Kanada Avam Kamerası (kısaca, Kanada Parlamentosu da diyebiliriz) Başkanı Anthony Rota, Yaroslav Hunka adlı, yaşlı (98 yaşında) bir Nazi savaş suçlusunu parlamentoya çağırıp “kahraman” diye tanıtması büyük bir tepkiye yol açtı.

Olay, Ukrayna faşistlerinin başı Volodimir Zelenskiy'nin 22 Eylül'de Kanada parlamentosunda konuşma yaptığı zamana denk getirildi. Ukrayna faşistlerinin başı konuşmasını bitirir bitirmez yaşlı faşist Parlamento salonuna alındı ve bütün parlamenterler ayağa kalkarak alkışlamaya başladılar. Yürek burkan, göz yaşartan bir sahneydi! Yaşlı faşistin gözünden de iki damla yaş yere doğru akıverdi.

Kanada'nın bütün bu ayaktakımının yer aldığı sahnede Kanada Başkakanı Trudeau ve Ukraynalı faşistlerin başı yer almasaydı belki de bu kadar dikkat çekmeyecekti. Bu ikili, birbirlerine “sevgi dolu” gözlerle bakarak, ayağa kalkıp, alkışa katıldılar. Katlettiği binlerce çocuk, genç yaşlı, kadın gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçen yaşlı faşist, belki de onları görünce yumruklarını sıkarak ayağa kalktı ve “evet işte bu” diye içinden geçirerek kendisine bu günleri gösteren tanrısına şükretmişti.

Gelgelelim, işler istedikleri gibi gitmedi. Hitler faşizmi dünya işçi sınıfı ve emekçi halkları arasında, yani dünya nüfusunun ezici çoğunluğu nezdinde hala lanetliydi. Hitleri, Nazi faşizmini açıktan savunamıyorlardı. Gerçi Ukraynalı faşistler bu konuda epey yol aldılar; Nazi sembollerini Ukrayna'da açıkça kullanıyor, bununla hatıra resimleri çekiyor, ataları Hitler'i her konuda taklit etmeye çalışıyorlar.

Ama, dünyanın geri kalanında, örneğin Kanada'da işleri henüz bu noktaya getirememişlerdi. Bu yüzden, kendi halkından duyduğu korku yüzünden Kanada Başbakanı Trudeau “olanlar son derece üzücü. Kanada Parlamentosu ve tüm Kanadalılar için çok utanç verici” açıklamasını yapmak zorunda hissetti kendisini.

Kanada Parlamnetosu Başkanının özür dilemesini ve ona yapılan “istifa” çağrıları üzerinde durmaya değmez. Böylesi durumlarda burjuvalar bir günah keçisi arar ve bulurlar. Belli ki Parlamento Başkanı Rota, böyle bir günah keçisi olmayı kabul etmiştir.

Bu ahmaklar takımı, yaşlı bir faşisti parlamentoya çağırıp ayakta alkışlayarak çok açık verdiler. Belli ki ataları Hitler'den hiç ders almamışlar. Oysa Hitler, gerçek faşist yüzünü, Alman Thyssenkrupp çelik tröstünün uşağı rolünü gizlemek için neler yapmamıştı. Nasyonal da olsa sosyalist olduğunu iddia ediyor, Alman işçi sınıfı ve emekçileri aldatmak için her kılığa giriyordu. Kanada ayaktakımı ise, dünya halkları tarafından lanetlenmiş bir Naziyi ayakta alkışlayarak tüm gerçek yüzüyle ortaya çıkmıştı.

Tepkiler yoğunlaşınca nasıl büyük bir hata yaptıklarını anladılar. Hatayı örtmek gerekiyordu. Kanada Başbakanı “çok utanç verici” tümcesini bir örtü olarak “hata”nın üzerine attı. Ayıp yerlerini örten bir incir yaprağı bile olamadı bu tümce. “Hata” ataları sayılabilecek bir yaşlı faşiste içten bir saygı-sevgi duymaları değildi. “Hata” bu lanetlilere duydukları sevgi-saygıyı böyle açıkça, dünyanın gözleri önünde ortaya koymuş olmalarıydı.

