Kapitalist-emperyalist sistem çürüme ve çöküş süreci içinde. Bu çürüme ve çöküş süreci birlikte ekonomik ve politik krizin etkilerini toplumun tüm kesimleri daha da derin bir şekilde hisseder oldu.
Faturalara, temel tüketim mallarına gelen zamlar emekçilerin, işçilerin belini bükmüş durumda. İşçi sınıfı hayat pahalılığına, faturalara gelen zamlara karşı üretimden aldığı güçle sokağa dökülmüş durumda. Fabrikalar işgal ediliyor, kontaklar kapatılıyor.
25 Ekim’den bu yana süren Bakırköy Belediyesi işçilerinin %0 zam dayatmasına karşı eylemleri ve grevi yaklaşık 4 ay sürdü. Scotty, Hepsi Jet, Trendyol, Yemek Sepeti Banabi, Yurtiçi Kargo çalışanları istedikleri zamları patrondan alamadıkları için birçok kentte kontak kapattı, direngen bir biçimde eyleme geçtiler. Trendyol çalışanları patronlarına karşı yaptıkları eylemde sundukları talepler kabul edilirken, Scotty, Hepsi Jet, Yemek Sepeti Banabi, Yurtiçi Kargo talepleri karşılanmadığı için hala eylemdeler. Ve Trendyol’da yaratılan örnekten aldıkları güçle eylemlerine kararlı bir şekilde devam ediyorlar.
Birkaç gün önce ise Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Farplas işçileri sendikalaşan arkadaşlarının işten atılmaları ve sendikal çalışmalarının engellenmesi sonucu fabrikayı işgal etti. Farplas işçileri üretimi durdurarak kendilerini fabrikaya kapattı. Patronların şikayeti üzerine polisler fabrikaya gelerek işçilere saldırdı, işkence ile gözaltına alındı. Saldırı hazırlığını gören elliye yakın işçi saldırıları engellemek için çatıya çıktı.
İşçi eylemleri her geçen gün, her geçen saat büyümeye, yaygınlaşmaya devam ediyor. Bizleri açlığa, yoksulluğa, geleceksizliğe iten bu sisteme karşı işçi sınıfının, diğer toplumsal kesimlerin dayanacak gücü kalmadı artık. Eylemlerin her yerde bu denli yaygınlaşması da bu durumun göstergesidir. Sermaye sınıfı, işçi sınıfının yükselen eylemlerine pervasız bir şekilde saldırıyor. Farplas işçilerinin fabrikayı işgal etmesinin ardından devletin fabrikaya yığdığı güç ve saldırının şiddeti, oraya adeta tatbikat yapmak amacıyla geldiklerini ortaya koyuyordu. Sermaye sınıfının elinde toplumu, işçi sınıfını baskı altına tutmak için saldırmaktan, gözaltı ve tutuklama teröründen başka bir şey olmadığını bu yoğun eylem, grev süreçlerinde net bir şekilde görmüş olduk. Ama tekelci sermaye sınıfı ve onun devleti ne yaparsa yapsın toplumda dalga dalga kabaran öfkeyi asla dindiremeyecek. Her türlü saldırıya rağmen işçi sınıfı her yerde her alanda mücadelesini büyütmeye devam edecek!
Böylesi yoğun, üst üste binen bir süreçte, en acil görev bütün işçi eylemleriyle en güçlü bağları kurmak, işçi sınıfının harekete geçen bölükleri arasında komite ve konseylerin yaygınlaştırılmasıdır. İşçi sınıfının, emekçilerin zaferi ancak ve ancak bir devrim mücadelesinin durdurak bilmeden, zaman kaybetmeden büyüterek gerçekleşebileceği bilinciyle hareket edelim!
YAŞASIN İŞÇİLERİN MÜCADELE BİRLİĞİ!
İŞÇİ SINIFI YA BİR YOL BULACAK YA DA BİR YOL AÇACAK!
Bir Mücadele Birliği Okuru