< Zindanlar Yıkılacak, İsrail Zindanları Da!

İsrail işgal hapishanelerindeki Filistinli savaş esirlerinin ailelerinden, uluslararası topluma acil çağrı:

Biz, İsrail işgal hapishanelerindeki Filistinli erkek ve kadın siyasi tutsakların aileleri, uluslararası toplumun hukuki ve insani kuruluşlarına, İsrail işgal hapishanelerinde tutulan halkımızı korumak için acilen harekete geçme çağrısında bulunuyoruz:

1. İşgal cezaevlerindeki kadın ve erkek Filistinli tutukluları ziyaret edecek, içinde yaşadıkları koşulları araştıracak uluslararası bir hukuk komitesinin acilen kurulması, ki 35 yılı aşkın süredir tutuklu olanların sayısı da oldukça fazla.

2. Uluslararası Kızıl Haç'ı, Filistinli tutsakların haklarına ve ziyaretlerine karşı işlenen suçlar ve ihlaller konusunda hukuki ve insani sorumluluklarını yerine getirmeye ve ailelerinin onları kontrol etmesi için ziyaretlerine izin verilmesi konusunda çalışmaya çağırıyoruz.

3. Filistinli erkek ve kadın tutsakları öldürmeyi amaçlayan açlık politikasını uygulamaya koymaları için işgal yetkililerine baskı yapmak amacıyla uluslararası kuruluşların acilen harekete geçmesi.

4. İsrail Cezaevleri İdaresi'nin tutsaklara yönelik uygulamalarının, tutsakları öldürmeye yönelik savaş suçu ilan edilmesi.

5. İsrail işgal hapishanelerindeki Filistinli tutsakların yaşam koşullarını takip etmek için uluslararası bir baskı lobisi oluşturmak.

6. Filistinli tutsakların durumunu ve ziyaret haklarını takip etmek, onların yaşam koşullarını iyileştirmek ve tutsaklara yönelik muameleye ilişkin asgari gereklilikleri sağlamak amacıyla uluslararası toplumun İsrail'deki büyükelçilikleri aracılığıyla siyasi adımlar atması, uluslararası hukuk standartlarına uyulması.


Uluslararası toplumdan taleplerimiz adil ve insani taleplerdir, halkımızın özgür olana kadar hayatlarının korunmasını talep ediyoruz. Savaşın başlangıcından bu yana onlarla iletişim kuramadık ve hiçbir uluslararası taraf da onların davasıyla ilgilenmedi. Gazze'de tutuklanan, binlerce olduğu sanılan ve kamplarda zorla kaybetme politikasına maruz kalanları saymazsak, bugün tutsakların sayıları 9.300'den fazladır.

Pek çok uluslararası siyasi lider ve örgütün, özgürlük mücadelesi veren bizim tutsaklarımızla karşılaştırmadan, Filistinli tutsaklar davasının onlarca yıldır devam ettiğini dünyaya hatırlatmak amacıyla, İsrailli tutsaklar üzerinde pozisyon aldığı bir dönemde; işgalin başlangıcından bu yana ve öncesinde. Buna rağmen, bu dünya onların davasını ve maruz kaldıkları sistematik işkenceyi görmezden gelmekte ısrar ediyor. Bu durum, savaşın başladığı geçen yılın Ekim ayından bu yana korkunç bir şekilde tırmandı.

Bu savaşın başladığı günden bu yana işgalin açıkladığı sayıya göre işgal hapishanelerinde ve kamplarında 18 esir hayatını kaybetti. Tutuklanan ve şehit edilen ve işgalin kimliklerini açıklamayı reddettiği onlarca Gazzeli bunun dışında...

Yukarıdakilere ek olarak, çoğu kadın ve çocuk olan 3 bin 400'den fazla Filistinli tutuklu, "gizli dosya" adı verilen dosya bahanesiyle idari gözaltında tutuluyor. Uzman kuruluşlara göre bu sayı tarihte hiç yaşanmadı.

