Depremin, yıkımın, savaşın ortasında Antakya’da bir 6 Şubat’ı daha geride bıraktık. Depremin 2. yıldönümünde Antakya ve Samandağ’da Mücadele Birliği Platformu’nun da bileşeni olduğu 6 Şubat Platformu ve 6 Şubat Samandağ Deprem Koordinasyonu tarafından birçok anma ve program düzenlendi.

İlk Eylem: Saray Caddesi’ne Yürüyüş

5 Şubat günü başlayan programda saat 17.30’da Antakya’da Eski Akdeniz Hastanesi karşısında kurulan KESK-TTB Koordinasyon Merkezi önünde toplanan 6 Şubat Platformu, buradan Saray Caddesi’ne doğru yürüyüşe başladı.

Yürüyüşte “Unutmak, Affetmek Yok!” ve “Hatay’ı Yeniden Kuracağız” yazılı pankartlar taşıyan kitle “Unutmak Yok! Affetmek Yok! Helalleşmek Yok!”, “Katil Devlet Hesap Verecek!”, “Ma Rıhna Nıhna Hon!”, “Katillerden Hesabı Halk Soracak”, “Deprem Değil, Bu Bir Katliam”, “Sesimi Duyan Var mı?’’ sloganlarını attı. Saray Caddesi’ne ulaşıldığında burada bir açıklama gerçekleştirildi.

6 Şubat Platformu adına okunan açıklamada 2 yıldır depremzede halkın en temel ihtiyaçlarının bile karşılanmadığı belirtilirken, her gün insanların bu sorunlarla mücadele etmek zorunda kaldığı vurgulandı. Bu durum “Hatay halkı olarak bizler, ilk günden bugüne taşından toprağına, havasından suyuna terk edilmiş memleketimizde yaşamaya çalışıyoruz. İki yıldır eğitimden sağlığa, hukuki haklarımızdan temel ihtiyaçlarımıza, barınmadan ulaşıma, altyapı ve üst yapı sorunlarına kadar her alanda büyük sorunlarla mücadele ediyoruz” sözleriyle vurgulandı.

“Kalıcı konutlarımızın bir yıl içinde teslim edileceği söylenmişken bizler hâlâ 21 metrekarelik teneke kutularına mahkum ediliyoruz. Toplu yaşamın getirdiği hijyen sorunları, elektrik ve su kesintileri yaşamlarımızı dayanılmaz hale getiriyor. Birçok konteyner çürümüş durumda, nitelikli geçici barınma talebimizi sağır sultan duymuş, merkezi ve yerel iktidar duymamıştır. İnsanca yaşam koşullarından çok uzak konteynırlarda yaşamak istemiyoruz! Günlerce süren elektrik ve su kesintileri, internete erişememe, yolların durumu, beton mikserleri ve hafriyat kamyonlarının sebep olduğu trafik kazaları, kaldırımların onarılmaması yalnızca konteynır kentlerde yaşayanların değil, bütün Hatay halkının terk edildiği manzaranın can alıcı noktalarıdır.” dedi.

6 Şubat Platformu ayrıca, sağlık sistemindeki aksamalar, hastanelerdeki yetersiz yatak kapasitesi, uzman sağlık çalışanı eksikliği, yetersiz tıbbi ekipman eksikliği ve köylerde, mahallelerde sağlık merkezi eksikliğine dikkat çekti. Yolların ve toplu ulaşımın da sağlık hizmetlerinden yararlanmayı zorlaştırdığından bahsedilen açıklamada acilen sağlık hizmetleri konusunda kapsamlı bir önlem ve çalışma yapılması gerektiği vurgulandı.

Depremin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen eğitim hizmetlerinin de yetersizliğine de “Depremin üzerinden iki yıl geçmişken eğitimde ciddi aksaklıklar devam etmektedir. Okul ve derslik ihtiyacı sorunu hâlâ çözülememiştir. Okullarda temizlik personeli istihdamı ve hijyen problemleri devam etmektedir. Öğrenci ve öğretmenlerin barındığı konteyner kentlerde yaşam koşulları iyileştirilmemiştir. Bütün çabalara rağmen deprem bölgesindeki öğrencilere ücretsiz okul yemeği ve temiz içme suyu sağlanmamıştır. Psiko-sosyal destek çalışmaları yetersiz kalmıştır. Eğitimde ulaşım sorunu da devam etmektedir. Sorunların derinleşmesi deprem bölgesinde okul terkini de arttırmıştır. Hatay halkı olarak eğitim hakkımızdan vazgeçmiyoruz!” sözleriyle değinildi.

