Gürcistan’da son bir haftadır yoğunlaşan emperyalizm destekli sokak gösterilerine ve bölgede yaşanan son duruma dair, Gürcistan Sosyalist Platformu ve Gürcistan Birleşik Komünist Partisi üyesinin kaleminden çıkan ve gazetemize gönderilen değerlendirmeyi sizlerle paylaşıyoruz.
Öncelikle yoldaşça selamlar;
Sürece dair bağlam ve gerçekler:
28 Kasım'da Gürcistan İktidar Partisi (Gürcü Rüyası Partisi) Başbakanı Irakli Kobakhidze, AB üyelik sürecini 2028 yılına kadar askıya alma kararını açıkladı ve ortaklık anlaşmasının devam ettiğini, sadece üyelik müzakerelerinin ve AB hibelerinin alınmasının askıya alınacağını söyledi. Gürcistan-Avrupa Birliği Ortaklık Anlaşması ticaret, siyasi diyalog ve sektörel politikalar gibi alanlarda işbirliğini kolaylaştırarak Gürcistan'ı AB standartlarına daha yakın hale getirmeyi amaçlıyor.
Kobakhidze, katılım sürecinin ve AB hibelerinin son yıllarda Gürcistan'a karşı bir şantaj aracı olarak kullanıldığını ve bu kararın şantaj fırsatlarını en aza indirmek için alındığını belirtti.
Temmuz 2024'te AB'nin Gürcistan Büyükelçisi Paweł Herczyński, Avrupa Birliği'nin Gürcistan'ın katılım sürecini durdurduğunu ve ülkenin Savunma Bakanlığı'na yapılan 30 milyon Avroluk yardımı dondurduğunu açıkladı. Bu gerçek, Kobakhidze tarafından da dile getirilmiş ve bu kararı ilk olarak AB'nin aldığını, Gürcistan'ın ise bunu sadece yansıttığını söyleyerek AB'nin müzakereleri başlatmaya karar vermesi halinde, Gürcistan'ın da tutumunu değiştireceğini sözlerine eklemiştir.
Bu kararın ardından ABD, Gürcistan ile olan stratejik ortaklık anlaşmasını askıya aldı. Protestolar her gün farklı bölgelerde düzenleniyor, ancak Tiflis tabii ki merkez üssü ve en şiddetli gösterilere sahne oluyor. Tahminlerime göre, gösterilerin en yoğun olduğu dönemde düzenli olarak 20 bin – 25 bin kişiden fazla insan bulunmuyor.
Protestocuların çoğu barışçıl olsa da; molotof, havai fişek, taş kullanan oldukça şiddet yanlısı protestocular da var. Ayrıca şehir altyapısı ile barikatlar kuruyorlar (posta kutuları, çöp kutuları, ATM’ler vb.). Şüpheli bir şekilde, yüksek sayıda yabancı uyruklu insan da var: Ukraynalılar, Ruslar, İngilizler, Amerikalılar ve diğer Avrupa ülkeleri. Bunlardan bazıları provokatörlük yaptıkları, polise ve parlamento binasına taş ve havai fişek attıkları için tutuklandı.
Örgütlü bir güç olarak işçi sınıfı (merkezi sendikalar, bağımsız sendikalar, inisiyatif grupları, madenciler, metalürji, metropol işçileri vb) protestoları desteklemiyor, hatta açıkça karşı çıkıyor. Elbette protestolara katılan bazı işçiler var, ama örgütlü bir güç olarak değil, sadece bireysel olarak.
Eylemler çoğunlukla partiye bağlı ya da Batı ideolojisine sahip STK'lar tarafından organize ediliyor ve AB ve ABD yetkilileri ve onların açıklamaları tarafından teşvik ediliyor. Kendini lider ilan eden kişi ise Cumhurbaşkanı Salome Zurabishvili.
Protestoları destekleyen tek sol görünümlü güç, liberal sol entelektüeller ya da Batı yanlısı sol örgütler ve bazı sol öğrenci hareketleridir. Ayrıca üniversite öğrencileri, profesörler tarafından derslerini bırakıp protestolara katılmaları için teşvik ediliyor.
Sürece dair benim ve yoldaşlarımın değerlendirmesi şu şekildedir:
Bunlar, Gürcistan'daki vekilleri, STK'lar, emperyalizme bağlı ve devşirilmiş diplomatlar, entelektüeller ve siyasi partilerle birlikte yönettikleri, Batı'nın teşvik ettiği ve desteklediği protestolardır.
Bu protestolar hükümet tarafından önceden başlaması için zorlanmıştır. Bana göre güvenlik güçleri bu süreçlerin Aralık ayının ortalarında başlayacağı bilgisine sahipti (Bu başkanın görevden ayrılması gerektiği ve yeni başkanın zaten önceden seçildiği zaman oluyor). Ve AB yanlısı kitleleri, yukarıda bahsedilen savaşçıları tam olarak organize edemeden ve hatta Ukrayna’da savaşan Gürcü paralı askerleri ülkeye geri getirmeden birkaç hafta önce gerçekleşmesi için mevcut hükümet süreci kışkırttı.
AB ve ABD siyasi liderlerinin pozisyonları göz önünde bulundurulduğunda (AGİT'in yeni seçilen hükümetle çalışmaya hazır olduğunu açıklamasına rağmen), bu bir renkli devrim girişimidir.
Eğer bu girişim başarılı olursa, Rusya'nın müdahalesi neredeyse kaçınılmaz olacaktır, zira 2008'den sonra Gürcistan neredeyse askerden arındırılmış durumdadır. Rusya Federasyonu, NATO altyapısı kurulmadan önce saldıracaktır. Ve bu bir “ikinci cephe” olacaktır, nedense ikinci cepheden bahsederken insanlar, Gürcistan'ın Rusya'ya saldırması gerektiğini düşünüyor, ki bu çok saçma... Gerçekte NATO yanlısı bu darbe, Rusya'yı harekete geçmeye zorlamak için yeterlidir ve Gürcistan yok edildikten sonra, Rusya'nın barışçıl komşusuna başka bir “kışkırtılmamış kasıtlı saldırı ve işgaline” dair bol bol propaganda yapma ve Rusya’yı zor duruma sokmak için ustaca kullanılacaktır.