İHD İstanbul Şubesi iktidarın son süreçteki baskı, gözaltı ve yıldırma politikalarını dernek önünde yapılan bir basın açıklaması ile protesto etti.
İktidarın son dönemlerde, seçme ve seçilme, örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılarına, gözaltı ve tutuklama politikalarına ilişkin İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi üyeleri Beyoğlu'nda bulunan dernek binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasını okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, "Siyasal iktidarın; seçme ve seçilme hakkına, örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıları, belediyelere kayyum atayarak seçmen iradesini boşa düşürme politikası ve haksız gözaltı ve tutuklamalarla giderek artırdığı hak ihlalleri karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz!" diyerek sözlerine başladı.
"Hukuk Sisteminde Rastlanmayan Suç Tipi İcat Edildi"
Yerel seçimlerin yapıldığı 2024 yılının Mart ayından bu yana DEM Parti tarafından kazanılan belediyeler çoğunlukta olmak olmak üzere, 2’si büyükşehir, 11 belediyeye İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atandığını ve kayyum atama işlemleri sırasında halka işkenceye varan kötü muamelelerde bulunulduğunu ve çok sayıda insan gözaltına alınarak tutuklandığını hatırlatan Yoleri, Siyasal iktidar, tamamen seçmenin seçme özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek kent uzlaşısı yaklaşımını da bir suç olarak değerlendirerek kent uzlaşısı adı altında belediyede çeşitli görevlere getirilen 10 kişi hakkında da tutuklama kararı verdi. En son 15 Şubat Cumartesi günü sabaha karşı Van Belediyesi’ne bir operasyon düzenlendi ve Van Belediye Başkanı hakkında verilmiş bugüne kadar hukuk sisteminde hiç rastlanmayan “terör örgütüne yardıma teşebbüs” suç tipi icat edildi" dedi.
İktidar tarafından icat edilen suça ilişkin ceza dayanak yapılarak da belediyeye kayyum atandığını, Van Belediyesi’ne kayyum atanması işlemi sırasında belediyenin içine, halka, plastik mermilerle ateş edildiğini söyleyen Yoleri, yapılan basın açıklamaları sırasında DEM Parti milletvekili Nevroz Uysal da dahil çok sayıda insana işkence edildi, çok sayıda kişi gözaltına alındığı anımsattı.
Tüm bu hak ihlalleri devam ederken 18 Şubat günü sabaha karşı, yeni bir ihlal furyasıyla özellikle HDK bünyesinde çalıştığı iddia edilen ve çoğunluğu HDK bileşeni olan siyasal görüşlere mensup çok sayıda gazeteci, insan hakları savunucusu, siyasetçi, avukat, sanatçıların aralarında bulunduğu en az 60 kişinin gözaltına alındığını söyleyen Yoleri, bu operasyonun coğrafyada yaşayan tüm halklara yönelik bir “korkutma” ve “sindirme” operasyonu olduğunu ifade eden Yoleri "Bir taraftan yürütülen yeni bir “'sürecin' varlığı tartışılırken, çatışma ortamının bitmesi gerektiği savunulurken, bugüne kadar hiçbir şekilde savaş politikalarına hizmet etmemiş, her zaman barışı savunmuş, insan hakları ve demokrasiden yana olmuş insanların gözaltına alınması başka bir şekilde açıklanamaz" diye konuştu.
"Korkutma Ve Yıldırma Politikalarının Karşısında Duracağız"
Türkiye Cumhuriyeti’nin altında imzası olan Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi sözleşmelerin de ruhuna aykırı olan bu uygulamalar karşısında iktidarı bir kez daha insan hakları adına uyardıklarını ifade eden Yoleri, "İnsan hakları savunucuları olarak irademizi, ifade ve örgütlenme özgürlüğümüzü sonuna kadar savunma kararlılığındayız. Hem halkın seçme ve seçilme özgürlüğüne, seçmen iradesine darbe olarak değerlendirdiğimiz kayyum politikasına, hem de ifade ve örgütlenme özgürlüğümüze yönelik tüm ihlallere karşı sesimizi yükseltmeye devam edecek, bu korkutma ve yıldırma politikalarının karşısında duracağız" dedi.