Kamulaştırma ve rezerv alan ilanları ile evinden ve toprağından edilen halkın demografik yapısının bozulduğu ve halkın borçlandırıldığına da vurgulayan platform: “Demografik yapıyı bozacak ve göç hareketlerini hızlandıracak, şehrin kültürel yapısına zarar verecek ‘meskun mahallede rezerv alan ilanını’ düzenleyen yasa belirsizlikler ve sahadaki uygulamasıyla bizleri tedirgin etmeye devam ediyor. Kentin bir yanında binalar yükselirken diğer yanında rezerv alan tartışmaları sürmekte. Altyapı ve üstyapı sorunları dahi çözülmemiş bu evlerde ne zaman yaşayabileceğimizi, kendileri için ne kadar borçlandırılacağımızı bilmiyoruz. Rezerv alan tartışmalarının sürdüğü mahallerimizde ise barınma sorunumuzu nasıl çözeceğimize dair soru işaretlerimiz giderilmiş değil. Verilen hibe ve kredinin barınma sorunumuza çözüm olmayacağı aşikar. Yaşanan depremlerin sorumlusu bizler değiliz depremlerin felakete dönüştürülmesinin de! Fazlasıyla bedel ödeyenler olarak kalıcı konutlarımızı bedelsiz istiyoruz!’’ dedi.

Toplumda dezavantajlı bireylerin daha da dezavantajlı duruma düştüğü, temel ihtiyaçlarının bile sağlanamadığı, görmezden gelindiğine dikkat çekildi. Depremden bu yana halen 142 kişiye dair hiçbir bilginin olmadığı, hayatta olup olmadığı mezarlarının olup olmadığının bilinmediği söylendi. Halen yıkılan binaların davalarının sürdüğü, sorumluların cezalandırılmadığını, tek bir istifanın dahi yaşanmadığını belirtilirken, “Kaybettiğimiz canlara ve kentimize sözümüz baki. Sorumlular yargılanana, yetkililer hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.” denildi.

“Bugün, buradan, molozların arasından, kentimizin kalbi Saray Caddesi’nden Hatay halkı olarak bir kez daha sesimizi yükseltiyoruz. Kaybettiklerimize verdiğimiz sözü unutmuyoruz, unutmayacağız! Bizi enkaz altında bırakanları da bugün konteynırlara mahkum edenleri de tanıyoruz. Sorumlulardan hesap soracak, Hatay’ı yeniden kuracağız! Bedelsiz kalıcı konutlarımıza, nitelikli eğitim ve sağlık hizmetlerine, güvenli ulaşıma, kayıplarımıza, adil yargılanmalara ve insanca yaşam koşullarına erişene dek mücadele etmeye devam edeceğiz. Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok!” sloganları ile açıklama sona erdi.

 

Koordinasyon Merkezi’nde Forum

Açıklama sonrası kitle KESK-TTB Koordinasyon Merkezi’ne geri gelerek burada saat 20.00’da yapılan halka açık foruma katıldı.

Forumda birçok kurum ve depremzede söz alırken Mücadele Birliği Platformu ve Devrimci Öğrenci Birliği de sözünü söyleyen kurumlar arasındaydı. Mücadele Birliği Platformu adına söz alan Muhammed Hizmetçi Arapça olarak kendisini tanıtarak başladığı sözlerine “Maalesef devamını Arapça getiremiyorum, çünkü ben dil erozyonuna uğramış bir coğrafyanın evladıyım” diyerek sözlerine devem etti.

6 Şubat depremlerinde kaybettiklerimizi Antakya Mücadelede Birliği Temsilcisi Onur Kopran’ı anarak devam ettiği konuşmasında, Lazkiye ve Tartus’ta şu an yaşanan katliamlara dikkat çeken Hizmetçi, “Bu topraklarda bizler neler yaşadıysak şimdi aynısını Lazkiye’de Arap Alevi halkı, Gazze’de Filistin halkı, Ortadoğu’da ise Kürt halkı yaşamaktadır. Bizim düşmanımız emperyalizm ve bölge işbirlikçisi olan sermaye iktidarlarıdır. Bundan dolayı kader birliği yapıp mücadelelerimizi birleştirmek zorundayız. Antakya açısından sermayenin ve iktidarın buraya karşı düşmanlığını çok iyi gördük. Bundan dolayı da sadece felaket anlarında değil, genel toplumsal örgütlenmelerimizi güçlendirmeliyiz. Depremde yarattığımız mahalle meclisleri ile hem halklarımızdan öğrenebilmeli, hem de bölgedeki emekçileri özneleştirmeliyiz. Buradan bir kez daha 6 Şubat’ta yaşamını yitiren insanlarımızı saygıyla anıyor, ölenlerin ailelerine baş sağlığı diliyorum” dedi.


04.17: Sesimi Duyan Var Mı!?

Forumun bitmesinin ardından sabaha kadar koordinasyon noktasında bekleyen kitle, 04.17 anması için KESK-TTB Koordinasyon Merkezi’nde halkın katılımıyla bir araya geldi ve taşınan meşaleler, öfkeli sloganlar ve hüzünlü ama öfkeli haykırışlar ile Yunus Emre Parkı’na doğru yürüyüşe geçti. Alana ulaşan kitle saygı duruşu ve ardından depremde yitirdiği sevdikleri için anma gerçekleştirdi. Burada Asi Nehri’ne karanfiller bırakılarak sona erdirilen anmanın ardından Antakya’da depremde yıkılan ve 32 kişinin öldüğü Rana Apartmanı önünde yıllarca Antakya’da insan hakları için mücadele veren ve enkazda hayatını kaybeden avukatlar Hatice Can ve Mithat Can için bir anma gerçekleştirildi.

