ABD’li üniversitelerin başını çektiği üniversite öğrencileri, soykırıma maruz kalan Filistin halkıyla dayanışmak ve üniversitelerinin İsrail’le ekonomik ve akademik ilişkilerine son verilmesi için günlerdir eylemde. Columbia Üniversitesiyle...
23 Nisan'da İstanbul, Ankara ve Urfa'da gözaltına alınan 9 gazeteci savcılık ifadeleri için adliyelere getirildi.
Çorlu'da 25 kişinin can verdiği tren kazası davasında karar çıktı. Dönemin TCDD Bölge Müdürü Nihat Aslan'a 15 yıl, Levent Meriçli'ye taksirle ölüme sebebiyetten 9 yıl 2 ay, Mümin Karasu'ya 17 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
1 Mayıs yaklaşırken sendikaların 1 Mayıs çalışmaları ve çağrıları da yoğun bir biçimde devam ediyor.
Özel Evrim Okulları'nda öğretmenlik yaparken sendikal nedenle işten çıkarılan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali'nin açtığı işe iade davası İstanbul 11. İş Mahkemesi'nde bugün görüldü. Şahitlerin tümünün dinlenmesi...
“İnsanlık onuru için Ermeni Soykırımı ile yüzleşelim, faşizmle hesaplaşalım” diyen HBDH Yürütme Komitesi, 24 Nisan 1915 yılının Ermeni halkımıza karşı soykırımının başlangıç tarihi olduğunu söyledi. HBDH’ın açıklaması şöyle:
İHD İstanbul Şubesi, "Ermeni soykırımı tanı, af dile, tazmin et" diyerek Ermeni soykırımının 109. yılında bir basın toplantısı düzenledi.
Çıraklık okulları diye bildiğimiz ama çocuk işçiliğinin yasallaştırılmasından başka bir şey olmayan Mesleki Eğitim Merkezi / MESEM adlı proje 2022 yılında MEB tarafından başlatıldı.
HBDH Yürütme Komitesi, 24 Nisan günü bir açıklama yayınlayarak Kürdistan’a ve Kürt halkına yönelik saldırıları protesto etti.
Davul zurna çalarak ilan ettiler işgal saldırısının gelişini. Bilinen, görülen bir olguydu bu. Hakan Fidan, İbrahim Kalın mekik dokuyup durdular bölgede. Daha seçimlerden önce cümle cihana duyurdular.
Kocaeli İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi (İSİG), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda eylem yaparak çocuk işçiliğe, gençlerin güvencesiz çalıştırılmasına son verilmesi için mücadele çağrısı yaptı.
2024 1 Mayıs’ı yaklaşırken İstanbul’un işçi, emekçi bölgelerinde, kent meydanlarında 1 Mayıs çalışmaları hız kazanmış durumda.
Kadın işçilerin öncülüğünde şekillenen Agrobay Seracılık‘taki mücadele, içeride kalan ödenmeyen ücret ve yıllık izin alacaklarının ödenmesiyle ilk önemli kazanımını elde etti. Agrobay Seracılık’ta sendikaya üye olmanın bedeli işçilere kod 46 ile...
Basına yönelik saldırılar devam ediyor. Günün ilk saatlerinden itibaren, Kürt medyasına ve emekçilerine yönelik saldırılar başladı.
İzmir Kemalpaşa’da bulunan Abalıoğlu-Lezita’da greve çıkan işçilerin mücadelesi 50’li günlerine ulaştı.
Bir ülkenin ekonomi yönetimi, iktisat ve istatistik kurumları bu kadar mı pespaye olur! Bu kadar mı alaya mazhar olmayı başarır!
Haklarını yemeyelim. Aslında mevcut hükümet ya da daha genel anlamda dinci faşist iktidar, her alanda bir “zirve” teşkil ediyor! Şeytanın aklına gelmeyecek ayrıntılar, ince hesaplar, kılı kırk yarmalar... Hayır, bunların hiçbiri sorun çözme adına yapılmıyor. Sorunu hasır altı etmedeki maharetten bahsediyoruz.
İkinci çeyrekte ekonomi %9.9 küçüldü! Tesadüfe bakın. Binde bir ile tek hanede kaldı küçülme! İstatistik kurumumuz çok mahir. Mükemmel hesaplamalar yapıyor.
Muhasebecilere yönelik bilinen fıkradır. Büyük bir firma muhasebeci alacaktır. Mülakatta bilançolar üzerinden vergi hesaplaması yapmaları istenir. Her biri farklı bir vergi ödemesi çıkartır. Sonuncusu ise patrona sorar: Ne kadar ödemek istiyorsunuz! TÜİK işte bu sonuncu muhasebeci gibi çalışıyor. RTE ve ekibinin yüzünü kara çıkarmamak için ne taklalar attı öyle.
Mesela enflasyonu düşürmek gerekiyor, hemen sepet kalemlerini değiştirin olsun bitsin! (Gerçi emekçiler alım güçlerindeki erimeyi çok hassas bir şekilde ölçmesini ve bu anlamda gerçek enflasyonu gayet iyi bilir ama, ücret zamları dahil tüm pazarlıklar, resmi rakama göre yapılır!)
Mesela zenginleşmemiz lazım, ne yapalım? Derhal hesaplama yöntemi değiştirilsin! Böylece ülke bir yılda aynı miktarda mal ve hizmet üretmiş olsa da, hesaplama yöntemi sayesinde kağıt üzerinde yüz küsur milyar dolar birden zenginleşiverir.
Başka? Bizim tüccar-yöneticilerde oyun çok. Mesela nüfus sayımında ülke nüfusu 5 milyon birden azalıverir. Böylece kişi başına düşen gelir artar yine. Bakın yine zenginleşti halk!
İşsizlik başa bela. İstihdam yaratamıyor ekonomi. O zaman üç aylık ortalamalar şeklinde bir hesap yöntemi uyguluyor TÜİK. Rakamlar hem geriden geliyor, hem ortalamalar şeklinde oluyor. Hangi dönem nerde ne kadar işsizlik oldu, görülemiyor. Hepsi bu da değil. Bir de işsizlik kriterleri ile oynuyorsunuz. Milyonlarca işsiz bir anda buharlaşıveriyor. Hatta nüfus arttığı, istihdam mutlak ve göreli olarak azaldığı halde işsizliği düşürmeyi başarmak gibi dünyada eşi benzeri olmayan bir yetenek olduğunu kanıtladı TÜİK!
Sanayi rekor oranda küçülüyor. Hizmet sektörü daha fena. Ekonomi her alanda tel tel dökülüyor. (Tabii bu arada “bilanço karları” da rekor kırmaya devam ediyor.) Damat hala büyüme hayalleri satmaya çalışıyor.
Dedik ya, sorunları çözme uğruna harcanan hiçbir çaba yok. Bu dinci tayfa kelimenin gerçek anlamında rakam cambazı. Bu alanda şeytanı çırak çıkarır! Düşünsenize, Merkez Bankası’nın net döviz rezervi eksideyken RTE meydanlarda “105 milyar dolara çıkardık” müjdesi verebiliyor dinleyenlere!
Peki ya hakikat? Onu katlanarak artan vergilerden, pazarda sürekli artan fiyatlardan, ödenmeyen ücretlerden, geniş kesimlerin borcu borçla çevirme imkanını bile yitirmesinden herkes biliyor zaten. Yokluk daima geniş yığınlara, zenginlik ise bir avuç asalağa.