< "Hasan Ocak’ı Kaybedenler 29 Yıldır Korunuyor"

 

Cumartesi Anneleri / İnsanları 991'inci haftasında 21 Mart 1995 tarihinde gözaltında kaybedilen ve cenazesi 15 Mayıs 1995'te kimsesizler mezarlığında bulunan, Hasan Ocak için bir araya geldi.

Cumartesi İnsanları adına bu hafta basın metnini İHD Genel Başkanı Eren Keskin, yargı ve muktedir arasındaki ilişkinin bu kadar belirgin hale geldiği, erkler ayrılığının bu kadar önemsizleştiği, “cezasızlık kültürü” nün bu kadar ağırlaştığı bir dönemde, hakikat ve adalet talebiyle bir araya geldiklerini belirtti.

 

"Kayıp Davalarının Cezasızlıkla Kapatılmasına İzin Vermeyeceğiz"

Keskin "Galatasaray’dayız çünkü binbir emekle yargıya taşınabilen az sayıdaki kayıp davası, Ankara JİTEM Davası ve Kulp Davası’nda olduğu gibi hukuki gerekçelere dayanmaksızın, evrensel hukuka aykırı biçimde cezasızlıkla kapatılmaya devam ediyor. Bu kararlarla hakikatin izlerini örtmeyi amaçlayanlar bilmeli ki, buna izin vermeyeceğiz; hakikati söylemekten, anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz"

 

"Devlet Görevini Yapmayarak Hasan Ocak'ı 29 Yıldır Her Gün Yeniden Kaybediyor"

"991. haftamızda bir kez daha, devletin gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerini açıklama ve suçun faillerini tespit ederek cezalandırma yükümlülüğünü yerine getirmesini talep ediyor, devletin bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek 29 yıldır her gün yeniden kaybettiği Hasan Ocak için adalet istiyoruz" diyen Keskin, Hasan Ocak'ın dosyasını paylaştı.

 

"Akşama Balık Getirceğim" Diyen Ocak Evine Hiç Gidemedi

30 yaşındaki Hasan Ocak, atanmayı bekleyen bir öğretmendi. Bu bekleme sürecinde Beyazıt’taki bir iş hanında çay ocağı işletiyordu. 21 Mart 1995 günü akşamüzeri işyerinden ayrıldı. Annesini telefonla arayarak “Balık getireceğim, akşam için yemek hazırlama” dedi. Ancak Hasan, ne o akşam ne de sonrasında bir daha Avcılar’daki evine gidemedi.

 

"Devlet Gözaltında Olmadığı Ve Aranmadığı Açıklaması Yaptı"

Hasan’dan haber alamayan ailesi onun gözaltına alındığını, ancak bu durumun emniyet tarafından inkâr edildiğini kamuoyuna açıkladı. Savcılığa başvuran aile, ardından İstanbul Emniyeti, İstanbul Valiliği, TBMM, Başbakanlık, bakanlıklar, hastaneler, Adli Tıp nezdinde girişimlerde bulundu. Oluşan kamuoyu baskısı üzerine dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir “Hasan Ocak’ın gözaltında olmadığını ve suçlu olarak aranmadığını” açıkladı.

 

Tanıklar Hasan Ocak'ın Şubede Olduğunu Söyledi

Oysa İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan iki kişi Hasan’ı şubede gördüklerini, iki kişi de Hasan’ın ismini emniyetteki parmak izi listesinde okuduklarını söyledi. Newroz nedeniyle gözaltında tutulan başka bir tanık ise şubede bir hareketlilik olduğunu ve polislerin kendi aralarında “Hasan Ocak getirildi” diye konuştuklarını duyduğunu söyledi.

 

Hasan Ocak 58 Günlük Arayış Sonunda Kimsesizler Mezarlığında Bulundu

58 günlük ısrarlı bir arayışın sonunda Hasan’ın ağır işkence izleri taşıyan bedenine “meçhul kişi” olarak defnedildiği Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı. Olay yeri tutanağında, Hasan’ın bulunduğunda üzerinde kimliğinin, kemerinin, saatinin, ayakkabı bağcıklarının olmadığı ve parmaklarında mürekkep lekeleri olduğu yazılıydı. Bunlar, onun gözaltına alınan kişilere uygulanan rutin işlemlerden geçtiğine işaret ediyordu.

 

Devlet Bakanı Algan İşkenceyle Öldürüldüğünü İtiraf Etti

Her şey o kadar açıktı ki, dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu, yaptığı araştırmalara dayanarak “Ocak’ı konuşturmak için gözaltına aldılar ve orada uyguladıkları işkence ve darptan sonra öldürülmüş halde Beykoz’a attılar” diyerek Ocak Ailesi ve toplumdan özür diledi.

 

Hasan Ocak'ın Dosyası Hala Kovuşturma Aşamasına Gelmedi

Ancak ailenin tüm başvuruları sonuçsuz bırakıldı. İç hukuktan sonuç alamayan aile, AİHM’e başvurdu. 2004 yılında AİHM, Hasan Ocak'ın kaybedilmesi ve ölümüyle ilgili koşulların belirlenmesi için yeterli ve etkin bir soruşturma yürütülmediğini tespit ederek Türkiye hakkında ihlal kararı verdi ancak iç hukukta dosya kovuşturma aşamasına bile gelemedi.

 

"Devlet Cezalandırma Yükümlülüğünü Yerine Getirmelidir"

AİHM içtihatlarına göre gözaltında kaybetmelerde, bedenin bulunmasının kaybedilen kişinin akıbetinin sadece bir yönünü aydınlattığını ifade eden Keskin, devletin kaybetmenin ve ölümün nasıl gerçekleştiğini açıklama, suçun faillerini belirleyerek cezalandırma yükümlülüğünün ise devam ettiğini vurguladı.

 

"Kayıplarımızı Aramaktan Devlete Görevini Hatırlatmaktan Vazgeçmeyeceğiz"

Savcılık makamını ve Adalet Bakanlığını 29 yıldır sürüncemede bırakılan Hasan Ocak soruşturmasında yasal yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdık karını belirten Keskin "Kaç yıl geçerse geçsin; Hasan Ocak için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.

Cumartesi İnsanları gözaltında kaybedilen yakınlarının anısına Galatasaray Meydanı'na karanfiller bırakarak alandan ayrıldı.