Hep söyleriz, Latin Amerika bir devrim laboratuvarıdır. Devrimler, ayaklanmalar, isyanlar, gerilla mücadeleleri, seçimler, parlamento, darbeler, karşı devrimler, renkli devrimler... Hemen her Latin ülkesinin içinden geçtiği deneyimlerden. Girilen yol ne olursa olsun hep yönü sosyalizme doğrudur.

Her tür mücadele araç ve yöntemiyle kendi kaderlerini ellerine almaya çalışıyor Latin Amerika halkları. İki yüzyıldır eski ve yeni sömürgecilerden kurtulmaya uğraşıyor. Sömürgeciler ise tüm bu girişimlere türlü çeşit saldırılarla karşılık veriyor. Özellikle ABD emperyalizmi, “arka bahçesi” ilan ettiği Latin coğrafyasını 19. yüzyıl sonundan beri açık işgallerden örtülü operasyonlara, darbelerden adam satın almaya, akla gelebilecek her türlü yol ve yöntemi uyguluyor.

Emperyalistlerin müdahale ettiği, “ayağını kaydırdığı”, türlü yöntemlerle devirdiği yöneticilerin sosyalist olmasına gerek yok. Emperyalist ajandayla uyum konusunda sorun çıkaran herhangi bir yönetici, kısa sürede kendini bir çeşit darbe ile karşı karşıya buluyor. Özellikle son çeyrek asırdır derinleşen “ekonomik tam ilhak” sürecinde en ufak bir çatlak ses, en ufak bir falso, emperyalist saldırganlığı harekete geçirmeye yetiyor.

Bir buçuk yıl önce Peru’da çoğunluk yerli halkların oyları ile başkanlık seçimini kazanan bir öğretmen olan Pedro Castillo, 7 Aralık’ta devrilip bir haftalığına hapsedildi, 14 Aralık’ta da Peru Kongresi tarafından dokunulmazlığı kaldırılarak hapiste kalması sağlandı...

Daha Kasım ayının başında onbinlerce Perulu Castillo'yu desteklemek ve emperyalistlerin onu iktidardan uzaklaştırma girişimlerine karşı başkent Lima'nın sokaklarına dökülmüştü. Halk Castillo’dan Kongre'yi kapatmasını ve yeni yasama seçimleri çağrısı yapmasını talep ediyordu. Perulular ayrıca Castillo'yu, sosyal ve ekonomik reformlara ilişkin seçim vaatlerini yerine getirmeye ve 1993'te Alberto Fujimori'nin diktatörlüğü sırasında yazılan gerici anayasanın yerini alacak yeni bir anayasa taslağı hazırlamaya yönelik adımlar atmaya çağırıyordu.

Castillo’yu başkanlığa taşıyan Özgür Peru Partisi’nin kurucusu Vladimir Cerrón da “Kongre, bir boşluk talep etmenin yanı sıra, 66 oyla cumhurbaşkanını görevden alma kuralını değiştirmeyi planlıyor. Yürütmenin hayatta kalmak için Kongre'yi kapatmaktan başka yolu yok” dedi.

Ve 7 Aralık günü Peru'nun karşı devrimci muhalefetinin kontrolündeki Kongre, Pedro Castillo aleyhindeki görevden alma önergesini onayladı. Castillo saatler içinde tutuklandı.

Castillo, Kongre'nin geçici olarak feshedilmesine karar vermiş, dokuz ay içinde yeni parlamento seçimleri çağrısında bulunmuş ve yasama yetkileri yenilenene kadar ülkeyi yönetmek üzere bir "acil durum hükümeti" kurmuştu. Kongre'deki oylama, şimdi devrilen başkan Pedro Castillo'nun oylamayı engelleme girişiminden saatler sonra gerçekleşti.

Castillo, televizyondan ulusa hitaben yaptığı bir konuşmada, "Dokuz ayı aşmayan bir süre içinde yeni bir Anayasa hazırlamak için kurucu yetkilere sahip yeni bir Kongre için seçim çağrısı yapıyorum" demişti.

Ancak Castillo'nun kendisini aşırı sağcı kongrenin oylarından koruma girişimi geri tepti. Açıklamanın hemen ardından kabinesinin neredeyse tamamı istifa etti ve gerici muhalefet, onu iktidarı yasa dışı bir şekilde ele geçirmek için darbe girişiminde bulunmakla suçlamaya başladı.

