Kaybettiğimiz Onur Kopran için bir şeyler yazmak istiyoruz.
Hiç görmedik, O’nun sesini hiç duymadık ve bundan sonra bu şansa hiç erişemeyeceğiz. Fotoğraflardan tanıyacağız O’nu, anılar dinleyeceğiz hakkında. O’nu tanıyanlar, lütfen sıcacık saklayın anılarınızı. Bunun için fırsat buldukça anın kaybettiklerimizi. Kim bilir ne zaman, belki yarından yakın, belki bir ömür kadar uzak, bilemeyiz... Ama o ışıltılı sofra mutlaka kurulacak. Sadece isimleri resimleriyle değil, aktara aktara sıcaklığını koruduğumuz anılarla, dopdolu orada olmalı tüm kaybettiklerimiz.
Sonunu gören, iliklerine kadar titreyen düzenin kasıtlı cinayetine kurban gitti Onur’umuz, yüz binlerce insanıyla aynı kaderi paylaşarak... Kayıplar bu denli büyük olunca, kimsenin aklına yas tutmak gelmez gelmiyor. Taşan öfke, öyle her türlü yaslı duyguyu bastırıyor. Onur’umuzu yutan kan gölü, emekçi halklarla dinci faşizmi ebediyen birbirinden ayırmıştır. Bütün uzlaşmacılar, bütün uysallık çağrıları derin kan denizinde boğuluyor.
Hepimiz, özellikle onu tanıyanlar, “Şimdi Onur olsa ne yapardı” diyerek, zorlandığımız her saniyemizde onu yanımızda hissedeceğiz.
Ailesine, yakınlarına başsağlığı dileklerimizi, üzüntülerimizi iletiyoruz.
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi’nden Leninist Tutsaklar