Av. Ahmet Baran Çelik, 3. Havalimanı'nda 14 Eylül günü yağmurlu havada uzun süre servis beklenmesinin ardından gelişen iş bırakma eyleminin çok kısa sürede onbine yakın işçinin katıldığı bir protestoya dönüştüğünü ve birden büyüyen gücün devleti korkuttuğu için bu şiddeti uyguladığın ifade ederek sözlerine başladı. 14 Eylül gecesi işçi koğuşlarına koç başlarıyla kapılar girilerek işçilerin gözaltına alındığını ve işkence gördüklerini, Arnavutköy karakoluna götürülen işçilerle ne avukatların ne de milletvekillerinin görüştürülmediğini fakat İGA yetkililerinin karakola girip çıkabildiklerini aktardı. İşçilerin yalnızca jandarma değil İGA'nın yönetiminden insanlar tarafından da gözaltına alındıklarını, mahkemeye getirilirken dahi işkence gördüklerini hatırlattı. İşçilerin bir kısmının ancak 4 gün sonra adliyeye getirildiklerinde avukatları görebildiğini ve ifadelerinin avukatlar olmadan alındığını ve önce 24 işçinin tutuklandığını ardından da tutuklamaların devam ettiğini ve son olarak Dev Yapı İş Sendikası Başkanı Özgür Karabulut'un tutuklandığını söylde.i 3. Havaliman şantiyesinde yapılan eylem sonrası tutuklanan işçilerin hukuki durumlarını bir avukat grubu olarak takip ettiklerini, platform ve sendikalar aracılığıyla şantiyedeki işçilerin durumu hakkında da daha sağlıklı bilgiler alınabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Beyza Üstün tarafından okunan 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu'nun kuruluş amacına ilişkin metin ise şöyle:
"3. Havalimanı’ndaki insanlık dışı barınma-beslenme-ulaşım koşullarına, yaşanan iş cinayetlerine, ücretlerin düzensiz ödenmesi ve sigorta primlerinin eksik yatırılmasına, onur kırıcı muamelelere karşı birikmiş işçi öfkesinin patlamasından sonra başlayan işçi ve sendikacı tutuklamaları devam ediyor.
Direnişin kendisi İGA patronları ve onları denetlemekle görevli Çalışma Bakanlığı ve yetkili tüm resmi merciler hakkında bir suç duyurusu anlamını taşıyan taleplerle tarihe geçti. Yetkililer bu talepler sayesinde açığa çıkan gerçeklerle ilgili hızla işlem başlatmak yerine İGA patronlarını korumaya aldılar. Tüm kamera kayıtlarını didik didik ederek direnişte “köle değiliz” diye haykıran, tutum alan işçileri teker teker ya da gruplar halinde tutuklamaya devam ediyorlar.
Yaklaşık 600 işçiyi gözaltına alıp, aralarında dört İnşaat-İş yöneticisi ve en son 5 Ekim’de DİSK’e bağlı Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut’un da olduğu beş sendikacı ile 30 işçinin tutuklanması; direnme ve örgütlenme hakkına yapılmış açık bir saldırıdır. Anayasa ihlalidir.
Bizler çeşitli sendikalar, kitle örgütleri ve demokratik kurumlar, duyarlı kişiler olarak bir araya gelerek 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu’nu oluşturduk. Bu Platformla haksız-hukuksuz şekilde tutuklanan işçiler ve sendikacılar ile dayanışma içinde olacağımızı, 3. Havalimanı şantiyesinde çalışan arkadaşların bir isyanla deklare ettikleri taleplerinin takipçisi olacağımızı belirtiriz.
Arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılması, parasız-pulsuz konuldukları cezaevindeki ihtiyaçlarının-mağdur edilen ailelerinin yaralarının sarılması için ortak bir çaba içinde olacağımızı vurgularız.
Platformumuz, işçilerin direnme hakkına saygı duyan, insani taleplerini sahiplenen, onların bu şekilde mağdur edilmeleri karşısında vicdani bir sorumluluk duyan tüm kurum ve bireylere açıktır."
Basın toplantısı basın emekçilerinin ve dayanışmada bulunmak isteyen emek dostlarının sorularının yanıtlanması ve önerilerin alınmasının ardından inşaat işçilerini anlatan bir tiyatro oyununun kısa fragmanıyla son buldu.