Tarih 15 Şubat... Bu akşam içimde kimsenin duyamadığı bağıra çağıra çığlıklarımı içime akıta akıta, depremde ilk yıkılan Alpargün apartmanının yakınındaki evime geri döndüm. Yaşamaktan utanarak, nefes almaktan utanarak. Sel gibi akan göz yaşlarımı içime akıtarak.
Evet hayattayım, evet nefes alıyorum, evet ne büyük bir mutluluk ki yakınlarımdan kayıplar yok, evet enkaz altındaki sevdiklerimi beklemiyorum belki ama en insan yanımdan, yüreğimin derinliklerinden bütün kardeşlerimin, bütün çocuklarımın, bütün yıkılıp sönen ocakların acısını hissediyorum. Kalbim acıyor.
Meğer ne büyük bir zenginlikmiş eksiksiz, acısız, huzurla açabileceğin bir kapının olması.
Elbet geçecek bu günler, elbet yaşam geride kalanlar için devam ediyor. Şimdi acımızı, korkumuzu, umutsuzluğumuzu, yitirdiğimiz diğer canlarımızla birlikte toprağa gömüp, küllerimizden yeniden doğmaya, umutlarımızı yeniden bir çiçek gibi sulayarak yeni yeni filizler, sürgünler verip güzel günler örmeye başlama zamanıdır. Gün birbirimizin elinden tutup ayağa kalkma, var gücümüzle umudumuzla, sevgimizle, sırt sırta vererek birbirimizle dayanışarak ayağa kalkma zamanıdır.