İsrail Cezaevleri İdaresi yetkilileri, şartlarını tamamladıktan sonra serbest bırakılan onlarca tutsağın ifadesine ve yasal prosedürlere uygun olarak, tutsak Filistinlilere karşı korkunç suçlar işledi ve onları öldürmek ve insanlıktan çıkarmak için tüm uluslararası sözleşmeleri çiğnedi.


Filistinli erkek ve kadın tutsaklar bugün, İsrail Hapishaneler İdaresi tarafından uygulanan bir dizi tehlikeli sistematik politika yoluyla kaderlerini, haklarını ve onurlarını etkileyen benzeri görülmemiş sistematik suçlarla karşı karşıyadırlar. Bu politikalara şunlar dahildir:

1.Açlık politikasını uygulayan ve tutsakları besleyici yemeklerden mahrum bırakan veya tüketime sunulmadan önce bozulana kadar saatlerce güneş ışığına ve toza maruz kalan, küçük porsiyon, sağlıksız yemekler sunuyor. Yemeklerin tuz ve şeker içermemesi, artık hücre içinde hareket edemeyen hastalar ve çocuklar da dahil olmak üzere yorgunluğa neden oluyor. Bazıları birçok kez bilinç kaybı yaşadı. Serbest bırakılanlar bu politika nedeniyle iskelete yakın şekilde kilo vermişlerdi.

2. Tutuklandığı andan itibaren, sorgu sırasında mahkumun maruz kaldığı sistematik fiziksel ve psikolojik işkence politikası, hücrelerin işgali sırasında onları insanlıktan çıkarmak için dayak ve hakaretler, ayrıca hücrelerde aşağılayıcı soyarak arama yapılması veya sevk sırasında, bir hücre veya bölümden diğerine ve serbest bırakılıncaya kadar bunların sürmesi söz konusu. İşkence, savaşın başlangıcından bu yana ve geçtiğimiz on yıllar boyunca tutsakların hayatlarını kaybetmelerinin ana nedeni olmuştur.

3. Günde sadece iki saat su sağlanması, tutsak başına haftada bir kez beş dakika duş almasına izin verilmesi ve sabun, şampuan gibi deterjanların verilmemesi nedeniyle, temizlik imkanlarından yoksun bırakılma, cilt yaralanmalarına neden olmuştur. Uyuz gibi bulaşıcı ve acı veren hastalıklar yaygınlaşmıştır.

4. Hücrelerin aşırı kalabalık olması, yalnızca altı kişi için tasarlanan hücrelerde 12 ila 16 kişinin bulunması sözkonusu. Gün içerisinde elektriklerin kesilmesi, hücrenin fanlar aracılığıyla havalandırılmasını engellemektedir. Elektrik yalnızca 23.00-06.00 saatleri arasında sağlanmaktadır. Hücrelerde tüm tutsakların uyuyabilmesine yetecek kadar şilte ve örtü de bulunmuyor.

5. Asgari tedavi ve takip şartlarının bulunmamasından kaynaklanan tıbbi suçlar.

6. Yasal ekiplerin çalışmalarının kısıtlanması ve bazılarının tutsak ziyaretinin yasaklanması. Bir tutsağın davasının en önemli aşaması olan tutsaklığın ilk aşamasında avukatla görüşme yasağı getirilmesi.

7. Televizyon ve radyolara el konulmasının ardından tutsakların kıyafet, kitap gibi tüm kişisel eşyalarına el konulması ve dış dünyadan tamamen tecrit edilmesi. Pek çok kişi birkaç aydır kıyafetlerini değiştiremiyor veya yıkayamıyor.

8. İşgal güçleri bir bölümden diğerine taşınırken tutuklulara plastik mermi sıkıyor.

9. Tutsakların avluya çıkmalarına ancak günde bir saat izin verilmektedir. Çoğu gün bu "kısa mola" bilinmeyen nedenlerden dolayı iptal edilir.


Yukarıda belirtilen koşullar altında, uluslararası toplumdan soydaşlarımızın korunması ve onlara yeniden işlenen korkunç suçların durdurulması yönündeki taleplerimizi yineliyoruz.

İsrail İşgali Hapishanelerindeki Filistinli Savaş Esirlerinin Aileleri

05/06/2024