(...)
Xânî kemalsizliğin kemale ermesinden dolayı,
Kemal meydanını boş buldu.
Yani kabiliyetinden ve ehliyetinden değil,
Sadece hamiyet ve aşiret tutkunluğundan,
Kısacası: inattan ya da çaresizlikten
Mutat hilafı olarak bu bit’atı işledi (1)
Umut veren bir başlık; “Yarın Bizimdir Yoldaşlar”. Yazarı Manuel Tiago... Kapağı çeviriyorsunuz, sunu bölümüne düşülmüş bir not: “Romanın daktiloya yazılmış metni, romanda sözü edilen kişilerin fırtınalı yaşamında, bu tür olayların geçtiği yıllarda derlenen bir arşivde, başka belgelerin arasında bulundu.” Heyecan artıyor... “Romanın yazarının kim olduğu bilinmiyor.” Gizem okuru daha bir içine çekiyor... Kim bu Manuel Tiago?
Nereden çıktı şimdi bu soru, diye soranlar olacaktır. Öncelikle bu soruya bir açıklık getirerek başlayalım konumuza. Önsöz sayfalarında sık sık karşılaştığınız iki kavram. Yazarlarımızın kimisi toplumcu dedi, kimisi sosyalist dedi. Sanat üzerine yazılmış birçok araştırma kitabında da bu iki farklı kullanıma rastlamışsınızdır. Doğal olarak okurlarımız bu farklılığın nedenini anlamak istedi. Bu adlandırma sanat anlayışlarının farklılığından mı kaynaklanıyor, diye soranlar oldu. Bizde bu karışıklığı ortadan kaldırmak için konferansta bu sorulara cevap verelim dedik.
İnsan gelişmesinin alanı zamandır, diyor Marx.
Kapitalizm bize zaman bırakıyor mu?
Çalışma saatlerimiz çok uzun... Kendimizi gerçekleştirmek için ihtiyacımız olan zaman bizden çalınmış durumda. “Boş zamanı olmayan, tüm yaşamı uyku, yemek ve benzeri şeylerin getirdiği fiziksel kesintiler dışında kapitalist için çalışmakla geçen kişi, yük hayvanından bile aşağıdır. Kendi dışına yönelik zenginlik üreten bir makinedir yalnızca.” diyor Marx.
Her ekonomik sistem, kendine uygun üstyapı yaratır. Kendi devamlılığının garantisi bu üstyapı unsurlarını ne kadar güçlü kıldığıyla ilgilidir. Kültür ve sanatta bir üst yapı unsuru olarak hangi ekonomik ilişkilere dayanıyorsa onun değerlerini estetize eder ve yüceltir.