Bilimin sesinden her daim korkar gelişmeye ayak direyen. Egemenliğini yitirmekte olan her hakim sınıf, o sınıfın siyasal temsilcileri, bilimcinin sesini kısmak, bilimin gelişmesini durdurmak ister. Sanki ayaklarının altındaki toprak kaymayacaktır böyle yaparlarsa. Sanki batmayacaktır gerçeği dile getirenleri zapturapt altına alırsa!
Faşist Bahçeli, her zaman olduğu gibi dinci faşist iktidarın bu “erken öten horozu”, incilerine bir yenisini ekledi: “Türk Tabipler Birliği kapatılmalıdır”!
Kendisi de bir tabip olan, daha doğrusu tüccar tabip olan Sağlık Bakanı, salgın konusundaki gerçekleri gizleme operasyonunun sözcülüğünü yaparken, TTB üyeleri, canhıraş bir şekilde hayatlarını ortaya koyarak salgınla savaşmaya çalışıyor, öte yandan Bakan’nın yalanlarını açığa vuruyorlardı. Bu durum dinci faşist iktidarı zaten fazlasıyla rahatsız etmekteydi. Ama en son “Yönetemiyorsunuz! Ölüyor Tükeniyoruz!” şiarıyla yaptıkları eylem, faşist sermaye düzeni açısından bardağı taşıran damla oldu.
Tıpkı daha önce barolar konusunda gördüğümüz türden bir “ön tepki” ile saldırıya geçileceği anlaşılıyor. Barolar konusunda saldırının işaret fişeğini Diyanet’in takkelisi vermişti. Bu seferkini Bahçeli veriyor.
Daha öne de TTB’yi hedef alan açıklamalar yapmıştı Bahçeli. TTB merkezi salgına dair rakamların gerçeği yansıtmadığını söylediğinde, “elinizdeki verileri açıklayın” diye tehdit etmişti. Oysa pek çok ilden sağlıkçılar ve Tabip Odaları sürekli somut rakamlar söylemekteydi. Tek başına bir ildeki vaka sayılarının bile Sağlık Bakanlığı’nın verilerini yalanladığını ortaya koymaktaydılar. Tekrar edelim. Bunu somut olarak ifade ediyordu TTB. Ama tüm ülkeye dair rakamları açıklayabilmeleri teknik olarak mümkün değil. Bu veriler Bakanlık’ta toplanıyor. Buna rağmen Bahçeli tehdit fırsatını kaçırmadı!
Bu faşistin hezeyanlarına bakın: “Ülkemizin yeni tip Koronavirüs salgınıyla mücadelesini kösteklemek isteyen, vatandaşlarımızla birlikte sağlık çalışanlarımızı telaş ve paniğe sürüklemek amacı taşıyan kötü niyetli bir kampanya devamlı mesafe almaktadır. Bunu görüyoruz, karanlık emel sahiplerini biliyoruz. Türk Tabipler Birliği isimli ihanet oluşumu sözde artan vakalara, hayatını kaybeden insanlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza dikkat çekmek maksadıyla tüm sağlık kurumlarında siyah kurdele takacakmış! Bu teşebbüs zehirli ve zillet bir komplodur.”
Ve asıl meseleye geliyor devamla: “Türk Tabipler Birliği Korona kadar tehlikelidir, tehdit saçmaktadır. Üstelik, hükümete yönelik ‘Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz’ eylemi haince bir tertiptir. Çağrım şudur: Türk Tabipler Birliği, bugünkü hassas dönemde, insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklemektedir. Bu nedenle sadece adında Türk bulunan Tabipler Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalıdır. Virüsle mücadeleye hesapsız ve art niyetsiz devam eden vatansever bilim insanlarımızdan oluşacak bir müteşebbis heyet kurulmalı, rezaletin, hıyanetin ve Türkiye husumetinin kara sayfası kapatılmalıdır. Artık Türk Tabipler Birliği’ne sabır ve tahammül gösterilmesi imkânsızdır.”
Böylece “çoklu baro” gibi artık “çoklu Tabip Odaları” çıkar piyasaya herhalde!
Baskı, tehdit, yasa değişiklikleri, tutuklama... ellerinde ne varsa kullanıyorlar. Hatta İstanbul Tabip Odası’nın yürüyüş eyleminin polis tarafından engellenmesi gibi, çıplak zoru doğrudan kullanıyorlar. Ama başaramıyorlar, başaramayacaklar! Her alanda büyüyen toplumsal başkaldırı, bu türden yasaklara, tehditlere rağmen gelişiyor. Faşist Bahçeli’nin hezeyanları, birikmiş öfkeyi kamçılamaktan başka bir sonuç yaratmayacaktır. Her gün bir hekimin hayatını kaybettiği, sağlık emekçilerinin en ön cephede ateş hattında olduğu şartlarda bu türden tehditlerle sonuç alacağını düşünüyorsa dinci faşist iktidar, şimdiden savaşı kaybetmiş demektir. Bunu çok yakında hep birlikte göreceğimize kimsenin kuşkusu olmasın.