Geçtiğimiz yıl içinde başarısız olan iki görevden alma önergesinin ardından, aşırı sağcı Kongre, "kalıcı ahlaki yetersizlik" nedeniyle görevden alınma talebini 101 lehte, 6 aleyhte ve 11 çekimser oyla onayladı. Saatler sonra, Castillo'nun Başkan Yardımcısı Dina Boluarte'yi Peru'nun yeni cumhurbaşkanı olarak yemin etmek için başka bir genel kurul toplantısı çağrısı yaptılar.

Öğleden sonra, Castillo'nun hamlesini bir darbe girişimi olarak da nitelendiren Boluarte, yeni cumhurbaşkanı olarak yemin ederek Peru tarihindeki ilk kadın devlet başkanı oldu.

Ayrıca Yargı, Kamu Bakanlığı, Ulusal Adalet Kurulu ve Anayasa Mahkemesinin yeniden düzenlenmesi çağrısında bulundu. Ek olarak, ülke genelinde gece 22.00-04.00 arası sokağa çıkma yasağı emri verdi.

Castillo, "isyan" suçlamasıyla ulusal polis tarafından gözaltına alındı. İlerleyen saatlerde savcılık, Castillo'nun tutuklandığını ve "anayasal düzeni ihlal" iddiasıyla suçlandığını doğruladı.

Bu arada tabandan gelen toplumsal ve siyasi örgütler, Castillo'nun serbest bırakılmasını ve Başkan Dina Boluarte'nin istifasını talep ederek sokaklarda protesto gösterilerine devam ediyor.

Görevde olduğu son 16 ayda, Castillo kabinesini dört kez değiştirmek zorunda kalmış, altı düzineden fazla bakanı değiştirmişti. Ayrıca hakkında yolsuzluk, suç örgütü, nüfuz ticareti, gizli anlaşmaya suç ortaklığı, adaletin yerine getirilmesine karşı kişisel gizleme ve yüksek lisans tezinden intihal iddialarıyla suçlanan altı soruşturma açılmıştı.

Amerikan Devletleri Örgütü Daimi Konseyi (OAS) de Boluarte hükümetine “desteğini” açıkladı ve “ülkedeki demokratik yolu yeniden inşa etme acil ihtiyacına desteğimizi yeniden teyit ediyoruz" dedi.

Perulular, bir çok şehirde sokaklara döküldü. Castillo'nun destekçileri, onun görevden alınmasına karşı çıkarken, gericiler de Castillo’nun görevden alınmasını kutladılar. Castillo'nun destekçileri, onun bir darbenin faili olmadığını, daha ziyade Peru'nun sağcı güçleri tarafından işlenen bir darbenin kurbanı olduğunu savundu. Birçoğu, Peruluların çoğunluğu tarafından seçilen adamın cumhurbaşkanlığından çıkarılmasının haksızlık olduğunu söyledi.

 

Peru Halkı Ayakta

7 Aralık'tan bu yana, on binlerce Perulu eski Başkan Castillo'nun derhal serbest bırakılması ve yeniden cumhurbaşkanı olarak göreve getirilmesi talebiyle ulusal topraklarda eylemler yaptı, ana yollarda barikatlar kurdu. Otoyol ağındaki en az 25 stratejik nokta, yanan lastikler ve konteynırlarla kapatıldı.

13 Aralık günü başkent Lima'da, yoğun polis baskısına rağmen, protestocular Kongre önünde protesto gösterisi düzenledi. Halk bir taraftan da Dina Boluarte'nin yeni cumhurbaşkanı olarak atanmasına karşı çıkıyor, seçilmiş bir lider olmadığı için istifasını istiyorlar.

Başkentin yanı sıra Andahuaylas, Arequipa, Trujillo, Iquitos, Madre de Dios, Ica, Tacna ve Huacho vilayetleri de dahil olmak üzere ülke genelindeki bölgelerde darbeye karşı protesto eylemleri düzenlendi. Polis, bu protestolara şiddet ve baskıyla karşılık veriyor, göz yaşartıcı gaz ve gerçek mermi kullandı.

Yerel medyadan ve Ulusal Ombudsman Bürosundan alınan haberlere göre, 11 Aralık Pazar günü Apurímac bölgesindeki Andahuaylas şehrinde 15 ve 18 yaşlarında en az iki protestocu polis saldırısında öldürüldü. 12 Aralık Pazartesi günü, Chincheros şehrinde yerel hastane, aralarında 16 ve 26 yaşındaki Jonathan Lloclla Loayza'nın da bulunduğu iki protestocunun polis saldırısı ile öldüğünü doğruladı. Arequipa'da beşinci bir protestocu polis tarafından öldürüldü...

