Küba Ablukasına Karşı Uluslararası Mahkeme 16 ve 17 Kasım tarihlerinde Belçika'nın başkentinde gerçekleşti ve Avrupalı ve Kübalı sivil toplumdan onlarca tanığı dinledi. Küba Ablukası Uluslararası Mahkemesi Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nda yapıldı.
"Yoldaşlar, ilk sözlerim 60 yılı aşkın bir süredir bizi abluka altında tutan Kuzey Amerika hükümetinin suç ortaklığıyla İsrail tarafından gerçek bir soykırıma maruz bırakılan Filistin halkı için." Küba Ulusal Meclisi sekreteri ve Küba Devlet Konseyi üyesi Homero Acosta bu sözlerle Küba Ablukasına Karşı Uluslararası Mahkeme oturumlarını başlattı ve Filistin halkına yönelik saldırı ile Küba halkı arasındaki ayrılmaz bağın altını çizdi: ABD emperyalizmi.
Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen mahkeme, Küba Halklarla Dostluk Enstitüsü ve Avrupa Parlamentosu'nda bir parlamenter grup olan Sol tarafından organize edildi; ABD'nin son 60 yıldır Küba'ya uyguladığı ekonomik, ticari ve mali ablukanın insani etkilerini tartışmayı amaçladı. Ablukanın uluslararası hukuku ve hem Küba hem de Avrupa halklarının insan haklarını nasıl ihlal ettiğine odaklandı. Küba'nın ABD tarafından terörizmin devlet sponsoru olarak tanımlanması yoluyla ablukanın yoğunlaştırılması da kilit bir unsurdu.
Mahkemeye başkanlık eden hakimler arasında Alman Uluslararası Hukuk uzmanı Normal Peach, Demokratik Hukukçular Derneği üyesi ve profesör Dimitris Kaltsonis, Portekiz Hukukçular Koleji üyesi Ricardo Joao Duarte, Ulusal Avukatlar Birliği Başkanı Suzanne Adely, yazar ve gazeteci Daniela Dahn ve Uluslararası Hukuk uzmanı Simone Dioguiardi yer aldı.
Açılış konuşmalarını yapan iddia makamı ise Brüksel Avukatlar Koleji'nden Jan Fermon, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Siyah Avukatlar Konferansı'ndan Nana Gyamfi ve Madrid Avukatlar Koleji'nden Antonio Segura'dan oluşuyordu.
Mahkeme oturumları boyunca, savcılığın argümanlarına ek olarak, yargıçlar Avrupa Parlamentosu Üyeleri, Avrupa ve Küba sivil toplum üyeleri, bilim insanları, Küba dayanışma aktivistleri, Avrupa'daki iş dünyası temsilcileri, Kübalı kanser hastaları, gazeteciler, feminist aktivistler ve yaşamları ve geçim kaynakları ABD'nin Küba'ya yönelik ablukasının birçok farklı bileşeninden etkilenen diğer birçok kişinin sözlü ve yazılı argümanlarını dinledi. Mahkemede argüman sunanlar arasında temsil edilen ekonomik ve sosyal sektörlerin çeşitliliği, altı on yıllık ablukanın geniş kapsamlı ve bölge dışı doğasına işaret ederek, ablukanın kesin olduğu ve yalnızca Kübalı siyasi liderleri etkilediği mitini yıkmaktadır.
Küba'ya Uygulanan Abluka Her Yerde İnsanların İlerlemesini Engelliyor
Avukat ve insan hakları savunucusu Nana Gyamfi, savcı olarak yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi, "Ablukanın Kübalı kadınlar ve engelliler üzerinde orantısız bir olumsuz etkisi olmuştur. Abluka toplumsal cinsiyet uçurumunu daha da derinleştirmiş ve kadınların kendileri ve aileleri için hedeflerine ulaşmalarını engellemiştir. Birincil bakıcılar ve sağlık çalışanları olarak kadınlar, ambargonun Küba'nın sağlık sektörü üzerindeki etkilerinden etkilenmektedir. Engelli Kübalılar da ambargo nedeniyle sosyal katılım ve kişisel özerklik sağlayan ve yaşam kalitelerini artıran ekipman ve yazılımlara erişimleri engellendiği için orantısız zarar görmektedir." dedi.
Mahkeme sırasında katılımcılar ayrıca, ablukanın getirdiği kısıtlamalar nedeniyle gerekli ve hayat kurtarıcı tedaviye erişimde büyük zorluklarla karşılaşan Küba'daki çocuk kanser hastalarının doktorları ve aile üyelerinin tanıklıklarını içeren bir video izlediler. Videoda yer alan sağlık çalışanları, hastalarına kaliteli bakım sağlamak için gerekli olan yeterli tıbbi malzeme ve çalışma ekipmanına erişmekte zorluk çektiklerini ortaya koydular. Bu konuda ve diğer birçok konuda ifade verenler, bu durumun söz konusu malzeme veya tedaviyi satın almak için gerekli fonların bulunmamasından değil, finansal işlemlere getirilen kısıtlamalardan kaynaklandığını vurguladılar.
Bu zorluk, mahkemede ifade veren Avrupalı işletme sahipleri tarafından da yinelendi. Küba'da iş yapmak, yatırım yapmak ya da ticaret yapmak isteyenler, çoğu zaman işlemlerini gerçekleştirecek banka bulamamakla kalmıyor, aynı zamanda kredi limitlerinin iptal edilmesi gibi misilleme tedbirlerine de maruz kalıyorlar. Bu durum 16 Kasım'da mahkemede ifade veren İspanyol işadamı Juan Francisco Fernández Campaña için de geçerli.
