Büyük bir devrimden geçiyoruz. Bu devrimin, dünyadaki devrimci şartlarla bağıntılı olarak başka yerlerde zincirleme bir etki yaratacağı çok açık. Dünyada devrimci bir dönemin oluşması, her devrimin etkilerini ülkenin sınırlarının dışına taşır. Bu devrim başarıya ulaşacaksa bu, ancak proletaryanın devrimci sınıf partisinin önderliğinde olur.
Devrimin başarıya ulaşması, devrimci dönemin hükümeti olan geçici devrim hükümetinin kurulmasıdır. Eski toplumdan yeni bir topluma geçiş, devrimci bir dönemi gerektirir. Siyasi geçişin gerektirdiği en etkili devrimci önlemler, geçici devrim hükümetince alınır. Böylesi son derece devrimci önlemler hükümetine hazırlanmak ve onu kurmak devrimci işçilere ve diğer devrimci kitlelere düşer. Devrimci komünist parti, burada öncü ve yönlendirici güçtür.
İktidarın ele geçirilmesi, işçi kitlelerinin devrimci hedefidir ve sınıf savaşının en ileri noktasında çözülür. İşçilerin devrimci sınıf savaşını en ileri ve en yüksek düzeye vardırmadan ve her yeni topluma geçişte enerjik bir araç olan devrimci güce başvurmadan iktidar sorunu çözülemez. Devrimci araçlar olmadan amacı istemek küçük burjuva hayalciliğidir. Küçük burjuva hayaliciliğine karşı her zaman mücadele ettik. Devrimci zor araçlarını ve güçlerini örgütlemek dün de bugün de devrimci komünist partinin görevidir.
Devrimci komünizmin, Leninist Partinin bu yöndeki çabası ve mücadelesi yıllardır sürüyor. Parti bu çabalarını yıllarca sürdürecek denli güçlüdür, fakat tüm bu çabalar ve mücadele devrimi başarıya ulaştırmayacak kadar da yetersizdir. Kendi yetersizliklerini ve zayıflıklarını görmek ve gidermek, sınıf savaşının geleceği açısından hayatidir.
Gezi Haziran halk ayaklanması ve 6-8 Ekim halk ayaklanması, Türkiye ve Kürdistan’da koşulların devrim için ne kadar olgunlaştığının nesnel bir kanıtı oldu. Ayaklanma günleri aynı zamanda, devrimin öznesinin, Türkiye ve Kürdistan proletaryasının toplumsal ayaklanmayı daha ileriye götürmesi için aşılması gereken öznel yönlerini de gözlerinin önüne serdi. Bu yönüyle ayaklanmalar ve kitlelerin bütün toplumsal pratiği eğitici bir rol oynadı. Toplumsal durum yeni ayaklanmaların tüm ögelerini içinde barındırıyor. Yeni bir ayaklanma ancak daha devrimci bir biçimde gelişirse sonuca ulaşır. Ayaklanmaya proleter devrimci parti önderlik etmelidir. Proleter devrimci partinin önderliği, toplumsal ayaklanmanın daha devrimci tarzda gelişmesinin güvencesidir. Bu topraklarda devrimci savaşımın uzun ve sancılı bir sürecin sonunda zafere varacağının tartışmasız kanıtı, uzun iç savaştır. İç savaşı henüz kazanmadıysak da, onu kazanacak deneyim ve güç biriktirdik. İç savaşın devrimci güçlerinin, savaşı nasıl zaferle sonuçlandırabilecekleri, devrimci sınıf partisi tarafından defalarca açıklandı. İç savaştan kesin bir galibiyetle çıkmak için, proletaryanın savaşan partisinin öncülüğünde hareket edilmelidir.
