2017’de RTE’nin “grev tehdidi altındaki yere biz OHAL’den istifade hemen müdahale ediyoruz” veciz sözü unutulmadı daha. 15 yıllık hükümetlerini överken burjuvalar karşısında, grevlere müsaade etmemekle övünüyordu safını bilmenin güvenciyle. Aynı RTE, soda ve tuz işçilerinin grevlerini yasaklamayı ihmal etmedi tabii. Gerekçe, malum hazır kalıp her zaman: “genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte” olmak!
İşçi grevlerini yasaklamak yetmez elbette. “İşadamlarına” da destek olmak gerek. Dinci faşist iktidar sermayeye bol kepçe dağıtıyor zaten kamu varlıklarını. Hazine yağmalanıyor. Ormanlar, dağlar, dereler, hatta “Dipsiz Göl” olayında olduğu gibi nadide göller... her şey peşkeş çekiliyor. İhaleler adrese teslim. Yağma ve talan, mevcut yapıyı en iyi özetleyen kelime ikilisi olsa gerek. Ama yetmiyor. Tüm bu yağma, tüm bu peşkeş yetmiyor. Varı yoğu çekirge sürüsü gibi ele geçiren sermaye gruplarına bir de “vergi kıyağı” geliyor.
Vergi, önemli mesele. “Vergi, hükümeti emziren meme”. Ama bu vergiler, burjuvalardan alınmıyor. Gelir vergisi deseniz, işçilerin daha maaşları yatarken kesiliyor vergiler. Dolaylı vergiler ise, çok büyük oranda nüfusun çoğunluğu olan emekçilerin tüketimi üzerinden elde ediliyor. Burjuvalara gelince... Emirlerindeki muhasebe ordusu sayesinde zaten verginin büyük kısmından yırtıyor zengin efendiler. Bu da yetmiyor. Bir de hükümet, çeşitli sermaye gruplarının kimi gelirlerini vergiden muaf tutuyor!
İki gün önce Resmi Gazete'de Ticaret Bakanlığı tarafından eylül ayına ilişkin vergi, resim, harç istisnası belgelerinin listesi yayımlandı. Dinci faşist iktidarın gözdelerinden Kalyon’a (ATV ve Sabah’ın sahibi) yine “kıyak” bir sürpriz vardı. Kalyon’un, “kapalı ihale” usulü cukkaladığı 9,5 milyar liralık demiryolu projesinin gelirleri vergi istisnası listesinde yer alıyordu! “Erdoğan aşıkı” Ethem Sancak’ın BMC’si de listedeydi. Sadece Eylül ayında yaklaşık 99 milyonluk vergiden yırttı Sancak.
Elbette sadece Kalyon ya da sadece “yandaşlar” değil. Liste kabarık. Neredeyse 100 şirkete vergi kıyağı yapılmış. Çoğu inşaat firması, on altısı turizm firması.
Hükümet, patronlara bu kıyağın ardından işçilerin asgari ücretinden vergi kesintilerini artırmayı ihmal etmedi tabii!
Bir hükümet, bir “hükümet sistemi”, safkan burjuva niteliğini sergilemek için daha ne yapsın! Dinci faşizm, içeride ve dışarıda attığı her adımla pirüpak bir sermaye yönetimi olduğunu, emperyalizmin ve tekelci sermayenin hizmetinde olduğunu tartışmasız bir şekilde sergiliyor. Dışarıda dört cephede attığı adımlar, içeride her gün yukarıdaki gibi örneklerini gördüğümüz uygulamalar... Çelişkilerin keskinliği oranında hükümetin ve iktidarın sınıf karakteri her tür örtüden sıyrılıp belirginleşiyor. Onunla birlikte işçi ve emekçilerin hedefleri de!..