HBDH Yürütme Komitesi, 7 Kasım günü bir açıklama yayınlayarak Büyük Ekim Devrimi’ni selamladı.

Şanlı Ekim Devrimi aradan geçen yüzyıla aşkın süreye rağmen işçi sınıfı, emekçiler ve ezilen dünya halklarına umut olmaya, ışığıyla aydınlatmaya devam ediyor.

Ekim Devrimi ki, proletaryanın sınıfsız ve sınırsız bir dünya kurma mücadelesinde en önemli basamaklardan biriydi. Proletarya kendisiyle beraber tüm ezilen sınıf ve toplumsal sınıfları peşinden sürükleyebileceğini, onların özgürlüğünün ve kurtuluşunun sosyalizmde olduğunu yaptıklarıyla somut olarak göstermiştir. Kadınların, gençlerin, ezilen ulusların özgür ve yarınlarından emin olarak yaşayabilmesinin sosyalizmin pratiğinde olduğunun kanıtıydı Büyük Ekim Devrimi.

Büyük Ekim Sosyalist Devrimi, dünya çapında proleter devrimler çağını açarken, ezilen halkların ve emekçi sınıfların özgürlüğe yürümesi için bir işaret fişeğiydi. Ekim Devrimi’nin açtığı yolda dünya halkları pek çok ülkede büyük mücadeleler yürüttü ve devrim mücadelesi hala aynı sarsılmaz kararlılıkla sürüyor.

Büyük günlerin ve büyük mücadelelerin öngününde olduğumuz şu günlerde egemen sınıflar tarihsel sonuna gelen sistemlerini ayakta tutmak için her türlü zorbalığa, her türlü aldatmaya başvuruyorlar. Zira ezilenlerin mücadelesi sonucu büyük bir sıkışmışlık ve çaresizlik içindeler. Zorlanıyorlar, yönetemiyorlar. Bu sıkışmışlık ve çaresizlik içinde ne yapacaklarını bilmez bir halde oradan oraya savrulup duruyorlar. Bugün yaptıklarını ertesi gün boşa çıkarıyorlar. Egemenlerin bu dengesini yitirme hali, devrimci halk güçleri için büyük olanakların kapısını aralamakta. Başta Türkiye ve Kuzey Kürdistan olmak üzere tüm dünya adeta bir yangın yeri.

İşçi ve emekçiler derin bir yoksulluk ve sefalet içinde. En temel yaşamsal ihtiyaçlarına ulaşamıyor, yaşamlarını asgari ölçekte dahi sürdürmek için inanılmaz çabalar içindeler. Barınma sorunu devasa boyutlarda bir kriz. Ücretlerin gerçek değerinin düşmesi süreklilik kazanmış durumda. Sağlıkta son dönemde yaşananlar akıl sınırlarımızı zorluyor. İnsanlığın geleceği olan çocuk ve bebeklere dönük saldırıların değil kabul edilmesi, düşünülmesi bile mümkün değil. Ama artık bu “Yenidoğan çetesi” ile gördük ki, insanların yaşam hakkı, hayatı pazarlık konusu haline gelmiş.

Kadınlara dönük saldırılar yoğunlaşıyor, yaygınlaşıyor. Her gün bir kadın cinayetine tanık oluyoruz. Kadına yönelik şiddet, cinsel saldırılar ve kadın cinsinin aşağılanması vakayi adliyeden artık. Toplumsal çürüme derinleştikçe, insan ilişkilerdeki yıkım ve yozlaşma yaygınlaştıkça daha da artacağı kesin olan bu sarmal sistem koşullarında aşılmaz ve çözülemez bir düğüm olmuş durumda.

Emperyalist-kapitalist dünya, büyük bir yıkım savaşına hazırlanıyor. Filistin’de, Rojava Kürdistanı’nda, Medya Savunma Alanları’na yoğun saldırılar gerçekleştiriliyor. Ezilen halkların devriminden korkan egemenler, hakimiyetlerini korumak için bu yıkım savaşının zorunlu olduğunu düşünüyor ve savaşı yaygınlaştırmak ve derinleştirmek için her yola başvuruyor. Yolun sonuna gelmiş olan kapitalist barbarlık artık insan soyu için yaşamsal bir tehlike haline gelmiş durumda.

Hukuk, kanun, yasa, hatta parlemento hiçbirinin hükmü yok. Burjuva normlarda ve şeklen bile olsa hiçbir kural tanınmıyor. Sabah şafak baskınlarıyla belediyeler gaspediliyor. Ard arda kayyımlar atanıyor. Ezilen halkların en ufak bir kazanımına dahi tahammülleri yok. Ve tüm bunlara karşı hiç kimsenin hiçbir ses çıkarma hakkı da yok. Burjuvazi egemenliğini yitirmemek için ezilenlere büyük ve kopkoyu bir karanlık dayatıyor.

Bu karanlıktan çıkış yolu, Ekim devriminin yoludur! Bizi ancak ve ancak, bu karanlığı parçalayacak ve bu çürümüş düzene son verecek bir alt üst oluş kurtarabilir.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi olarak, egemenlerin bu zulüm düzenini yıkmanın tek yolunun onları alaşağı etmekten geçtiğini söylüyor ve bunun tek kurtuluşumuz olduğunu bir kez daha tekrar ediyoruz. Bu yolda tüm ezilenleri halkların birleşik devrimini örgütlemek için mücadeleye, kavgaya davet ediyoruz.