Alman parlamento binası Reichstag’ın tepesine dikilen orak çekiçli kızıl bayrak Nazi faşizminin yenildiğini simgeler. Tarih 2 Mayıs 1945.1 6 yıl boyunca dünyayı kana bulayan, korkunç suçlar işleyen Nazizm yenilmiştir.

2 Mayıs 2014. Nazilerin yenilmesinden 69 yıl sonra... Odessa’da Kulikova Meydanı’nda çadırlar kurmuş bir avuç insan. Olacaklardan habersiz, federasyon yanlısı eylemlerine devam ediyor. Kiev’de Maidan’da (Meydan) protesto gösterileri olarak başlayan süreç, ABD patentli bir faşist darbeyle sonuçlanmış, ülke gerilmiş, ülkenin doğu bölgesinin Rus nüfusunun anadili yasaklanmış...

Donbass ayaklanmış ve Kiev yönetimini reddedip silahlara sarılmış durumda. Kırım Kiev’deki faşist darbeyi reddedip Rusya’ya katılmak için referandum yapmış ve yüzde doksan üç gibi bir oranla Rusya ile birleşmeye karar vermiş. Mariupol’de Kiev karşıtı hareket kanla bastırılmış, aynı şekilde Harkov faşist terörle sindirilmiş. Ülkede tam bir faşist terör egemen. Ve Odessa’da bu faşist yönelime karşı çıkan bir grup insan, Kulikova’da kurduğu çadırlarda naif bir eylem yapıyor.

Gün içinde kent merkezinde faşistlerle anti-faşistler arasında çatışma çıkıyor. 2 faşist, 4 anti-faşist hayatını kaybediyor. Gerilim yüksek. Daha sonra futbol maçının holiganları da dahil, zincirlerle, beyzbol sopalarıyla, sallamalarla, molotoflarla, palalarla donanmış 1000 kişilik bir kalabalık Kulikova Meydanı’na yöneliyor. Faşist “Sağ Sektör” grubu ve diğer neo-nazi gruplar başı çekiyor. Gözü dönmüş güruhu engellemeye çalışan herhangi bir polis gücü yok!

Molotoflarla ve ateşli silahlarla saldırmaya başlıyorlar meydandaki insanlara. Saldırıya uğrayan insanlar hemen yanlarındaki “Sendika Sarayı” diye bilinen 5 katlı binaya sığınıyorlar. Sonrası... Bu topraklarda aşina olduğumuz görüntüler. Faşizmin evrensel karakteri! Bina ateşe veriliyor. Molotoflarla yakılıyor. Sürekli ateş ediliyor binaya. Ellerine geçirdikleri insanları palalarla, baltalarla parçalıyorlar. Yangın nedeniyle pencerelere çıkan insanlara ateş ediyorlar. Aşağı atlayan insanlara çevreden yardım etmeye çalışanlar oluyor. Onlar da saldırıya uğruyor. Yerdeki yaralılar linç ediliyor. Tam 45 dakika boyunca ortalıkta itfaiye görünmüyor. Polis birimleri olaya müdahale etmiyor! Resmi rakamlara göre o gece o binada tam 42 insan vahşice katlediliyor. 240 kişi de yaralanıyor. 1945’te büyük bozguna uğrayan III. Reich’ın torunları 69 yıl sonra vahşi intikam ayini yapıyor!

42 kişi o gece o binada, 6 kişi sabahki çatışmada, toplam 48 kişi hayatını kaybediyor. Hastanede ağır yaralılardan ölenler var, birkaç yıl sonra hayatını kaybedenler var. Toplamda kaç kişinin öldüğü bile bilinmiyor. Analar Konseyi hala olayların aydınlatılması için kapı kapı dolaşıyor.

Ne ilginçtir ki bu korkunç katliamdan sonra sadece bir kişi ceza alıyor, o da saldırıya uğrayan taraftan! Hiç şaşırtıcı gelmedi değil mi bu toprakların insanlarına! Üzerinden geçen beş yıla rağmen faşistler yargılanabilmiş değil. BM, Ukrayna’da insan haklarının durumuna dair sunduğu 3 aylık raporun 24. sayfasında bu olaya ilişkin yargılamayı yapan mahkemeyi basan faşistlerin elinden yargıcın ancak avukatların araya girmesiyle kurtulabildiğini anlatıyor!

İkinci Dünya Savaşının en vahşi katliamlarına tanık olan Ukrayna, 21. yüzyılda bir kere daha faşist katliamlarla sarsılıyordu.2 Tarih ironileri sever, ama tesadüflere yüz vermez! Ne Ukrayna’nın bu büyük acılara sahne olması tesadüf, ne de faşistlerin bu denli örgütlü ve kendinden emin olması. Uzun bir tarihsel arka planı var.3 Yakın tarih açısından ise “renkli devrimler” furyasının Ukrayna’da “turuncu devrim” olarak ortaya çıktığı Yuşçenko dönemini (2004 ve sonrası) özellikle vurgulamak gerekir.4 Faşist grupların özellikle desteklenmesi, güçlendirilmesi o döneme uzanıyor.

