Onca baskıya, tehdide, resmi-sivil faşist teröre rağmen, sokaklar hızla eylem adımlarıyla ısınıyor. Öğrenciler, işçiler, kadınlar, Gazi Ayaklanmasının yıldönümü... derken, Newroz’a tam istim yöneliyor emekçi yığınlar. Patlamaya yer arayan birikmiş öfke, emin adımlarla boy gösteriyor sokaklarda, alanlarda.
Hiç kuşku yok. “HDP kapatılsın” üzerinden bunca yoğun saldırıların alıp başını gittiği, her kör karanlıkta operasyonlara uyandığımız, binlerce insanın sorgusuz sualsiz zindanlara doldurulduğu böylesi şartlar altında gündeme gelen Newroz, Kürt halkı, işçi ve emekçi yığınlar, kadınlar, gençler, yoksul kesimler için bir gövde gösterisi imkanı olacak. Birleşik Mücadele Güçleri için de yeni bir sınav, yeni bir sıçrama noktası olacak Newroz.
BMG, Boğaziçi öğrencilerinin ateşlediği, işçi ve gençlik eylemlerinin tırmanışa geçtiği bir dönemde ilan etti kuruluşunu. “Tam zamanı” denebilecek bir dönemde atıldı kavga meydanına. Etki çapı biraz da bu sebeple beklenenin ötesine geçti.
O günden itibaren adım adım ilerliyor Birleşik Mücadele Güçleri. Kimi zaman naif, kimi zaman iddialı adımlarla yürüyor. Önemli olan da bu. Sürekli yürümek, sürekli üretmek. Birleşik devrimin birleşik örgütlenmelerini yaratmak durmadan. İlmek ilmek örülen mücadeleyle birleşik devrimin odağı olarak belirginleşmek.
Bu alanda ilk ileri atılan gençlik oldu. Birleşik Gençlik Meclisleri’nin ilanı, pratik bir yol açıcı eylemdi. Gençler, enerjik bir şekilde bir araya gelebilmenin, birlikte mücadeleyi omuzlayabilmenin örneklerini yarattı. Ardından tüm alanların üzerinde çatı olabilecek BMG kuruldu. Tam da “buradayız, tarihsel sorumluluğumuzun farkındayız” denmesi gereken bir dönemde çıktı kavga sahasına. Etkisi bu yüzden büyük oldu. Şimdi sırada işçi cephesi var. Sınıf içindeki dağınık çabaların tek merkezde toplanabilmesi, tek tek güçlerin bir araya gelmesinin (aritmetik toplam) çok ötesinde bir etki yaratacaktır.
İşçi sınıfı çalışmaları, diğer alanlardan farklı olarak, bir “siyasal toplam” (ya da daha önce ifade ettiğimiz gibi söyleyecek olursak, “siyasal örgütler koalisyonu”) biçiminde ilerleyemez. İlerlememeli. İşçi faaliyeti kesinlikle konsey temelinde geliştirilmeli. Ve bu konsey, hiçbir şekilde ona güç veren siyasal işçi parti ve örgütlerinin izdüşümü olmamalı. BMG’nin bir “siyasal toplamını” ifade edecek bir işçi örgütlenmesi, sınıf çalışmasını dar bir “grup kimliğine” hapseder ve daha baştan başarısızlığa mahkum olur.
BMG’nin işçi cephesi, kuşkusuz siyasal bir kimliğe sahip olacaktır. Yürüteceği pratik politik faaliyet ile belirli bir çekim etkisi de yaratacaktır. Bunlar, eşyanın doğasına uygun şeyler. Ama işçilerin bu oluşumda örgütlenmesinin yeterli olacağını düşünemez, düşünmemeli. Aksine, en geniş işçi kesimlerini kucaklayacak örgütlere ihtiyaç var. İşçi konseylerine, komitelerine gereksinim duyuyor hareket. BMG’nin oluşturacağı işçi cephesi örgütlenmesi, BMG bileşenlerinin dağınık çabalarını merkezileştirmeye, bir düzene sokmaya, enerji ve imkan tasarrufu sağlamaya yarar ve tüm bu özellikleriyle, faaliyetin etki alanını katbekat artırır.
Unutulmasın, BMG, faşizmi yıkmayı önüne görev olarak koymuş bir siyasal odaktır. İşçi sınıfının tabandaki devrim örgütleri güçlendirilmeksizin bu hedefe ulaşabilmek mümkün değildir. Tam da bu yüzden, işçi sınıfının devrim örgütlerinin yaratılması, doğrudan işçi konseylerinin güçlendirilmesi temel hedeftir. Birleşik Mücadele Güçleri’nin önünde böylesine pratik bir görev var.
Mücadele her adımda sertleşiyor. Sonuç alıcı çarpışmalara doğru ilerliyor. İşçi sınıfı içindeki birleşik faaliyet, hem aciliyet kazanıyor, hem de önem. Devrimin başarısına giden yol, birleşik işçi faaliyetinin başarılmasından geçiyor. İşçi konseylerinin, komitelerinin, meclislerinin el birliğiyle güçlendirileceği, devrimin bu temel araçlarına birleşik enerjimizin aktarılacağı etkin bir birleşik işçi faaliyeti bizleri bekliyor.