< Seçim Değil Devrim Zamanı

 

İşçiler, Emekçiler, Kürt Halkı, Aleviler, Kadınlar, Gençler,

Düzen çöküyor, dinci faşist iktidar sallanıyor. Gün geçmiyor ki, "Türkiye'nin iflasın eşiğinde olduğu"na dair açıklamalar ortalığı kaplamasın. Gün geçmiyor ki büyük bir işletmenin, firmanın ya da sermaye grubunun iflas haberi gelmesin. Holdingler, tekeller iflas ediyor. Bankalar iflas ediyor. Küçük esnaf, küçük köylü tarlasını, evini satmak zorunda kalıyor. Bankalar haciz, ipotekle, vergi memurları polisle kapımıza dayanıyor.

Artık mızrak çuvala sığmıyor; dinci faşistler, yalanlarını halktan saklayamıyorlar. Bir çöküşün içindeler! Devletin kendi içinde paramparça olduğu, kimsenin kimseye güvenmediği, ekonomik krizin ve ona eşlik eden siyasi krizin ayyuka çıktığı bir dönemde, siyasi iktidarın durumu kurtarmak için yalana sarılmaktan başka yol bulamıyor.

Düzen ve iktidar, ancak gözü dönmüş bir saldırganlıkla, polis, asker, sivil faşist terörüyle ayakta kalabiliyorlar.

 

İşçiler, Emekçiler, Kürt Halkı, Aleviler, Kadınlar, Gençler,

İşte içinden geçmekte olduğumuz böylesi bir dönemde, dinci faşist iktidar, sizlerin önüne bir tiyatrodan başka bir şey olmayan seçimleri bir kez daha koyuyor. Bir tiyatro; çünkü senaryosu, oyuncuları ve sonucu önceden belirlenmiş bir oyun bu!

Saltanatın tepesinde oturan adam, seçimi kaybetmesi halinde, daha önce de yaptığı gibi, sonuçları tanımayacağını ayan beyan ortaya koydu. Çürümüş bir sistemi başka türlü ayakta tutamayacağını en başta o olmak üzere tüm karşı-devrim cephesi biliyor. Bunun için şimdiden A, B, C planları hazırladığını itiraf etti.

İpleri dinci faşist iktidarın elinde olan sivil faşistler ve mafya halkları kanlı bir iç savaşla tehdit ediyorlar. Bu tehditler gerçekte dinci faşist iktidarın işidir. Tehditle sonuç almaya çalışıyorlar. Bugün meclisin hiçbir şey olduğunu, ama bu tür mafya bozuntularının, polisin, paramiliter karşı-devrimci güçlerin her şey olduğunu yaşayarak görüyorsunuz.

Çünkü bir ayaklanmanın yaklaştığını görüyorlar ve bu ayaklanmadan ölümüne korkuyorlar. Korkuları boşuna değil. Türkiye ve Kürdistan’da bir devrim olgunlaşıyor. Türkiye ve Kürdistan, Haziran Halk Ayaklanmasını gölgede bırakacak bir ayaklanmaya, ayaklanmalar dizisine hazırlanıyor.

 

İşçiler, Emekçiler, Kürt Halkı, Aleviler, Kadınlar, Gençler,

Durum böyleyken, bugün sizlere bu seçim parodisine katılmanızı, var olan "ittifak" ya da adaylardan birine oy vermekten başka seçenek olmadığını söyleyenler, hem kendilerini hem de sizi kandırıyorlar. Oysa şimdi gerçekleri konuşmanın zamanı. Seçim yoluyla dinci faşist iktidarın "süpürülüp atılmayacağı", "sarayı boşaltıp git"meyeceği ortada. Dinci faşist iktidarın yıkılmasının, onun başındaki adamın saltanatının yerle bir edilmesinin yolu işte bu yaklaşan ayaklanmaya hazırlanmak, bu ayaklanmayı gerçek bir devrime dönüştürmektir.

Bizim acılarımızı ancak bir devrim dindirebilir. Bizim ihtiyacımız olan şey bir devrimdir. Bu devrimle birlikte kurulacak Devrim Hükümetidir. Ancak böyle bir hükümet yaşamsal sorunlarımızın çözümüne gerçekten başlayabilir. Ancak böyle bir hükümet, bütün iktidarı, işçi ve emekçilerin elinde toplayarak, büyük tekellere, bankalara, bütün topraklara el koyabilir, küçük köylünün, esnafın banka borçlarını iptal edebilir, Kürt ulusunun kendi kaderini özgürce tayin etmesini sağlayabilir, zindanları yıkıp tutsakları özgürleştirebilir, Alevilerin, kadınların ve gençlerin gerçek anlamda özgürlüğünü sağlayabilir.

 

İşçiler, Emekçiler, Kürt Halkı, Aleviler, Kadınlar, Gençler,

Bu mümkündür, bunu yapabiliriz. Öfkeniz bir fırtına gibi patladığında onun önünde ne taç kalır ne de taht! Yeter ki, ayağa kalktıktan sonra zafere kadar kararlılıkla yürüyelim; Haziran Halk Ayaklanmasında olduğu gibi yarı yolda durmayalım.

Bugün doğru olan tek politika, seçimleri ve sonuçlarını tanımayacağını ilan ederek, düzeni ve iktidarını bir devrimle yıkarak devrimci bir hükümet kurmak için ayağa kalkmaktır.

Devrim için ayağa kalkın!

Mücadele Birliği Platformu