Amed’de 2017 Newrozunda polisin açtığı ateş ile ölen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut'un katili polis memuru Yakup Şenocak'ın yargılandığı davanın karar duruşması vardı bugün.

Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada katil polis Yakup Şenocak daha önce olası kastla öldürmek suçundan müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyordu. Ancak 16 Haziran'da görülen duruşmada savcı, 'kasten öldürme' yerine 'bilinçli taksirle öldürme' olarak suçu değiştirdi ve 2-6 yıl arası hapis cezası istemiyle mütalaa vermişti.

Bugün görülen duruşmada savcı polisin 'taksirle öldürme' suçundan cezalandırılmasını istedi, duruşma sonunda polis beraat etti.

Kurkut ailesinin avukatları savcının mütalaasına tepki gösterdi. Bu mütalaa ile savcının işlenen cinayete "Kaza" dediğini ifade eden avukat, bilirkişi raporlarına değindi. Polisin "Ben ayaklarına doğru ateş ettim" dediğini hatırlatan avukat, “ki defa ateş ettim diyor. Niye iki defa ateş açıyor ve bir daha ateş açmıyor? Çünkü Kemal'i vurmuş. Sanık taksirle değil kasten hareket etmiştir" dedi.

Gazeteci Abdurrahman Gök'ün fotoğrafları olmasaydı bu yargılamanın da olmayacağını ifade eden avukat, “Vali canlı bomba dedi. Abdurrahman Gök'ün fotoğrafları ile mızrak çuvala sığmadığı görüldü. Bir kişi bile tutuklu değil. 22 yaşında gencin hayatının değeri bir günlük bir tutukluk bile olmadı. Umarım bugün verilecek kararla cezasızlık son bulur" şeklinde konuştu.

Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Kemal Kurkut'un ilk kapıdan giriş yaptığı sırada "şüpheli şahıs" anonsu yapıldığını söyledi. Sanık polisin 'telsiz grup amirimde olduğu için ben o anonsu duymadım' dediğini hatırlatan Aydın, Kemal Kurkut'un vurulma anını anlattı.

Olayda çok fazla ihmal olduğunu ifade eden Aydın, olay yerinde sadece poliste silah olduğunu belirtti.

Kemal Kurkut'un vurulduğu ana ilişkin görüntüler hakkında da konuşan Aydın, "Görüntüleri izledim. 24 polis saydım. Kemal 4 No'lu kapıya geldiğinde oradaki polislerin durdurma çabası yok. Hepsi silahına sarılıyor. Sanık soğukkanlı bir şekilde aradaki hendeğin içine giriyor. Silahını çekiyor, hiç bir heyecan belirtisi olmaksızın iki el ateş ediyor. Son derece profesyonelce yapıyor. Taksir falan değil. Çok bariz bir şekilde sanık Kemal'i hedef alarak ateş ediyor. Bu olayda maalesef ilk amaçlanan şey şüpheli şahsı ölü olarak ele geçirilmek. Eğer istenmiş olsaydı yaralı bir şekilde yakalayabilirdi" diyor.

Avukat Serdar Çelebi de Ulusal Kriminal Büro tarafından hazırlanan bir raporda sanığın direk ateş açtığına ilişkin tespitin bulunduğunu hatırlattı, savcının vermiş olduğu mütalaa doğrultusunda verilebilecek herhangi bir kararın “cezasızlık” olacağını hatırlatarak sanığın kasten öldürmeden cezalandırılması ve tutuklanmasını istedi.

Ardından söz alan sanık polis Yakup Şenocak, kendisine yönelik suçlamaları kabul etmedi. Kendisin seken kurşunla bile Kemal Kurkut'u vurmadığını iddia ederek, "Asıl kusurlu olan polisler yargılansaydı benim masum olduğum ortaya çıkardı. 3,5 yıldır süren bu davada Benim bu şahsı kasten ve kastla vurma şansım yok. Benim yere atışım yok. Benim bu şahsı ya vurma ya vurmama şansım var. Şahısta bana ait bir çekirdek çıkmadı. Beraatımı talep ediyorum. Gerçek kusurlu olan polislerin tespit edilmesini istiyorum" dedi.

Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti, sanık polis hakkında beraat, ayrıca olay anında bulunan diğer polislerin tespiti için suç duyurusunda bulunması kararı verdi. Beraat kararına katılmayan bir hakim ise sanığın eyleminin “bilinçli taksir ile adam öldürme” suçunu oluşturduğu söyledi.