< Tehlikeli Sular

Libya kazanı kaynıyor. İhvancı Serrac birlikleri Ankara’nın aktif destek ve komutasında Sirte yolunda. 200 araçlık askeri bir konvoyun Sirte yakınlarındaki Taverga’ya ilerlediği belirtiliyor. Saray koridorlarında yüksek sesle Sirte’nin ele geçirileceği ilan ediliyor.

Önceki gün AB liderleri toplantısında, Almanya-Fransa-İtalya, isim vermeden Türkiye’ye yönelik yaptırım sopasını salladılar: “Ambargonun denizde, karada veya havada ihlalleri devam ederse yaptırımların olası kullanımını düşünmeye hazırız ve Avrupa Dışişleri Yüksek Temsilcisi'nin bu yöndeki yapacağı önerileri bekliyoruz.”

Dün Ankara'da Savunma Bakanı Akar, Libya konulu toplantıda İhvancı Serrac hükümetinin İçişleri bakanı Fethi Başağa ile Malta İçişleri Bakanı Byron Camilleri’ye buluştu. Bir gün önce sallanan ambargo tehdidine bir nevi cevap idi yaptığı açıklama: “Libya'da barışa, huzura, güvene, toprak bütünlüğünün sağlanmasına engel olan darbeci Hafter'e yönelik yapılan her türlü yardım ve desteğin bir an önce kesilmesi elzemdir!”

Aynı sıralarda Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da Togo, Nijer ve Ekvator Ginesi’nde “destek bulmak” için Afrika turuna çıktı. Saray sözcüsü Kalın ise Fransa’ya çatmakla meşguldü.

Ankara cephesindeki bu hareketliliğe karşılık Mısır parlamentosunda bir meydan okuması vardı. Mısır, Sirte ve Cufra’yı kırmızı çizgi ilan etmiş, Tobruk Meclisi de Mısır’ı “Libya’yı savunmak üzere davet etmiş” idi. Karşılıklı restleşmelerden, Ankara’nın “racon kesmesinden” sonra bugün Mısır meclisi oybirliği ile Libya tezkeresini onayladı. Devlet televizyonunun deyimiyle “meclis, stratejik Arap yönündeki ulusal güvenliği silahlı suç gruplarına ve yabancı teröristlere karşı korumak amacıyla Mısır askerlerinin ülke sınırları dışına gönderilmesine oy birliğiyle onay verdi”. Böylece İhvancıların Sirte’ye saldırması durumunda Sisi’ye asker gönderme yetkisi verilmiş oldu.

Sahadaki askeri hareketliliğe paralel olarak diplomasi alanında da kuvvetler sahaya sürülmüş, hasımlar gittikçe daha belirgin bir şekilde konumlarını almış durumda. Sahada zaten savaş sürüyor. Çok sayıda farklı kuvvet çatışmalara müdahil. Dolaylı veya doğrudan karışmış durumdalar çatışmalara. Şimdiye kadar bu oyunu kartları en açık haliyle oynayan Türkiye idi. Şimdi Mısır benzer bir yola giriyor. Tehlikeli sularda iki büyük kuvvet ters akıntılarla sürüklenip duruyor. “İstenmeyen bir kazanın” olması işten bile değil.