Bir canımızı daha çaldılar acımasızca. Alçakça kıydılar bir yoldaşımıza daha.
Düşman sinsi, kurnaz ve hunhar... Olanca savunmasızlığıyla bir kahvaltı sofrasında, kiralık çetelerine kurşunlattılar. Polisi, istihbaratı, en tepedeki zat’ı... hepsi oradaydı. Elbirliğiyle katlettiler Deniz Poyraz’ı!
Yüreğimiz en hassas yerinden acısın istiyorlar. Kaybetmekten korkup sineceğimizi düşünüyorlar. Ama yanılıyorlar.
Yanılıyorlar, çünkü yarım asırdır en değerli evlatlarını bu soylu kavgaya adadı emekçi halklarımız. Bir bayrak yarışı gibi elden ele ulaştırdı kavga bayrağını militan kuşaklarımız.
Yeni değil, on yıllardır sürüyor bu çetin kavga. Özgürlüğüne susamış emekçi sınıflar, nice sarp yollardan geçip geldi bugünlere. “Bir gider, bin geliriz” dedi her düşen. Saflar hiç eksilmedi on yıllardır.
Böyle bir birikime gücünüz yeter mi hiç!
Ana yüreğine ateş düşmüş, yüreği yangın yerine düşmüşken “Yıkılamam ayaktayım. Milyonlarca Deniz var. Deniz Gezmiş'in ismini Deniz'e koymuştum. Deniz gitti, bin Deniz gelecek dünyaya. Yıkılmayız ayaktayız” diyor Denizimizin annesi. Canının parçası aşağılık bir çetenin alçakça saldırısıyla yerde yatıyorken daha, “Deniz gitti, bin Deniz gelecek dünyaya” diyen bir inanca boyun eğdirebilir misiniz hiç!
Gücünüz yetmez, ey zulüm bezirganları! Ey hırsızlar sultanı, ey cellatlar topluluğu!.. Anlayın artık “tükenmeyiz kırmak ile”! Halkın Deniz’ini aldınız on yıllar önce aramızdan, halk Deniz oldu, Denizleşti. Nice Denizler doğurdu analarımız. Nice Denizleri feda etti bu kavgaya. Yetmez gücünüz bu iradeyi teslim almaya!
Zulmünüz kar etmeyecek! Marşlarla, türkülerle, bayraklarla ölümün üstüne yürümeye devam edecek emeğin ordusu. Birleşik devrime, halklarımızın mücadele birliğine sıktığınız kurşunlar bizi engelleyemeyecek.
Ne korkacağız, ne evimize kapanıp durulacağız. Suruç, Diyarbakır, Ankara Gar ve diğer vahşetleriniz nasıl çarpıp parçalandıysa birleşik devrimin direngen kavgasına, bu aşağılık cinayetleriniz de kar etmeyecek.
“Provokasyon” çığlıkları ile bizi evlere hapsetme oyununuzu boşa çıkaracağız. Bütün sokaklarda, bütün meydanlarda zulmünüzün karşısına çıkacağız. Yüzünüze haykıracağız:
“Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.”
Gün kavga günü. Gün, sokakları fethetme günü. Gün, düşmanın korku silahını tersine çevirme günü. Kazanacağız! (Venceremos!)