Vefa Serdar ölümsüzleşmesinin 4. yılında yoldaşları tarafından İstanbul Karaca Ahmet Mezarlığı'nda mezarı başında anıldı.
Vefa yoldaş için toplanan Mücadele Birliği Platformu, Aysel ve Vefa’nın resimleri ile, bayraklar ve karanfillerle, “Devrim Savaşçıları Ölümsüzdür”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi İktidar Her Şey Emeğin Olacak”, “Vefa Serdar Ölümsüzdür” sloganları ile mezar başına yürüdü. Vefa ve Aysel’in mezarı başında "Zor Zamanların Devrimcisi Vefa Serdar Ölümsüzdür" pankartı açıldı ve ilk olarak Vefa ve ölümsüzleşen tüm devrim savaşçıları için saygı duruşunda bulunuldu.
Vefa için ilk konuşmayı Mücadele Birliği Platformu adına Muhammed Hizmetçi yaptı, “Yıllar geçiyor ama yokluklarını hala hissediyoruz” dedi. “’Sosyalizm kaybediyor, kapitalizm kazanıyor’ denilen bir dönemde, ‘devrim kazanıyor, sosyalizm kazanacak’ diyerek yola çıkanlardan biriydi o.” denilen konuşmada bu topraklarda “Vefa olmak” gerektiğini, bu topraklarda yeni Vefalar çıkarmak gerektiği vurgulandı. “Çünkü o, Denizler gibi, Sinanlar gibi kavgaya tutunanlardandı. Onların mücadelesini ileriye taşımaya çalışanlardandı.” dedi.
Yoldaşı konuşmasını “Vefa yoldaş ‘Şimdi Devrim Zamanı’ diye bağırandı. O, tek koluyla, faşizme karşı çift yüreğiyle bağıran bir devrimciydi. Onun o gür sesi bugün hala aramızda yankılanıyor, onun anısına saygıyla sahip çıkıyoruz, onun anısını yüceltmek, bayrağını yukarı taşımak bizim boynumuzun borcudur." diyerek bitirdi.
Ardından Vefa Serdar'ın devrim mücadelesine başladığı Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) adına da DÖB'lü bir öğrenci söz alarak Vefa'nın ODTÜ’de öğrenci olduğu dönemdeki mücadelesini anlattı, bugünün devrimci gençlik mücadelesine değindi.
“4 yıl geçti Vefa yoldaş aramızdan ayrılalı, her yıl onu anıyoruz ve anmaya devam edeceğiz, onun mücadelesini yeni DÖB'lülere anlatmaya devam edeceğiz.” diyen genç yoldaşı, O’nun yürüttüğü mücadeleyi okullarda, liselerde, kampüslerde, sokaklarda devam ettirdiklerini vurguladı. “Gelecek sene buraya geldiğimizde yeni DÖB'lüler olacak burada, onu anacak. Bizim kuşağımızın şansı, biz Vefa yoldaşla tanışabildik, onunla iki kelam edebildik, birlikte mücadele ettik. Yeni kuşak O’nu mücadelesiyle, yazdıklarıyla, bizim anlattıklarımızla tanıyacak.” diyerek Vefa’nın sürdürdüğü komünist yaşamın kendilerine nasıl iyi bir örnek olduğunu anlatarak sözlerini bitirdi.
Vefa Serdar için yapılan anma, yoldaşlarının, ailesinin konuşmaları ile devam etti. Eylemlere, anmalara, törenlere birlikte gittiklerini anlatan EKA’lı yoldaşı, O'nun konuşmasının, hitabetinin ne kadar güçlü olduğunu hatırlattı; O'nu Yarın Bizimdir Yoldaşlar'ın Vaz'ına, Nazım Hikmet'in şiirindeki Panfilovculardan elinde silahı kalmayınca çıplak elleriyle tankın paletine yapışarak saldıran Nikolay Maslenko'suna benzeterek, zindanlarda ölüm orucu eyleminde ya da 19 Aralık katliamında sadece bedeni ile savaştı ve bir kolunu kaybettiğini hatırlattı. Gabriel Peri'yi de çok sevdiğini söyleyerek, Nazım Hikmnet'in onunla ilgili dizelerine değindi, "Bu yaşamı tekrarlamak elden gelseydi yine tekrarlardı aynı yerden başlayıp aynı yoldan geçerek... Ama aynı şekilde bitirmek istemezdi. hastalıkla değil, kavga alanlarında dövüşerek ölmeyi tercih ederdi" dedi.
Yoldaşı konuşmasını “Bizlere bıraktığı bayrağı daima taşıyacağız” diyerek bitirdi sözlerini.
İşçi bir yoldaşı söz alarak onu ilk defa, Ocak ‘92’de İzmir Büyükşehir Belediyesi işçilerinin Ankara’ya başlattıkları “Ölüm Yürüyüşü” ile tanıdığını anlatarak, Vefa’nın işçilerin mücadelesine sahip çıkarak onlara desteğe gelen ODTÜ’lü genç devrimcilerden birisi olduğunu söyledi. “Ben disiplinliyim ama o benden daha disiplinliydi, ben özveriliyim ama o benden daha özverili idi, ben devrimci idim ama o benden daha devrimci idi” diyerek anlattı Vefa Serdar’ı, “O tam bir devrim işçisi idi” dedi.
İstanbul’un emekçi semtlerinde birlikte mücadele ettikleri işçi yoldaşı söz alarak, “Ne kadar uğraşsak O’nu anlatamayız. Vefa yoldaş bu kolektifin ve devrimin gerçek anlamıyla öncüsüydü. Biz yoldaşlarının onun için yapabileceği tek şey, onun bayrağını, yükseğe en yükseğe taşımak olur. Ancak o zaman biz Vefa’nın yoldaşları olabiliriz” dedi.
Ve Vefa’nın yeğeni aldı son sözü ve dayısını anlattı. “Devrimcinin işi devrim yapmaktır. Vefa Serdar hayatını buna adadı, bunun için yaşadı, bunun için savaştı.” dedi. Vefa’nın herkesçe sevilmesinin sebebinin herkesi dinlemesi olduğunu söyleyerek, “Vefa ve Aysel birbirlerini çok geç buldu. Vefa Aysel’siz, Aysel Vefa’sız olamazdı ve olamadı da. Vefa’nın ardından 5 ay sonra Aysel de O’nun yanına gitti” diyerek anlattı dayısını.
Anma, Vefa’nın kendi sesinden şiir ve türküler dinlenmesi ile sona erdi.