< < Zindanları Yıkalım, Halk İktidarını Kuralım!

Faşist devlet işçi sınıfının, emekçilerin, Kürt halkının büyüyen mücadelesinin önünü alabilmek için saldırılarını yoğunlaştırmış durumda. Bu savaşın en sert yaşandığı cephelerden biri de zindanlar cephesi.

On binlerce siyasi tutsağın rehin olarak tutulduğu, tecrit, işkenceler ve yalnızlaştırma politikaları ile tutsakların iradelerinin kırılmaya çalışıldığı zindanlarda devrimci tutsaklar kıyasıya bir savaş veriyor. Faşizm, işçi sınıfının ve Kürt halkının öncülerini teslim alabilirse toplumu daha kolay baskı altına alacağının ve yönetebileceğinin hesabını yapıyor. F Tipi ve ‘Yüksek Güvenlikli’ zindanlardan sonra devrimci tutsaklara mutlak tecriti dayatacak S, Y tipi zindanları inşa etmeyi planlıyor.

Faşist devletin tutsakların iradelerini teslim almak için her türlü yöntemi denemesine rağmen, bedenlerini ortaya koyan devrimci, yurtsever tutsaklar, bu saldırıları mücadeleyle boşa düşürüyor.

Yurtsever tutsakların onlarca zindanda tecriti parçalamak ve Kürt halkının özgürlük mücadelesine dikkat çekmek amacıyla başlatmış oldukları açlık grevi, 2. ayını geride bırakmış durumda. Zindanlardaki açlık grevlerine ses olmak için ailelerin başlattığı Adalet Nöbetleri Ankara, İstanbul, Van gibi kentlerde yaygınlaşıyor. Açlık grevlerinin başlamasının ardından zindanlardaki saldırı ve baskıların arttığına dikkat çeken tutsaklar ve tutsak aile örgütleri, faşizmin kuşatmasına karşı dışarısının zindanlardaki tutsakların sesine çok güçlü bir şekilde ses olması gerektiğini haykırıyor.

Devrimci, yurtsever tutsaklara içeride denetimindeki rehineler olarak bakan faşist devletin bu saldırıları ise, bugüne özgün, tekil bir saldırı değildir.

Sermaye egemenliği ve faşist devlet tarihi boyunca zindanları; toplumu esir almak, susturmak, işçi sınıfının, emekçilerin öncülerini toplumdan soyutlamak için kullandı, tabutluklardan F tiplerine, bugün de tamamen tecriti dayatan S, Y tiplerine geçiş, bu anlayışın devamı olarak hayat buluyor. Kitap yasakları, işkenceler, teslimiyet dayatan gözlem kurulları ve daha nice uygulama, sistematikleşmiş faşist devlet şiddetinin uygulamalarıdır. Bu saldırı dalgasına karşı güçlü bir duruş sergilemek, devrimci, yurtsever tutsakların sesine güçlü bir şekilde sahip çıkmak, bugünün en yakıcı görevlerindendir. Öncülerini zindanlarda yalnız bırakan bir halk, asla özgür olamaz. Faşizmin bu saldırılarını boşa düşürecek olan ise işçi sınıfının, emekçilerin, Kürt halkının bu mücadeleyi güçlü bir şekilde sahiplenmesi, zindanlardaki tutsakların özgürlüğünü haykırmak için sokaklara akmasıdır.

Şimdi tutsakların sesine ses olup, faşizmi yıkıp, zindanları özgürleştirme, halk iktidarını kurmak için bir adım öne çıkma zamanıdır.

 

ZİNDANLAR YIKILSIN, TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK!

DEVRİMCİ, YURTSEVER TUTSAKLAR YALNIZ DEĞİLDİR!


MÜCADELE BİRLİĞİ PLATFORMU