Tarihin hiç bir döneminde ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunlar bu kadar yoğunlaşmamış; dünya hiçbir zaman büyük bir alt-üst oluşun eşiğine bu kadar yaklaşmamıştı.
Pandeminin de etkisiyle olaylar hızla varabilecekleri en uç noktaya doğru gidiyor. Dünyanın hiçbir yeri artık insan soyu için yeterince güvenli değil. Mahşerin Dört Atlısı; Açlık, Savaş, Salgın ve Doğal Felaketler dünya üzerinde doludizgin at koşturuyor.
Emperyalist-kapitalist devletlerin bunlar karşısında yapabilecekleri bir şey yok; çünkü bunları ortaya çıkaranlar zaten onlar. Sorunun nedeni olanlar sorunu çözemezler.
Uluslararası tekeller salt kâr oranları düşmesin diye dünyayı bir felakete sürüklemekten çekinmediler. Bu kadar yoksulluk ancak bu kadar zenginlikle mümkün olabildi. Bir yanda milyarlarca insan yemeye ekmek bulamazken, bir yanda az sayıda insan servet dağları biriktirdi! Emperyalist tekellerin pazar kapma yarışları, çöken hegemonyalarını yeniden tesis etme gayreti ülkeleri büyük savaşların eşiğine getirdi; hatta savaşa soktu.
Kapitalist sanayi atıkları havayı, suyu ve toprağı zehirledi; ozon tabakası delindi, kuraklık arttı; ekolojik denge alt-üst oldu; mevsimler yer değiştirdi; bitki ve hayvan türlerinin çeşitliliği azaldı. Bir yanda yağış ve sel felaketleri, bir yanda yangınlar ve kavurucu sıcaklar; tsunami, depremler... Bir yandan biri bitmeden biri ortaya çıkan virüsler, pandemiler. İlaçlara bağışıklık kazanan mikroplar; insanları iyileştirmek yerine daha da hasta eden ilaçlar. Bunları üreten ilaç tekelleri; dünya üzerinde oluşan kara para trafiği. Uyuşturucu üretimi, pazarlanması; pornografi. Bütün bunları organize eden mafya grupları; bunların bağlı olduğu tekelci şirketler... Onların yönettiği devletler; devletlerin istihbarat örgütleri; onların kontrolündeki paralı, silahlı paramiliter gruplar.
Bütün bunları normal şeylermiş gibi insanlara kanıksatmaya çalışan medya tekelleri; satılık kalemler, “iliştirilmiş” gazeteciler; akademisyenler, siyasetçiler vb vb... Bütün bunların binlerce gizli bağla birbirine bağlı oluşu...
Hani derler ya “çivisi çıkmış” bir dünya! Ve bütün bunlara karşı insanlığın umudunu temsil eden, günden güne mayalanan bir dünya devrimi! İnsanın insana kulluğuna son verecek bir sosyalist dünya özlemi! Sınıfların, sınırların olmayacağı; insanların birbirleriyle, diğer canlılarla, doğayla barışık yaşayacakları komünist bir dünya hayali!
Köklü değişimlerin, sıçramaların vakti geldi de geçiyor bile!