Devrimin zafere ulaşmasını çeşitli yönlerden açıkladık. Bu bakış açısı, devrimin zaferinin bakış açısıdır. Biz, iktidar mücadelesi daha iyi anlaşılsın diye, mücadeleyi çeşitli yönlerden açıkladık. İktidar mücadelesi bütünlüklü bir mücadeledir. Yalnızca devrimci sınıf partisi kitleleri iktidarı ele geçirmeye hazırlar. Sınıf kavgasının yarım yüzyıllık devrimci tarihi, geleceğe, iktidarı almaya yönelik uzun bir eğitim ve hazırlığı kendi içinde taşıyor. Mücadelenin bu günkü aşaması, hazırlığın çok ilerisindedir. Bugünkü hedef, iktidar sorununu kesin olarak çözmektir.
Devrimin zaferi bakış açısıyla içinde bulunduğumuz duruma bakmak, yalnızca mücadelenin lehine olanları görmek değildir. Zaferin önünde, ama bizden kaynaklanan engelleri de görmektir. Bunları sıraladık. Her sınıf bilinçli işçi, her devrimci militan, bu bakış açısıyla kendi durumuna bakmalıdır. Mücadelenin geleceği açısından iyi bir konumda olup olmadığını, doğru siyasal saflarda bulunup bulunmadığını yeniden değerlendirmelidir. Sağlıklı sonuçlara kavuşmak için durumumuza bu bakışla bakmalıyız.
Devrimin zaferi bakış açısı, reformist ve oportünist hareketlerin sınıf mücadelesindeki konumunu çok daha net olarak açığa çıkarır. Bu hareketlerin burjuva uzlaşmacı çabaları, burjuvazinin işçi hareketi üzerindeki etkisini ifade eder. Devrimci hareket, bu etkiye rağmen, devrim hedefiyle yoluna devam etti ve ileri noktaya vardı. İşçiler, emekçiler bunların etkisinden tamamen çıktığı zaman, hareketin çok daha ileriye gideceği açık.
Hedef eski toplumda, reformlarla oyalanmak değil, bir toplumdan başka bir topluma geçmektir. İşçi sınıfının görevi, bugünkü toplumsal sistemin çeşitli yönleriyle, nicelikleriyle, sonuçlarıyla kendini bağlamak değil, bu köhnemiş toplumun kendisini dönüştürmektir. Çünkü işçi sınıfı, toplumun devrimci dönüşümüyle tam kurtuluşunu gerçekleştirebilir. Bu, bugüne kadar gerçekleşmiş en büyük devrimdir.
Tarihin en büyük devrimi, kitlelerin “en az direnme çizgisi”yle gerçekleşebilir mi?”. Kesinlikle gerçekleşemez. Devrim, bütün devrim deneyimlerinin öğrettiği gibi, en etkin, en yüksek en açık devrimci savaşımla zafere ulaşır. 20. yüzyılın toplumsal devrimlerinden çıkan ortak devrimci sonuçlara rağmen, “en az direnç çizgisi” reformist hareketlerin siyasi çizgisi olarak sürüyor. Bu, burjuvaziyle uzlaşma çizgisidir.
Devrimci durum, sosyal reformist hareketler için dezavantajdır. Çünkü her tür uzlaşma anlayışı kitlelerin devrimci eylemlerinde belirgin artışın olduğu bir süreçte etkisiz kalır. Aynı durum, devrimci marksizm için bir avantajdır. Çünkü yığınların devrimci eylemlerini devrime daha kolay ve çabuk dönüştürebilir.
Her türlü reformist ve oportünist hareketin devrimci komünizm karşısında gerilemesini de, onlara karşı verilen ideolojik mücadelenin büyük bir etkisinin yanında, nesnel koşulların devrimci yönde gelişmesinin de çok büyük bir yeri var. Devrimci sınıf partisi avantajlarından yararlanmasını öğrenmelidir.
Bu topraklarda toplumun iç çelişkileri çok keskin, devrimci durum çok derindir, devrimin yıkıcı devrimci gücü de çok büyüktür. Devrimin büyük yıkıcı gücünü burjuvazinin sınıf egemenliğini devirmeye yöneltmek proletaryanın devrimci sınıf partisine düşüyor.
C.DAĞLI