Okay Deprem, bir söyleşisinde haklı olarak şunları söylüyor: "Bandera'nın mirasçıları hala birer piyon olarak görmeye devam edebiliriz. Donbass'taki savaşta öncül rol üstlendiler. Ama her zaman arkalarında birtakım kontrol mekanizmaları var ve birilerine bağımlı çalışıyorlardı. Ukrayna'yı topyekün destekleyen ABD ve müttefikleri oldu. Bunların kanıtları mevcut. Sağ sektörle başladı paramiliter ya da ufak kontrgerilla güçleri gibi türeyerek devam etti zamanla. Bunlar bir anda ortaya çıkmadılar. Ama 2014'ten önce bu kadar göz önünde değillerdi. Sonradan bunların 2014'ten birkaç sene önce komşu ülkelerde eğitimlere başladıkları ortaya çıktı. Sokakta da öncesinde pek hissedilmiyordu ancak Lviv'de Bandera'nın devasa heykeli dururdu. Yani 2014'ten önceki iktidar da Nazi yapılanmasına üstü örtülü de olsa izin vermiş oldu."

Avrupa Ukrayna’dan başlar diye buyurmuştu Hitler bir zamanlar. “Ukrayna’yı Rus ekseninden koparmak” ve “Batı’ya entegrasyon” ancak sosyalist geçmişi suçlamakla, eskinin Nazi işbirlikçilerini aklamakla mümkündü. Savaş suçlusu caniler “ulusal kahraman” ve “bağımsızlık savaşçısı” ilan edildi. Emperyalistlerin hamlesi kaçınılmaz olarak faşistlerin beslenmesine, Nazi imparatorluğunun, III. Reich’ın eylemlerinin aklanmasına götürüyordu. Katliamlar inkar edildi. Düşman “Moskali” (Ruslara dönük nefret ifadesi) idi, Naziler ve onların işbirlikçileri ise kurtarıcı! Bir kez daha emperyalist dünya Hitler’in adımlarını takibe koyuluyordu.

Geçmişte de böyle olmamış mıydı? “Komünizme karşı mücadele”de Nazi iktidarının adamları, Nazi istihbaratçılar, Nazi propaganda yöntemleri ve Nazi gizli örgütlenmeleri temel alınmamış mıydı. Unutulmasın, bu alanda işin baş mimarı, Nazi istihbarat şeflerinden Reinhard Gehlen5’den başkası değildi.

Faşizm dediğiniz şey sermayenin egemenlik biçimlerinden başka bir şey değil ki! Kapitalist iktisadı, hem de pek bir övgüyle savunulan liberal kapitalist iktisadı alın, onun yasalarını son noktaya kadar takip edin, karşınıza katıksız Nazi ideolojisi çıkacaktır. (Şüphesi olan Lester Thurow’un “Kapitalizmin Geleceği” kitabını okuyabilir!)

Odessa katliamı ve Kiev’deki faşist darbe tekil veya ayrıksın değil. Tarihsel olarak III. Reich’ın kanlı gölgesi düşen, öte yandan günümüz faşizmini ele veren bir katliam. Sermaye ile faşizm bağlantısının en net görünür kılan bir vahşet. Bugün geldiği aşamada tüm yerkürede insanlığı tehdit eden dünya kapitalizminin genelleşen eğilimidir. Faşizm ve faşist hareketler gittikçe artan etkinlikle çıkıyor kapitalizmi aşmaya yönelen insanlığın karşısına. Donbass’lı yoldaşların güzel bir ifade ile belirttiği gibi “sokak ve devlet terörü bir oluyor” halk hareketlerinin karşısında.

Faşizmi yenmek için bu kötülüğün köklerini anlamak gerek. Modernitenin meydan okuyuşuna bilimsel ve tutarlı karşılık liberalizm yahut muhafazakarlık tarafından değil, Marksist enternasyonalizm tarafından verilebilir. Faşizm olgusu, bizi insanlıktan çıkaran, çevremizdeki her şeyi acımasızca bir metaya dönüştüren kapitalizmin özünden doğar.”

Sinan KALELİ

-------------------------------------------

1Aslında 30 Nisan akşam saatlerinde dikilir sade kızıl bayrak. Ama hava karanlıktır ve görüntülenememiştir. Bunun üzerine 2 Mayıs günü bu defa orak çekiçli kızıl bayrak dikilir Reichstag binasına. Hem filme alınır, hem fotoğraf çekilir. Berlin düşmüş, Almanya yenilmiştir! 8 Mayıs’ı 9 Mayıs’a bağlayan gece kayıtsız şartsız teslim olur.
2Ukrayna’da Babi Yar’da iki günde 34 bin insan (büyük kısmı Yahudi idi, ayrıcı esir Sovyet askerleri ve Romanlar vardı), Ukrayna kurtarılana kadar 3 yılda 200 bini aşkın insan katledildi. Ve bu katliamlarda “Ukraynalı milliyetçiler” (Stepan Bandera’cılar) önemli rol oynadı.
3Ukrayna’da faşist ve anti-komünist örgütlenmelerin tarihine dair başarılı bir özet için buraya bakılabilir.
4Ukrayna’daki yahudi topluluğu ile yapılan bir söyleşide günlük yaşamda bu durumun yansımaları görülebiliyor.
5Reinhard Gehlen, CIA dahil tüm emperyalist istihbaratın Sovyetler’e karşı taktiklerinin bel kemiğini oluşturan kişidir. Batı Alman istihbaratı BNB’nin kurucusu ve başındaki adamdır bu Nazi. Adını değiştirerek bu işlerin başına getirilmiştir. CIA’nın gizliliği kaldırılan belgelerinden birinde Gehlen’in “Batı medeniyetinin esas düşmanı Sovyetlerdir” görüşünün gücünden övgüyle bahseder ve Washington’ın desteğiyle Sovyetler’e karşı mücadelede G-2 örgütünü kurması anlatılır.