11 Aralık Pazar sabahı erken saatlerde bölge sakinleri Andahuaylas'taki yerel havaalanını işgal etti. Polis bu eyleme vahşice saldırınca, 20'den fazla kişi ağır yaralandı ve bir düzineden fazla kişi tutuklandı. Şehirdeki hastane, ölenlerden birinin boynundan kurşunla yaralanması nedeniyle öldüğünü bildirdi.

Aynı gün polis, 7 Aralık'tan bu yana Pan-Amerikan otoyolunu kapatan Arequipa ve Ica sakinlerine de şiddetle saldırdı, otoyolu yeniden açtı. Ancak eyalet genelinde köylüler ve Yerli toplulukların kurduğu diğer barikatları kaldırmada başarısız oldu.

Apurímac'taki halk örgütleri, 12 Aralık'ta süresiz bir bölgesel grev çağrısı yaptı. Bir düzineden fazla Yerli, köylü, kadın hareketi ve sosyal örgütü bir araya getiren bir şemsiye örgüt olan Peru Tarım ve Kırsal Cephesi (FARP) da 13 Aralık Salı gününden itibaren süresiz ulusal grev çağrısı yaptı; Castillo'nun özgürlüğünü, parlamentonun kapatılmasını, yeni genel seçim çağrısı ve yeni bir Anayasa talep eden bir halk isyanı ilan etti. Huancayo'da Orta Peru Ulusal Üniversitesi Öğrenci Federasyonu da protestolara katılarak seferberlik çağrısı yaptı.

Başkan Boluarte eylemlere cevap olarak 12 Aralık Pazartesi günü erken saatlerde genel seçimlerin Nisan 2024'e ertelenmesi için Kongre'ye bir yasa tasarısı göndereceğini duyurdu. 14 Aralık Çarşamba günü ise seçimleri Aralık 2023’e çekti. Ve 60 gün süreyle "yüksek toplumsal çatışma bölgelerinde olağanüstü hal" ilan etti. 13 Aralık Salı günü de Cusco uluslararası havaalanı ve Machu Picchu kalesine giden tren servisi kapatıldı.

12 Aralık Pazartesi günü Meksika, Kolombiya, Bolivya ve Arjantin hükümetleri, Peru'daki halk iradesine ve eski Devlet Başkanı Pedro Castillo'nun haklarına saygı gösterilmesini talep eden ortak bir bildiri yayınladılar.

Ortak açıklamada, "Kurumları oluşturanları, ücretsiz oy hakkıyla ifade edilen halkın iradesini tersine çevirmekten kaçınmaya çağırıyoruz. Yetkililerden, Başkan Castillo'nun insan haklarına tam saygı göstermesini ve ona adli koruma sağlamasını talep ediyoruz." denildi.

En şiddetli çatışmalar ülkenin güneyinde, özellikle de protestoların merkez üssü haline gelen Arequipa ve Apurimac bölgelerinde yaşandı. Andahuaylas'ta göstericiler, 14 polis karakoluna ve bir polis merkezine saldırdı. Lima'da ise halk Kamu Bakanlığı'nın genel merkezine ve Amerika ve Panamericana televizyon kanallarının tesislerine yöneldi. Apurimac'ın yedi ilinde ilan edilen OHAL konutun dokunulmazlığı, bölgeden geçiş özgürlüğü, toplanma özgürlüğü ve kişisel özgürlük ve güvenlikle ilgili anayasal hakları askıya alıyor.

“İsyan” suçundan hapse atılan eski Peru Devlet Başkanı Pedro Castillo, sosyal medya hesabından yapılan bir açıklamada, "Size hükümetimin en zor anında, aşağılanmış, iletişimsiz, kötü muamele görmüş ve kaçırılmış halde konuşuyorum" dedi. Castillo, mevcut Başkan Dina Boluarte'yi "gaspçı" olarak nitelendirerek Devlet Başkanı olarak "yüksek ve kutsal" görevlerinden vazgeçmeyeceğini söyledi. Halkın "yeni seçimlerin kirli oyununa" düşmemesi gerektiğini ifade ederek "Kurucu Meclis şimdi! Derhal özgürlük" diye bitirdi.

14 Aralık günü yeni gönderisinde de "200 yıldan fazla bir süredir ihmal edilen mülksüzleştirilmiş, derin Peru'nun unutulmuş erkek ve kadınları tarafından seçildiğini" ve "göreve geldiğimden beri, böyle bir şeyi reddetmek için bir dakika bile izin vermediklerini" belirtti.