Emperyalistler ve Türkiye'nin tekelci basını öyle bir algı yarattılar ki, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırıp saldırmayacağı sorusu tüm toplumun, hatta Avrupa ve diğer emperyalist ülkelerin halklarında tartışmasız şekilde bilinç altına yerleştirildi.
Bu algının yerleşmesinde elbette Rusya'nın, sürekli savunma üslubu kullanarak, Ukrayna'ya saldırmayacağını taahhüt eden açıklamalarının payı oldu. Başta İngiltere ve ABD olmak üzere, emperyalistler Rusya'ya “siz Ukrayna'ya saldıracaksınız” dedikçe, Rusya da yemin billah böyle bir planlarının, niyetlerinin, politikalarının olmadığını tekrarlayıp durdular.
Oysa bir gram aklı olan kişi, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması için en ufak bir neden dahi olmadığını bilir, anlar. Ama tersi doğrudur. Ukrayna'nın, Donetsk Halk Cumhuriyeti, Lugansk Halk Cumhuriyeti ve Kırım üzerinden Rusya'ya saldırmasının nedenleri var. Bu topraklar yakın zamana kadar Ukrayna'nın elindeydi. 2014'teki faşist darbe sonrası, Ukrayna'nın Donbass bölgesindeki devrimciler, komünistler, anti-faşistler ayaklanarak Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerini kurdular.
Kırım, biraz daha farklı biçimde de olsa, Ukrayna'dan ayrıldığını ilan ederek önce “bağımsız”lık ilan etti sonra Kırım halkının ezici bir çoğunluğu, referandumla, Rusya'la birleşme kararı almıştı. Ukraynalı faşistler, hükümetleriyle, devletleriyle bu durumu hazmedemediler. Özellikle, Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’ne karşı askeri eylem biçiminde saldırılarını aralıksız sürdürdüler. Öyleyse, “Rusya Ukrayna'ya saldıracak mı” şeklinde baş aşağı duran soruyu ayakları üzerine oturtarak şuna çevirmeliyiz: “Ukrayna, Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri'ne saldıracak mı”
Çok açık. Saldırgan taraf Ukrayna devleti ve emperyalistler tarafından her türlü mali, maddi, donanım, eğitim ile desteklenmiş faşist gruplardır. Ukrayna'da örgütlü ve belli bir gücü olan faşist gruplar özellikle dikkate alınmalıdır. Zira, emperyalistler hükümet düzeyinde Ukrayna hükümetini muhatap alırken, emperyalistlerin askeri ve istihbarat kurumları Ukrayna Hükümeti'ni atlayarak faşist gruplarla doğrudan ilişki kurmaktalar ve onları ancak bir ordu envanterinde bulunabilecek silahlarla donatmış bulunuyorlar.
Bu noktanın önemi şurada: Emperyalistler, bir savaşa karar verdiklerinde -ki özellikle İngiltere bu kararı vermiş görünüyor- Ukraynalı faşist gruplar üzerinden her zaman bu amaçlarını gerçekleştirme olanağına sahipler. Son iki günde Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerine dönük askeri saldırılar bu şekilde de yorumlanabilir. Başka bir ifadeyle, savaş çıkartmak için emperyalistlerin şu komedyen eskisi Zelenski'ye pek de ihtiyaçları yok. Faşist gruplar, oldu bittiyle Ukrayna'yı Rusya'ya karşı bir savaşa sürükleyebilirler.
Bu, Zelenski ve hükümetinin savaş yanlısı olmadıkları anlamına gelmiyor. Ancak son açıklamaları, korktuklarını, ayak sürçmeye başladıklarını; Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerine saldırarak Rusya'yı savaşa çekmenin kendilerine neye mal olacağını anlamış olduklarını gösteriyor.
İngiltere, baş kaplanın yanındaki küçük çakallar gibi, savaşı başlatmak için elinden geleni yapıyor. Baş kaplan elbette ABD, ve öyle görünüyor ki ABD, savaş konusunda son ve kesin kararını vermiş değil. Almanya ve Fransa ise, savaşa karşı olduklarını açıkça ortaya koyuyorlar ve bu yönde ağırlıklarını koymaya çalışıyorlar. Çünkü muhtemel bir savaş, İngiltere ve ABD'yi değil, öncelikle Avrupa'yı kan gölüne çevirecektir.
Rusya, İngiltere ve ABD'ye hesaplarının yanlış olduğunu, kendilerinin bu kan denizinin dışında kalamayacaklarını tatbikatlarla göstermeye ve böylece korkutmaya çalışıyor. Birkaç gün önce “nükleer üçleme” dedikleri, havadan-karadan-denizden nükleer silah kullanma tatbikatının amacı buydu. Sadece Ukrayna değil, Avrupa, İngiltere ve ABD de Rusya'nın nükleer füzelerinin menzili dahilinde.
Tarihten öğrendikleri üç kelimelik bir düşünceye bir gram fikir ekleyemeyenler, emperyalistlerle Rusya arasında çıkacak muhtemel bir savaşa şimdiden “emperyalistler arası paylaşım savaşı” yaftasını takmışlar bile. Oysa, sürecin tüm gelişimi yukarıda aktardığımız gibidir. Burada, emperyalistler arası paylaşım savaşı değil, emperyalistlerin Ukrayna'yı Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri üzerinden Rusya'ya saldırtmaları söz konusu. Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri, isimleriyle müsemma, “Halk Cumhuriyetleri”dir. Bu Cumhuriyetler, içlerinde komünistlerin, devrimcilerin, anti-faşistlerin etkin oldukları devletlerdir. Sosyalist-halkçı yönelimde olduklarından hiç bir kuşku yok. Bu devletlerin kuruluş sürecine bakmak bile bunu görmek için yeterli.
Dolayısıyla, muhtemel bir savaşta bu cumhuriyetlerin yanında olmak, her proleterin, her enternasyonal partinin, her devrimcinin tartışma götürmez görevidir. “Bu savaş emperyalistler arası bir paylaşım savaşıdır” diyerek bu görevlere yan çizmek; dünya proletaryasını bu enternasyonalist görevinden uzak tutmak emperyalistlerin, dünya burjuvazisinin en çok arzuladığı şeydir.
Dün denilebilecek bir yakın tarihte Sovyetler Birliği'ni dağıtan Rusya'nın bugün iki Halk Cumhuriyeti'ne sahip çıkmasına ne demeli? Şu anki Rusya iktidarının başka yolu yok. Öyleyse, bu sorunun yanıtını Rus oligarklar düşünsünler.
Ama şunu biliyoruz: Rusya'nın ve iki Halk Cumhuriyeti'nin emperyalistler ve Ukrayna karşısında elde edecekleri bir zafer, Küba'dan Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ne; Çin Halk Cumhuriyeti'nden Venezuela'ya; oradan tüm dünya proletaryası ve emekçi halklarına kadar, emperyalizme karşı kim varsa hepsine büyük bir moral güç verecek. Böyle bir zaferin dünya devrimine olağanüstü bir hız katacağından kuşku yok.
Yüreğimiz, Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleriyle birlikte!