< < Sinan’ın İzinde, Zafere

Afrin’de... özgürlüğü için savaşan Kürt halkının saflarında olmanın haklı gururu ve feda ruhuyla koştuğu savaş sahasında, Cinderese cephesinde... soğuk bir kış gününde, 9 Şubat 2018’de katıldı ölümsüzler kervanına... Rimelan’ın “Tirko”su Sinan yoldaş.

Kobane’yi savunmak için koştuğu Rojava’da pek çok cephede savaştı. Bir işçi duruluğunda savaşın hep ön saflarında oldu. Düşman Afrin’i işgal için saldırıya geçtiğinde hiç tereddütsüz cepheye koştu.

Afrin’de Reco Bilbile ve Cinderese cephesinde hiç dinlenmeden bir hattan diğerine koşturup durdu. Yaşamının son anına kadar aynı heyecanla görev almaya devam etti. En son görev aldığı Cinderese’de 9 Şubat günü eylemden dönerken, gelen bir başka görev haberiyle tekrar harekete geçti. O esnada gerçekleşen hava saldırısı sonucunda ağır yaralandı. Başına aldığı ağır darbe yüzünden bir gece yoğun bakımda kalan Sinan yoldaş yaşama tutunamadı. Hava saldırısında kafasına isabet eden şarapnel parçası, onu bizden koparmıştı.

Sinan Ateş yoldaşı, Taylan’ı ve nice büyük kahramanlıklar yaran savaşçıyı ölümsüzlüğe uğurladık Afrin’de. Onlar toprağa düştü, ama savaş devam ediyor. Uğruna dövüştüğü kavga en zorlu dönemeçlerden geçerek ilerliyor. Bugün Ortadoğu’da, Rojava’da ve ülkemizde sürmekte olan savaş, bütün yakıcılığı ile bize Sinan’ın bıraktığı mirası ileri taşımak için bir adım öne atılmamızı emrediyor. Böylesi mücadele yüklü günlerde onun en sevdiği “devrimcinin işi devrim yapmaktır” sözü daha fazla anlam kazanıyor. Daha fazla sorumluluk üstlenmemiz gerektiğini hatırlatıyor.

Sinan nerede bir ihtiyaç varsa oraya koşandı. Cephede yoldaşlara yardımda ve belki de bir çoğumuzun dikkat etmediği günlük yaşamdaki işlerde sürekli başkasına yardım edendi.

Sinan yoldaşın 2015’de Rojava IŞİD çetelerinden özgürleştiğinde de boylu boyunca savaşın içindeydi, en çok emek harcayanlardan biriydi. Bugün TC ve desteğindeki dinci faşist çetelerin amansızca saldırdığı Sirrin ve Qarakozak cephesi Sinan’ın cephesidir. Orada adımlamadığı yer kalmamıştı.

Sinan yoldaş, bugün senin bıraktığın bayrağı devralan yoldaşların Qarakozak köprüsünde işgalcilere büyük darbeler vurmaya devam ederken, senin izinde yürüyorlar. Bize bıraktığın mirası şimdi genç yoldaşlar ileri taşımak için büyük bir heyecanla ve özveriyle mücadele ediyorlar. Qarakozak köprüsünde senin adımlarının, senin düşmana vurduğun darbelerin izleri hala var. Köprüyü özgürleştirdiğimiz de attığın sloganları şimdi başka yoldaşlar atıyor. Qarakozak köprüsündeki direniş, bütün heybetiyle düşmana korku salıyor. Devrim yürüyüşümüz devam ediyor. Ve niteliğimiz artmış durumda. Gözün arkanda kalmasın birlikte hayal etiğimiz şeylere ulaşmak için yürümeye devam diyoruz.

Sen Leninist bir savaşçı olarak hiç yılmadan savaştın. Sen kendini özgür hissettiğin bir yerdeydin. Cinderese’deki eylemi anlatırken ışıldayan gözlerin, yüzüne yayılan kocaman gülümsemen, içine soluduğun bu özgürlüğün yansımasıydı. Ve özgür olduğun yerde bizden ayrıldın. Onun için özgür ve mutlu bir şekilde seni sonsuzluğa uğurladık.

Sana ve ve toprağa düşenlerimize dair ne söylesek eksik kalır. Yaratılan değerleri, bırakılan mirasın yüceliğini nasıl anlatabiliriz ki! Kelimeler yetersiz...

Bugün seni anmanın ne olduğunun farkındayız. Senin ve toprağa düşen bütün yoldaşların yarattığı değerleri ileri taşımak gibi tarihsel bir yük omzumuzda duruyor. Seni anmak, bıraktığın bayrağı zafere taşımaktır... Öne çıkmak, olmazı değil oluru göstermek, hedefe kilitlenmek ve hiç durmadan zafere yürümektir. And olsun ki yürüyüşümüz zafere kadar hiç durmayacak!

Yoldaşın