Yeni nesil bilmez. 1994 yılında hükümet ortağı olan SHP’nin bir milletvekili, Salman Kaya, 1 Mayıs gösterilerinde, Ankara Sıhhiye’de kameralar önünde polislerin tekmeli, yumruklu, telsizli darp saldırısına uğradı.

Tüm televizyon kanalları bu görüntüleri defalarca yayımladılar. Hükümet ortağı olan partinin bir milletvekili polisler tarafından acımasızca dövüldü. O dönem Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar (“delikanlı Taşanlar”!) cumhurbaşkanı Demirel’in koruma amirliği ile taltif edildi! Polisler hiçbir ceza almadı!

Milletvekili dokunulmazlığı? İç savaşta böyle formalitelere kim bakar! “Kuvvetler ayrılığı” imiş, “yasama dokunulmazlığı” imiş... boş bir tınıdan başka bir şey değildir. İktidar her daim yürütmede toplanma eğilimindedir. Şartlar gerektirdiğinde sermaye iktidarı, bu temel gerçeğin üstündeki şalı bir çırpıda atıverir bir kenara. Değil sıradan bir vekil, bir hükümet partisinin vekilinin, basit bir polis ve askerin (bugünlerde artık bekçi de listeye girdi!) karşısında hiçbir hükmü, kıymeti harbiyesi yoktur!

O dönemde bu “siyasal yasa”yı herkes bilir, boş hayale kapılmazdı. Derken devir değişti. Unutuldu bu temel olgu. Yasal ve anayasal hayallerin büyüyeceği kuluçka ortamı yaratıldı. Burjuvazinin ahırına boş bir güven ve önem atfetmek moda oldu.

Her yanılsama yaşamın gerçekliği karşısında tuzla buz olmak zorundadır. Geçici görüngüler aslolan öz tarafından yadsınır. “Eşyanın tabiatı” baskın gelir.

En son ibretlik örneği bir gazetecinin kaleme aldığı “bir garip gözaltı hikayesi”nde okumak mümkün. Hiçbir yazılı kurala uymayan polisler, histerik “öl öl” çığlıkları, avukatların darp edilmesi, gözaltı aracının önünü kesen CHP’li vekillere yönelik bir sivilin “ez şunları” haykırışı, arabayı kullanan polisin gerçekten de araba ile vekilleri “yarıp geçmesi”... ne ararsanız var bu garip hikayede. Unutmadan, olayın başlangıç yeri de “dokunulmaz yasama”nın merkezi yani Meclis’in bahçesi!

Bu olaya bakıp “bu kadar da olmaz” denmesin diye aktardık baştaki hikayeyi. Bu türden “devlet refleksi” Reis dönemine ait yeni bir şey değil. İktidar ilişkisi dediğiniz böyle bir şey. Zamanı geldiğinde her tür formaliteden kurtulmasını bilir. Adına “dokunulmaz yasama” dediğiniz boş bir yanılsamadan ibarettir.

Sahi, bazıları hala burjuvazinin bu ahırında durmaya niye devam ederler?