Her devrimci siyasal örgütlenme, kendi hedeflerini, amaçlarını açıkça ilan eder. İddiası olan, iddiasını açıkça ve güvenle ortaya koyar. Emekçi yığınların karşısına siyasal programıyla çıkar. Onları kendi programı etrafında bir araya gelmeye, o hedefler uğruna mücadele etmeye çağırır. Bu açıdan herhangi bir siyasal programa sahip olmayan bir siyasal örgüt, kendi varlığını geçersizleştirir, anlamsızlaştırır.
Dinci faşizmin krizi derinleşiyor, dinci faşist iktidar sürekli güçten düşüyor. Haliyle tüm siyasal arenada hareketlenme hızlanıyor. Arayışlar, çeşitli iddialarla öne çıkışlar belirgin bir hal alıyor. Her siyasal hareket kendince sürece yanıt vermeye çalışıyor. Elbette her örgütlenme, ittifak, birlik vs. kendi siyasal konumunu güncelleyecek ve emekçi yığınların dikkatini kendi siyasal hattına çekmeye çalışacak. Buraya kadar normal. Normal olmayan, BMG’nin ısrarla ve inatla bundan uzak durması.
BMG niçin var? Salt “birlik olmak” gibi bir siyasal hedef, asla varlık gerekçesi olamaz. Birliğin amacı, hedefi olur ve bunu emekçilere ilan eder. BMG bunu gerçek anlamda yapmış değil. Sınırlı söylemlerle, somut kampanyalarla pratik faaliyet örgütledi şimdiye kadar. Özellikle ilk dönem için dikkatleri üzerine çekmeyi de başardı. Ama kendini var olan diğer oluşumlardan ne ile ayırdığını net olarak ortaya koyamadı. Diğer “birlikler ve bir araya gelişler” karşısında konumunu belirginleştiremedi. İş o raddeye geldi ki, siyasal arenada hemen her çevre bir programla ortaya çıkıp “ortak mücadele” çağrısı yapıyor. BMG ise, kendisi belirli bir misyon ve iddia ile asıl çekim merkezi olması gerekirken, bu çağrıların yarattığı anafora meylediyor. Bunlar, BMG olarak ciddi sorunlarımız arasındadır.
BMG bileşenleri için amaç sadece bir araya gelmek değil. Tek bir süreç olarak iç içe geçmiş, birleşik bir karaktere bürünmüş devrimi başarma/zafere ulaştırma meselesi. Adımızdaki “birleşik” buradan geliyor. Yoksa sadece bir araya gelmiş olmayı ifade etmiyor. Bu açıdan BMG, kendini doğrudan birleşik devrim hedefiyle tanımlamak durumunda. Geliştireceği söylem ve politikaları, bu temel doğrultusunda olmalı.
Daha önce de dikkat çektik. BMG, dışımızdaki siyasal güçlerin çağrıcısı olacağı siyasal hat ve etkinliklere katılımcı olarak öncülük misyonunu kazanamaz. Tam tersine, ortaya güçlü siyasal bir hat (program) koymak, ve bu doğrultuda gerçekten militan ve gözü pek bir mücadele ile siyasal güçleri ardından sürüklemek zorunda. BMG olarak bu alandaki eksikliğimiz, özellikle son güncel “ittifak arayışları” sırasında daha göze batıcı hale geliyor.
Tüm işçi ve emekçiler için, yoksullar için doğrudan çekim merkezi haline gelecek açıklık ve netlikte bir siyasal programla ileri çıkmalı, tüm antifaşist güçleri böyle bir program etrafında birlikte dövüşmeye çağırabilmeliyiz. Ancak bu şekilde emekçi yığınları da, dışımızdaki siyasal güçleri de sürükleyebiliriz.
Ama gelin görün ki, biz daha “çözüm devrimde” genel söylemini bile kullanabilmiş değiliz. Üstelik şu güncel ayaklanma şartlarında!.. Burjuva düzen, yapılıp yapılmayacağı bir seçim üzerinden siyaseti sandığa kilitlemişken, ve sosyal reformistler bile “biz sadece seçime endeksli bir mücadele ve ittifak düşünmüyoruz” derken, kuruluş amacı birleşik devrimin başarılması olan BMG, “çare sandıkta değil, devrimde” demekten uzak duruyor!
Burada boykot veya bağımsız aday ya da bir partinin desteklenmesi vs. türünden somut seçim politikasından bahsetmiyoruz. Bu konularda bileşenler olarak farklı somut politikalar savunuyoruz. Ama sorunumuz şimdi bu özgül politika değil. Daha genel yaklaşımdan, tüm bileşenlerin ortak noktası olan yaklaşımdan bahsediyoruz. “Seçim çare değil, çözüm devrimde” genel söylemi, somut seçim politikasından ayrı olarak, genel kurtuluşun yolunu ifade etmektedir. Ve ne yazık ki biz bu genel doğruyu bile BMG olarak ifade edemiyoruz!
Birleşik devrim doğrultusunda net bir söylem ve net bir duruş sergilenemeyince, ortaya çıkan muazzam siyasal boşluk, burjuva güçler ve onun kuyruğuna takılan sosyal reformistler tarafından dolduruluyor. Nesnel gerçeklik sosyal reformistler dahil herkesi devrimci tarzda konuşmaya itiyor. Her yerde düzenin değişme zorunluluğu dile getiriliyor. Hatta kimi sosyal reformist hareketler doğrudan iktidar konusunu bile gündeme getiriyor. Sosyal reformistler bu siyasal boşlukta “iddialı” söylemlerle rol çalıyor. Ve dahası, tamamen düzen içi program ve birlik çağrıları, dikkat çekici bir şekilde, BMG'nin kimi bileşenlerinin ilgisine mazhar olmayı başarıyor.
Hiç kuşku yok ki, herkes kendi bağımsız siyasal çizgisini izler, kendi politikasını hayata geçirir. Kimse kimseye ipotek koyamaz. Ama iş sadece bununla bitmiyor. Aynı anda iki ata binilemeyeceği de bilinmeli. Yani düşünce ve tercihler net olmalı. BMG’nin yüklendiği tarihsel misyon ve bu misyonun başarılması sorunu var. BMG'nin altına imza atanların buna uyma zorunluluğu var. BMG’nin birleşik devrimci bir odak olarak açık alanda bir çekim merkezi haline getirilmesi gerekiyor. Bu görev herhangi bir şekilde tavsadığı anda, siyasi arenadaki boşluk, kaçınılmaz bir şekilde burjuva güçler ve onların dümen suyundaki sosyal reformistler tarafından doldurulacaktır.
İçerik tartışmalarını bir yana bırakarak söyleyelim ki, bugün “ittifak tartışmaları” aynasında karşımıza çıkan şey tastamam budur. Boşluk, devrimci tarzda doldurulmalıdır.