Agos Gazetesi’nin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 18. yıldönümünde ailesi, sevenleri, meslektaşları ve insan hakları savunucuları tarafından katledildiği yerde yüzlerce kişiyle anıldı.

Osmanbey’de Agos Gazetesi’nin eski çalışma ofisinin bulunduğu Sebat Apartmanı önünde toplanan kitle sık sık “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz”, “Hrant için adalet için”, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant” sloganları attı.

Hrant’ın vurulduğu yere kırmızı karanfiller, Agos gazetesi, mum ve nar bırakılarak konuşmalar yapıldı. Agos binası duvarına, Hrant Dink’in fotoğrafı ve “Hafıza, hakikat, hayat, hasret 18 yıldır” pankartı asıldı, anmada “Hakikat”, “Hayat”, “Hasret” ve “Hafıza” yazılı Kürtçe, Ermenice ve Türkçe yazılı pankartlar, dövizler taşındı. Anma sırasında “Sarı Gelin” türküsü, Türkçe ve Ermenice olarak çalındı.

Gezi davası tutsağı Çiğdem Mater’in, cezaevinden gönderdiği mektubu okundu, “Ben, üçüncü kez onu uzaktan anıyorum. Memleketteki cezaevlerinde pek çokları gibi” denildi. Mater, “Bugün, Sebat Apartmanı önünde Hrant’ın vurulduğu yerde toplananlar arasında, henüz doğmamış bir kuşak var. Kuşaklar değişiyor, ama buradayız. Çünkü geçmişle yüzleşmeden geleceği inşa edemeyeceğimizi bilenlerin inadı ve umuduyla direniyoruz. Barış demekten vazgeçmeyenlerin sebatıyla buradayız.” dedi mektubunda.

Oyuncu Eraslan Sağlam da yine Gezi davası tutsağı Osman Kavala’nın mektubunu okudu,“Hrant’ın vurulduğu yerde, onun yanında hissetmek, adaletin ve hakikatin er ya da geç egemen olacağına olan inancımızı pekiştiriyor. Bu umudu ve direnci yaşatmaya devam ediyoruz.” dedi.

Anmada her sene olduğu gibi Hrant Dink'in yaptığı "Su çatlağını buldu" konuşmasının ses kaydı dinletildi, anmaya gelen yüzlerce insan “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz” sloganı attı.

Hrant’ın Arkadaşları adına konuşan yazar Takuhi Tovmasyan, “18 yıl önce seni kaybettiğimiz o kara günden bugüne her yıl bu pencerenin önünde binlerce insan toplandı, senin adalet ve barış aşkını andı, sana kalkan elleri ve o elleri hazırlayan iklimi lanetledi. Bugün hâlâ hep birlikte lanetliyoruz. Hrant’ım, güzel kardeşim; bu yıl buradan sana seslenmemi istediler. Bu kadar acının içinde nasıl ‘Hayır’ diyebilirdim ki?” dedi.

Tovmasyan, "Günün birinde o sınır kapısı açılırsa, yayamdan kalma bakır tenceremi alıp, orada irmik helvası kavuracağım. Bu topraklarda bir fikir uğruna can veren herkes için. O günleri görür müyüm bilmiyorum, ama siz görebilirseniz benim irmik helvası hayalimi gerçekleştirmenizi vasiyet ediyorum.” diyerek Hrant’ın Ermenistan-Türkiye sınırının açılmasına dair sözlerini hatırlattı.

"Vay, cahil cesaretim, vay! Güpegündüz, İstanbul’un orta yerinde, hepimizin gözleri önünde, Ermeni bir gazeteciyi katlettiler. Suçu neydi? Suçu aşikardı: İnsan sevgisi, demokrasi ve insan hakları tutkusu, ifade özgürlüğüne inancı, o da yetmedi iki halk arasında barışı savunması ve Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını istemesi… Bütün bunların üzerine bir de tanrı vergisi insanları ikna etme yeteneği. İşte bu sonuncusu bazı insanları çok ama çok korkuttu.” diyen Tovmasyan’ın konuşmasının ardından Hrant Dink’in öldürüldüğü noktaya kırmızı karanfiller bırakıldı.