Aralıksız bir suikast rejimi... SİHA’larla, bombalı araçlarla, doğrudan silahlı saldırılarla siviller, politikacılar, yerel yönetim üyeleri, askeri birimler, gazeteciler... akla gelen herkes hedefte.
Hayır, tüm gözlerin çevrili olduğu Filistin’deki siyonist işgalcilerin vahşi soykırımından bahsetmiyoruz. Dünya halkları haklı olarak kahraman Filistin halkıyla dayanışma içinde, ayakta her yerde.
Ama burada, sınırın hemen ötesinde, yıllardır vahşi bir suikast politikası aralıksız sürdürülürken, çoğunluk görmüyor, duymuyor, konuşmuyor!..
Rojava’da ve Güney Kürdistan’da acımasız bir savaş yürütüyor dinci faşizm. Her yaştan, her meslekten insan acımasızca katlediliyor. Tarlalar ateşe veriliyor, insanlar bilinçli olarak kıtlığa mahkum ediliyor.
23 Ağustos’ta Süleymaniye’de iki kadın gazeteci, Gülistan Tara ve Hero Bahadin, TSK’ya ait SİHA saldırısında katledildi. Bilerek, hedef gözetilerek katledildi gazeteciler. Bindikleri araç SİHA’dan atılan füzeyle vuruldu. Üstüne basa basa tekrarlayalım... İki gazetecinin bindiği araç, özel olarak füze ile hedef alındı!
Vurulan bir askeri hedef değil. Hatta karar merciinde olan bir siyasi yönetici de değil, gazeteci!
Yüzlerce gazetecinin zindanlara atıldığı, binlercesi hakkında ardı arkası kesilmeyen davaların açıldığı, işkenceli sorgulardan geçirildiği, öldürüldüğü bir düzen bu. İçerideki vahşet “sınır ötesi”ne taşıyor. Gerçekleri dile getirenler dinci faşizmin hedefi haline geliyor.
Kürt halkı, katledilen kadın gazeteciler için her yerde ayağa kalktı, sokaklara aktı. Protesto gösterileri sınırları aştı. Kürdistan ve Türkiye’nin pek çok kentinde eylemler oldu.
Dinci faşist iktidar polisleri saldı eylemcilerin üzerine. İnsanların parti binalarından çıkışını bile engelledi kimi yerlerde. Bu aşağılık suikastlara, bu cinayetlere tepki verilmesin, bu vahşeti geniş emekçi kitleler duymasın diye her şeyi yaptılar, yapıyorlar.
Başaramayacaklar. İşçi ve emekçilerin, ezilen halkların sesi olmak, sosyalist basının varlık sebebidir. Bu vahşete asla sessiz kalmayacağız!