< "Örgütlü Kötülüğe Karşı Mücadelemizi Yükselteceğiz!"

Sosyal Haklar Derneği İstanbul Temsilciliği, Ümraniye'de Fıkıh-Der'e bağlı bulunan kursta 20 öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu haberlerine ilişkin basın açıklaması yapılarak "Yaşananlar bir sosyal cinayettir. Bu cinayette çocukların ve gençlerin akılları, ruhları, bedenleri, gelecekleri katledilmektedir" denildi.

İSTANBUL - Geçtiğimiz günlerde, basına yansıyan Ümraniye'de Fıkıh-Der'e bağlı bulunan kursta 20 öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu haberlerine ilişkin Sosyal Haklar Derneği İstanbul Temsilciliği, Sosyal Haklar Derneği İstanbul Temsilciliği, Kadıköy Süreyya Operası önünde basın açıklaması yaparak iktidarın çocuklara yönelik cinsel istismarı görmezden gelen, hatta meşrulaştıran tutumu protesto edildi.

Saat 19.00'da Süreyya Operası önünde Aladağ, Ensar, Fıkıh-Der... Artık Yeter! Çocuklarımızdan Elinizi Çekin" yazılı pankart açan Sosyal Haklar Derneği üyeleri "Dinsel ve Cinsel İstismara Son!", "Çocuk Susar Sen Susma!" yazılı siyah dövizler taşıdı.

Sosyal Haklar Derneği üyeleri adına basın açıklamasını Deniz Özlem Bilgili yaptı.

 

"Ensar'da 45 Fıkıh-Der'de 20 Çocuğa Cinsel İstismar..." 

Türkiye Ensar Vakfı’nda 45 çocuğa cinsel istismarda bulunulduğunu hatırlatan Bilgili, ardından bu kez de İstanbul Ümraniye'de Fıkıh-Der'e bağlı bulunan kursta dernek yöneticisi ve eğitmen olan üç kişinin en az 20 öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu haberinin yansıdığını belirtti.

 

"Dini Korku ve Kaygıları Tetikleyerek Cinsel İstismar, İşkence..." "

Basına yansıyan mağdur öğrencilerin ifadelerinin ise olayın korkunçluğunu ortaya koyduğunu ifade eden Bilgili, "Cinsel istismar, şiddet ve işkence. Öğrencilerin anlatımlarından, şüphelilerin eylemlerini dini otoritelerini kullanarak, dini korku ve kaygıları tetikleyerek gerçekleştirdikleri açıkça anlaşılıyor" dedi.

 

"İktidar, Dini Eğitim Kisvesi Altındaki Cinsel İstismarı Destekliyor"

Fıkıh-Der’in dini eğitim kisvesi altında açtığı kurs, ülkemizde bulunan pek çok diğer yatılı Kur’an kursu gibi ruhsatsız ve izinsiz olduğunu aktatan Bilgili, siyasal iktidarın desteği ile ülkenin dört bir yanına yayılan ve dini eğitim verildiği iddia edilen yurt, kurs ve okullar denetlenmediğini, buralarda yaşanan her türlü istismar görmezden gelinerek, yaşanan onca skandala rağmen bu yapılara destek verilmeye devam edilmesine tepki göstererek "Bugün bu yatılı Kur’an Kursu’nda öğrencilerin başına gelenler de 29 Kasım 2016 tarihinde Adana’nın Aladağ ilçesinde Süleymancılar Cemaatine ait yurtta 11 kız çocuğunun yanarak hayatını kaybetmesi de ülkemizdeki eğitim sisteminin sahipsizliğinin ve yozlaşmış cemaatlere nasıl terkedildiğinin en açık göstergeleridir" dedi.

 

"Daha Kaç Çocuğun Canının Yanması Bekleniyor?"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Ensar Vakfındaki cinsel istismar olayını daha önce münferit olarak değerlendirdiğine dikkat çeken Bilgili, "Siyasal iktidar bu denetimsiz kurs ve yurtları denetlemek için daha ne kadar çocuğun canının yanmasını beklemektedir? Daha kaç vaka yaşanması bekleniyor bu olayların münferit olarak değerlendirilmemesi için?" diye sordu.

 

"Yaşananlar Münferit Değil, Politiktir"

Bilgili, bütün bu yaşananların, iktidarın söylediği gibi münferit olaylar olamayıp, sistematik ve politik olaylar olduklarını vurgulayarak "Çocukların, gençlerin geleceklerini karartan ve hatta yaşam haklarını ellerinden alanlar; bu cesareti siyasal iktidarın kindar ve dindar nesil yetiştirme hayallerinden almaktadır" dedi.

 

"Çocukların Bedenleri, Akılları, Gelecekleri Katlediyor!"

Sözlerine "Yaşananlar bir sosyal cinayettir. Bu cinayette çocukların ve gençlerin akılları, ruhları, bedenleri, gelecekleri katledilmektedir. Bu cinayetlerin faili ve sorumlusu da bütün bu olup bitenlere sessiz kalanlar, görmezden gelenler, bu yapıları denetlemeyenler, ve kapatmayanlardır" diyerek devam eden Deniz Özlem Bilgili, bu karanlığa ve örgütlü kötülüğe karşı aydınlık bir Türkiye ve adalet mücadelesini yükselteceklerini ifade etti.

 

"Örgütlü Kötülüğe Karşı Güzel Bir Gelecek Mücadelesini Yükseltelim"

Sosyal çürümeye yol açan bu zihniyete ve bu zihniyete destek verenlere karşı mücadele edeceklerini belirten Bilgili, her yurttaşın Anayasal hakkı olan kamusal, eşit, bilimsel, laik, ücretsiz, nitelikli, anadilinde eğitim hakkı mücadelesini yükselteceklerini, çocukların, gençlerin haklarına sahip çıkacaklarını söyledi.

Bilgili açıklamayı, herkesi bu karanlığa ve örgütlü kötülüğe karşı aydınlık bir Türkiye ve çocuklara güzel bir gelecek sağlamak için mücadeleye çağırarak sonlandırdı.