Ne günlere kaldık. Bir zamanların “Güneş batmayan imparatorluğu” Birleşik Krallık, “dış güçlerin” ülkeyi bölmeye çalışmasından şikayetçi!

10 Numara BoJo (Trump’tan sonraki bir diğer “sarı kafa” Boris Johnson), AB’den ayrılma sürecinin giderek kördüğüm halini alması yüzünden “ Teorik olarak ülkemizi bölme ve parçalama gücünü uluslararası bir örgütün eline bırakamayız” diye yakınmaya başlıyor.

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasıyla, gümrük tarifeleri, kuralları vs tümden değişmekte. Haliyle İrlanda ile arasına gümrük duvarları girecek. Ticarette dezavantajlı duruma düşüyor İngiltere. Başbakan Boris Johnson’ın yakınması bundan:

Şimdi, AB'nin şartlarını kabul etmememiz halinde AB'nin, İrlanda Denizinde tam ölçekli bir ticaret sınırı oluşturmak için Kuzey İrlanda Protokolünün aşırıya kaçan bir yorumuna başvurabileceğini duyuyoruz. AB'nin yalnızca Büyük Britanya'dan Kuzey İrlanda'ya taşınan mallara tarife koymakla yetinmeyeceğini, aynı zamanda Büyük Britanya'dan Kuzey İrlanda'ya gıda nakliyatını da durdurabileceği söylendi. AB'nin iyi niyetle müzakere edilen bir anlaşmayı, İngiltere'nin bir bölümünü abluka altına almak, geri kalanından koparmak için kullanmak isteyeceğine ya da Birleşik Krallık'ın ekonomisi ve toprak bütünlüğünü yok etmekle tehdit edeceğine asla inanmadığımı söylemeliyim.”

İşte böyle, kurtlar da av olur bu kurtlar sofrasında!

Hatırlanacaktır. Birleşik Krallık (İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya) Haziran 2016'da yapılan halk oylamasında %52 ile AB’den ayrılma (Brexit) kararı alınmıştı. Yılan hikayesine dönen görüşmeler ve pazarlıklar sonrası bir anlaşmaya varılmış ve 31 Ocak’ta (yedi buçuk ay önce) İngiltere resmen AB’den ayrılmıştı. Ama iş ayrılmakla bitmiyor. AB’ye uyum yasaları, ortak örgüt ve araçlar, pazar birliği... şimdi tüm bunların terse doğru yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Sorun da zaten burada çıkıyor.

Daha Brexit oylamasının hemen ertesinde Birleşik Krallık’ın İngiltere dışındaki parçalarında AB’de kalma, Birleşik Krallık'tan ayrılma tartışmaları yükselmeye başlamıştı. Kuzey İrlanda'da halkoylamasında %60 AB’de kalma yönünde oy kullanırken, İskoçya ve Galler de benzer bir eğilim göstermişti. Şimdi ayrılmanın somut mekanizması oluştukça, bu eğilimlerin güçlendiğine tanık oluyor “majestelerinin hükümeti”!

Kuzey İrlanda en hassas nokta. Zira Brexit anlaşmasında özel bir konuma sahip. Birleşik Krallık'ta olmasına rağmen, AB ile arasına gümrük duvarı girmiyor. Kuzey İrlanda özel bir düzenleme çerçevesinde fiili olarak AB ortak pazarının ve Gümrük Birliği'nin parçası olarak kalacak. Daha doğrusu iki İrlanda arasında ortak gümrük alanı bulunacak.

Ama AB, İngiliz mallarının (gıda dahil) bu “ayrıcalıktan” yararlanmasını engellemek, “sızmayı” önlemek için ek önlemler alıyor. Yukarda BoJo’nun telaşı buradan kaynaklanıyor. Zira bu, fiilen Kuzey İrlanda ile İngiltere arasına gümrük duvarları girmesi demek!

Üstelik İngiltere için daha tedirgin edici olan, Kuzey İrlanda'da barışını korumak adına getirilen bu ayrıcalığın, bu backstop maddenin değiştirilme ihtimali. Johnson daha önceki görüşmelerde bu yönde girişimler olduğunu söylüyor ve “ciddi bir yanlış anlaşılma olabileceğine inanıyoruz. AB'nin protokolü, Kuzey İrlanda'yı sürekli olarak Gümrük Birliği içinde tutmak için kullanma niyetinde olabileceği yönündeki endişelerimiz var” diyor. İşte burası İngiliz devletinin yumuşak karnı! Boris Johnson’ın tabiriyle “böyle bir yorum, Birleşik Krallık'ın birliğini bilfiil baltalayarak Kuzey İrlanda'da barış ve istikrarı ciddi şekilde tehlikeye atar.”

Başbakan Johnson’ın veryansın edip AB’yi iyi niyetli olmamakla suçlaması daha iyi anlaşılıyor burada. Bu yüzden “Birleşik Krallık'ı bu felaketten korumamız gerekiyor, bu nedenle durumu netleştirmek ve tutarsızlıkları gidermek için Birleşik Krallık İç Pazar Yasasıyla yasal bir güvenlik ağı oluşturduk” diyor ve bu tasarısına destek istiyor parlamentoda.

Westminister’ın kibirli centilmenleri, kim bilir belki başlarını ellerinin arasına alıp “Bunu sen istedin George Dandin” diye söyleniyorlardır. İngiliz burjuvazisi ne umdu, ne buluyor! 40 yıldır üyesi olduğu birlikten ayrılmayı seçti, ama bu defa, kendi içindeki ayrılma dinamiklerini tetikledi. Kuzey İrlanda'nın, hatta yarın bir gün İskoçya’nın, bu ticaret ağında parmaklarının arasından kayıp gittiğine tanık olabilir Londra. İskoçya’da bağımsızlık referandumu talepleri yükseliyor. Kuzey İrlanda, bir yanda iç savaşı sona erdiren kırılgan barış anlaşmasını sürdürmeyi istiyor, öte yanda henüz İrlanda ile birleşmeye hazır değil. Ve bu şartlarda araya dikilecek sınır ve gümrük tarifeleri tüm hesapları altüst etmeye yetiyor.

AB tarafına gelince. Bu kibir abidesi budalalara “20 gününüz var” diye ültimatom veriyorlar: “Ya tasarıyı geri çekersiniz ya da iş Avrupa Adalet Divanı’na gider!” Sahi birileri “küreselleşme ve global köy” hikayelerini anlatmaya devam ediyor mu hala!