Onurumuzu Anıyoruz

Bunun adından Mücadele Birliği okurları depremde yaşamını yitiren Mücadele Birliği Platformu Antakya Temsilcisi Onur Kopran için mücadele verdiği sokaklarda yürüyüş gerçekleştirdi.

“Onur Kopran Kavgamızda Yaşıyor” pankartının taşındığı yürüyüşün ardından bir anma programı gerçekleştirildi. Yürüyüş boyunca sık sık ajitasyonlar ile Antakya halkına seslenilen yürüyüşte “Deprem binlerce canımızı aramızdan aldı, ama bu bir tecrite, bir yok etmeye, bir yalnızlaştırmaya çevrildi. Bugün aynı zamanda Onur Yoldaşımız için yürüyoruz, Onur Antakya’nın yiğit, devrimci bir evladıydı. Bu topraklar için mücadele etti, maalesef 6 Şubat onu aramızdan aldı. Onur ve binlerce canımız gitmiş olsa da onların anıları, Onur’un yarattığı değerler kavgamızda yaşamaya devam edecek” denildi.

Yürüyüşle Sevgi Parkı’na ulaşan Onur’un yoldaşları burada onun devrimci mücadelesini anlatan konuşmalar yaptı ve Onur için yazılmış bir şiir okunarak anma etkinliği son buldu. Yürüyüşün ardından Mücadele Birliği okurları Armutlu mahallesinde depreme ilişkin pankartlar astı ve duvar yazılamaları gerçekleştirdi.


Unutmayacağız, Affetmeyeceğiz, Hesap Soracağız!

6 Şubat günü saat 15.00’te Samandağ’da yapılan 6 Şubat anmasında ise yüzlerce kişi bir araya gelerek devlete öfkesini dile getirdi, Hatay’ı, Samandağ’ı sermayedarlara bırakmayacaklarını haykırdı.

Aralarında Mücadele Birliği Platformu’nun da bulunduğu 6 Şubat Samandağ Deprem Koordinasyonu’nun çağrısıyla öğlen 15.00’te başlayan “Unutmayacağız, Affetmeyeceğiz, Hesap Soracağız! Ma Rıhna Nıhna Hon!” ortak pankartı taşıyan kitle, eylem boyunca sık sık slogan attı. “Unutmak Yok, Affetmek Yok, Helalleşmek Yok”, “Sesimi duyan var mı?”, Ma Rıhna Nıhna Hon”,“Afet Değil, Bu Bir Katliam”, “Katillerden Hesap Soracağız”, “Katil AKP Hesap Verecek”, “Deprem Değil, Bu Bir Katliam”, ”Katil Devlet Hesap Verecek” ve “Hatay Bizim, Memleket Bizim” sloganlarını attı. Alkışlar, zılgıtlar, ajitasyon konuşmaları ile devletin kendilerini yalnız bırakmasını protesto eden kitle Samandağ Kapalı Pazar Alanı’na geldi.

Depremde hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşu ile başlayan anma programında birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü de konuşmalar gerçekleştirdi.

Mücadele Birliği Platformu Antakya temsilcisi Selen Reyhan sözlerine yıllarca bu topraklarda mücadele veren ve depremde yitirdiğimiz Onur Kopran’ı anarak başladı. “Onur Samandağ’da Antakya’nın her alanında mücadeleyi büyütmeye ve yaşamını insanlık adına adayan bir devrimciydi” diyen Reyhan, depremin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hiçbir şeyin değişmediğini ifade etti.

Bugün depremde bizi enkaz altında bırakanlar bugün burada bize barikat kuran zihniyetle aynıydı, afeti kıyamete çevirmek isteyen zihniyetle aynıydı, çünkü bizler enkaz altındayken onlar topraklarımızı gasp etmek, bize konut satma planları yapmakla meşgullerdi, o yüzden bizlere yardım eli uzatmadılar, uzatmak istemediler. Bugün burada şunu bir kez daha görüyoruz ki onlar bizi ne kadar yalnız bıraksalar da reyhanlarımızla, ıslıklarımızla, zılgıtlarımızla alanlarda var olup yaşamı var etmeye devam edeceğiz. Bugün bizlere yapılan hiçbir baskı, hiçbir engel bizi durduramayacak.”

Bugün Suriye’de yaşananlara da değinen Reyhan, “Hemen yanı başımızda Tartus’ta, Lazkiye’de dinci faşistler bizim kardeşlerimizi katletmeye devam ediyorlar. Düşmanımız ortak, kurtuluşumuz birdir. Bizler daha sıkı kenetlenmeli, örgütlenmeli; bütün alanlarda, mahallelerde bir olup, komiteler kurup her alanda sözümüzü söylemeliyiz. Maalesef her gün bizler yeni bir kötü habere uyanıyoruz, ama bizler ne kadar güçlü olursak bütün sermayenin gericiliğini yok edebiliriz.” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Konuşmaların ardından müzik grupları sahne alarak parçalarını halkla birlikte söylediler. Müzik dinletilerinin ardından eylem sona erdi.