Bir kez daha, insan olan herkesin yürekleri ellerinde izlemek zorunda olduğu vahşet görüntülerine tanıklık ediyoruz.

Dinci-faşizmin en soysuz ve barbar karakterine sahip dinci-katil sürüleri Suriye'nin Lazkiye, Hama, Tartus kentlerinde emperyalizmin ve Türkiye'deki dinci-faşist iktidarın tam desteğiyle Arap Alevi ve Hristiyan halkına yönelik katliamlara girişti. Emperyalizmin ve bölge gericiliğinin beslediği bu katil dinci çeteciler çocuk, genç, yaşlı, kadın demeden Arap Alevi halkını “Esad artıkları” yalanıyla katlediyor, insanlara işkenceler yapıyor, küçücük çocukları tekme tokat dövüyor. Bu vahşet tam da gözlerimizin önünde cereyan ediyor.

Uluslararası toplum ise durumu “kınıyor” ve gelişmeleri büyük bir “kaygıyla” takip ediyor. Ancak basına katledilen çocuk, genç, yaşlı, kadınların resimleri ve insanların toplu mezarlara gömüldüğü videoları düşmeye devam ediyor. Emperyalizmin ve bölgedeki gerici devletlerin Suriye halklarının başına bela ettiği bu dinci-faşist sürüler bizzat onlar tarafından eğitilip donatılan gerici halk düşmanı odaklardır. Bu güruhlara tam destek sağlayan bu emperyalistler tam bir iki yüzlülükle “kaygılı” olduklarını ilan edip “uluslararası toplumu” göreve çağırıyorlar. Avrupa Birliği, ABD, İsrail ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu aynı “uluslararası toplum” Suriye'nin yıkılıp dinci faşist çetelerin eline geçmesi için uzun bir süre el birliğiyle çalışmış ve sonunda “başarıya” ulaşmıştı.

Bu emperyalist güçler ve bölgedeki işbirlikçi devletler halkların tarihsel birlikteliğini parçalamak, Ortadoğu’daki devrimci dinamikleri boğmak ve bölgeyi tam ilhak sürecine sokmak için Suriye’ye yönelik kapsamlı bir savaş yürüttü. Bu savaşın asıl hedefi, yalnızca Suriye’yi parçalamak değil, aynı zamanda Türkiye’deki ve bölgedeki devrimci mücadeleyi de ezmektir.

Bugün Arap Alevi halkına ve Hristiyan azınlıklara yönelik katliamları meşrulaştıran emperyalist medya ve Türkiye'deki aşağılık odaklar halkları birbirine kırdırarak, bölgeyi emperyalist sömürüye daha açık hale getirmek için çaba sarf etmektedir. Ancak bir haftadır Suriye’de katledilen sınıf kardeşleri için sokaklara akan Türkiye halkları ve ilerici güçler eyleme dayalı gerçek bir dayanışma örneği göstermektedir. Daha dün Maraş'ta, Sivas'ta, Çorum'da, Gazi'de katliamlara uğrayan Alevi emekçiler bu katliama karşı hızla cevap vererek, sokaklara akmaktadır.

Tüm uluslardan ve inançlardan emekçiler;

Süregiden bu vahşete karşı durmak, Suriye halklarıyla dayanışmayı büyütmek, emperyalist savaş politikalarına karşı mücadeleyi yükseltmek ve sermaye düzeninin savaş makinesine karşı işçi sınıfının, ezilen halkların devrimci mücadelesini örgütlemek görevi önümüzde duruyor. Bunu başardığımızda hem içeride hem de sınırların ötesinde ezilen halklara karşı girişilen katliamları durdurabilir, faşizmi yıkıp halkların mücadele birliğini zaferle taçlandırabiliriz. Bunun için hiç zaman kaybetmeden tüm emekçi semtlerde anti faşist mahalle komitelerinde birleşmeli, faşist saldırganlıklara karşı amansızca mücadele etmeliyiz. Türkiye işçi sınıfı ve bölgedeki emekçi halklar, ortak düşmana karşı birleşerek bu saldırıları boşa çıkaracak, zafer ezilen halkların ve işçi sınıfının olacak.

YAŞASIN HALKLARIN MÜCADELE BİRLİĞİ! KAHROLSUN EMPERYALİZM, KAHROLSUN FAŞİZM!

DİNCİ FAŞİSTLER YENİLECEK EZİLEN HALKLAR KAZANACAK!

MÜCADELE BİRLİĞİ PLATFORMU