Kadın olmak bu gerici sistemde her geçen gün daha da zorlaşıyor. Parkta spor yapan hamile kadına saldırı, otobüste şortlu hemşireye saldırı vb derken, bu olaylar münferit olmaktan çıkıyor, her an karşına çıkabilecek bir olaya dönüşüyor. Kadın cinayetlerini saymaya ise yetişemiyoruz artık.
Geçtiğimiz hafta dolmuşta genç bir kadının şortu yüzünden dövülmesinin yarattığı dehşeti atlatamamışken bir adamın önce bir kız çocuğuna tuğlayla saldırması sonra bir kadını bıçaklaması olayını duyduk.
Ve son iki günde de önce İstanbul Eminönü’nde bir adam genç bir kadına kıyafeti yüzünden sözlü olarak saldırdı, kadının çığlık atması üzerine etraftan halk kadına destek oldu.
Dün ise Bursa’da hastanede güvenlik görevlisi bir kadın, aynı hastanede görevli emekli polis memuru eski erkek arkadaşı tarafından “gömleğinin iki düğmesi açık” olduğu gerekçesi ile kurşunlandı. 2 kurşun isabet eden 45 yaşındaki kadın, ameliyat olsa da iyileşme süreci oldukça uzun sürecek.
Dinci gerici sistemin biz kadınlara verebileceği şey bundan daha fazla değil. İtaat etmek ya da ölüm.
İtaat et, evinde otur ya da sadece kadına layık görülen işlerde çalış, kapalı giyin, sosyal yaşama katılma, doğur ve itaat etmeye devam et. Köle pazarlarında satılmak, ergenliğe girmeden evlendirilmek, gücün yettiğince 3-5 doğurmaya devam etmek, eşin-sahibin hoşnut olmadığında dayak, terk edilmek ya da öldürülmek günlük yaşamın bir parçası haline getirilmek, kanıksatılmak isteniyor.
Dünyanın yarısı olan bizler, ne yaşamlarımızdan, ne özgürlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz. İnsanca yaşamak için, giyimimizden, yaşamımızdan, eğitim ve çalışma hayatımızdan vazgeçmemek için mücadele edeceğiz. Özgürlüğümüzü kazanmak için başeğmeyecek ve her koşulda vazgeçmeyeceğiz.
İstanbul’dan Emekçi Bir Kadın