Belçika İşçi Partisi (PTB) liderlerinden Peter Mertens, mahkemenin bağlamsallaştırma bölümünde söz alarak Avrupa'nın ABD karşısındaki teslimiyetçi tutumunu kınadı. Şöyle dedi: "Hem egemen olup hem de Washington'un emirlerini dinlemeye devam edemezsiniz. Egemen olduğunu iddia eden her ülke kendi ilişkilerini kurmalı ve ABD'nin yasadışı baskı ve cezalandırma uygulamalarına boyun eğmemelidir. Avrupa kendi yoluna gitmeli ve Küba ile tam ilişkiler kurmalıdır."
Sözlerine şunları da ekledi: "Avrupa Birliği ve Küba arasındaki işbirliği, bilim de dahil olmak üzere pek çok düzeyde bir kazan-kazan durumudur. "Engelleme yasası" olarak bilinen bir Avrupa düzenlemesi, "şirketlerin Küba'ya karşı olanlar da dahil olmak üzere yaptırım uygulayan ABD yasalarını uygulama yetkisi olmadığını" belirtmektedir. Dolayısıyla bankaların Küba'ya yapılan transferleri bloke etmeleri ya da yaptırım uygulamaları yasaktır. Ancak çoğu Belçika bankası bunu yapıyor. Buna bir son verilmelidir ve verilebilir de."
Kübalı bir bilim insanı ve Soberana COVID-19 aşısının yaratıcılarından biri olan Belinda Sánchez de ifade verdi ve Küba'nın bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin abluka nedeniyle ciddi şekilde kısıtlandığını anlattı. Küba'nın ABD pazarlarından alım yapmasının esasen yasak olması, araştırma için gerekli malzemelere erişiminin sınırlı olması ve diğer pazarlardan malzeme temin etmek için en az %20 fiyat artışı anlamına gelmektedir.
Sánchez ayrıca ablukanın Küba'nın bilimsel ilerlemelerinin erişimini bile etkilediğini çünkü birçok bankanın patent ve bilimsel yayınlar için yapılan ödemeleri Küba bankalarından geldiği için kabul etmediğini vurguladı. "Bir patent için ödeme yapmamanın doğrudan sonucu o bölgede patenti kaybetmektir, bu da patentin kopyalanmasına ve Küba için potansiyel pazar kaybına yol açar. Bilimsel bir yayın için ödeme yapılmamasının doğrudan sonucu, yayının dergiden geri çekilmesi ve yazarların dergide tekrar yayın yapmasının yasaklanmasıdır."
Şunu vurguladı: "İnsan sağlığına yönelik yıllarca süren araştırmalar yok ediliyor. Sadece benim kurumumda şu anda Kanser İmmünoterapisi konusunda bazıları 4 yıldan daha eski 24 yayının ödeme gecikmesi var."
Yukarıda bahsi geçen ifadeler, mahkemeye başkanlık eden yargıçların kararlarını verdikleri iki gün boyunca dinlenen argümanların sadece küçük bir örneğidir.
Abluka Uluslararası Hukuku İhlal Ediyor
Mahkemenin 17 Kasım'daki kapanış oturumunda yargıçlar, ablukanın Uluslararası Hukuku ve barış içinde bir arada yaşamaya yönelik evrensel normları ihlal ettiğine hükmetti.
Ayrıca Washington tarafından uygulanan ekonomik, ticari ve mali ablukanın, diğer normların yanı sıra, ülkelerin egemenliğini güvence altına alan BM Şartı, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Dünya Ticaret Örgütü anlaşmalarını da ihlal ettiğini vurguladılar.
Savcılığın ve tanıkların ablukanın insani ve ekonomik zararlarına ilişkin argümanlarını dinledikten sonra mahkeme, ABD'nin bu tek taraflı zorlayıcı tedbirler sistemini 60 yıldan fazla bir süredir uyguladığını ve tüm bir halkın yaşam koşullarını, gelişimini ve toplumun çeşitli sektörlerinin performansını etkilediğini hatırlattı.
Aynı şekilde, yargıçların kararı, Uluslararası Hukuka aykırı bir unsur olan ablukanın sınır ötesi kapsamını, kuşatmanın haksız niteliğini ve adanın terörizmin devlet sponsorları listesine dahil edilmesiyle yoğunlaştığını yansıtmaktadır.
Yargıçlar tarafından okunan görüşte, ablukanın 1966 tarihli Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesini ihlal ettiğine de dikkat çekildi. Ayrıca 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne ve Washington'un düşmanlığının ve sistematik toplu zarar verme kararlılığının bu suça uyma ihtimaline de atıfta bulunuluyor.
Uluslararası mahkeme ABD'yi Küba'ya yönelik ablukayı sona erdirmeye ve etkilenen şirket ve vatandaşlara tazminat ödemeye çağırdı.
ABD'nin kilit ortağı İsrail, Gazze'ye ve Filistin halkına yönelik soykırım saldırılarında uluslararası hukuku alenen ihlal etmeye devam ederken, birçok kişi uluslararası hukukun kime uygulanacağını soruyor? Resmi ve bağlayıcı mahkemeler ABD ve müttefikleri tarafından işlenen suçları yargılayana kadar, halk mahkemeleri kararlarını vermeye devam edecek ve örgütlü halk sokaklarda adalet talep edecektir.
Çeviri Kolektifi
Peoples Dispatch'den çevrilmiştir.