Kanada Parlamentosu ve Başbakanı gibi kendini açığa vurmayanlar da vardı. Avrupa'nın çoğu parlamentosu ve başbakanı faşist saldırgan yüzünü gizlemeyi, ortalıkta “demokrat” maskesiyle gezmeyi becerebiliyor.

Kanada Başbakanını alın, yerine Britanya Başbakanını, Alman Başbakanını ya da Dışişleri Bakanı Annalena Bearbock’u, İtalyan Başbakanı Giorgia Meloni, ya da Hollanda Başbakanı Rutte'yi koyun, milim fark göremezsiniz. Hepsi Nazi hayranı, hepsi Nazileri yüceltmeye çalışıyor; hepsi Sovyetler Birliği'nin Naziler üzerindeki zaferini gölgelemeye, ortadan kaldırmaya çalışıyor, hepsi Ukrayna'nın Nazi faşistlerini tüm güçleriyle, askeri, mali, teknik, eğitim, danışmanlık, akla gelebilecek ne varsa o yönlerden destekliyorlar.

ABD ve Avrupalı emperyalistler, sadece Nazi artığı faşistleri değil, dinci faşist çeteleri de dünyanın her yerinde ama özellikle Afrika ve Ortadoğu'da eğitip silahlandırıyor sonra da savaşa sürüyorlar. El Kaide, El Nusra, El Şebab, ve daha sayısız dinci faşist çete Avrupa emperyalist hükümetlerinin, onların gizli servislerinin eseridir.

Emperyalistlerin faşizme olan bu yönelimleri yeni değil. Hitler faşizminin Sovyetler Birliği tarafından bozguna uğratılmasıyla birlikte, başta ABD ve Kanada olmak üzere, ayakta kalan tüm emperyalist devletlerin hayatta kalan Nazi kadrolarını korumaya aldıklarını, ülkelerinde sakladıklarını biliyoruz. Çünkü, günün birinde bunlara, bunların çocuklarına, torunlarına ihtiyaçları olacağını; devletin kilit noktalarını teslim etmek için bunlardan daha sadık uşak bulamayacaklarını biliyorlardı.

İsyan, ayaklanma ve devrimlerin bütün dünyada yükseldiği; emperyalist-kapitalist sistemin çöküş sürecine girdiği bu dönemde emperyalist hükümetler her yerde faşizmi yükseltmeye başladılar. Dünyada yükselen isyan ve ayaklanmaları bastırmak, emperyalist hegemonyanın çöküşünü durdurmak için faşizme ihtiyaç duyuyorlar. Meselenin özü budur.

Bu yüzden Kanada'dan Hollanda'ya; Britanya'dan Ukrayna, Polonya, Baltık devletlerine kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada faşizmi destekliyor, faşizme eğilim duyuyor, faşizmi ve eski kadrolarını yüceltiyor, kitlelerde onlara dönük bir sempati yaratmaya çalışıyorlar. Ama bu çabaları şiddetli bir tepkiyle karşılaştığında “çok utanç verici” sözleriyle bir örtü oluşturmaya çalışıyorlar.

Emperyalist mali sermaye, emperyalist hükümetler eliyle asıl olarak Avrupa'da faşizmi yükseltmeye çalışıyorlar. Çünkü burada patlak verecek ve devrimle sonuçlanacak bir ayaklanma bütün sistemi yerle bir etmeye yeter. Asıl korkuları bu. Bir karşı devrim gücü olarak faşizmi her yerde inşa etmeye çalışmalarının nedeni de bu.

Dünyada bir devrim gelişiyor. Yeni-sömürgecilik kıskacındaki Afrika ülkeleri emperyalist devletlere karşı başkaldırıyor, onları kıtadan kovuyorlar. İşbirlikçi hükümetler birer birer devriliyor. Emperyalist devletler Afrika kıtasındaki dayanaklarını kaybettikçe oradaki varlıklarını da yitiriyorlar. Fransa'nın Nijerden kovulması bunun son örneği oldu.

Emperyalist hükümetler şimdi kendilerini “merkez”de, Avrupa'da tahkim etmeye, böylece sağlama almaya çalışıyorlar. Ukrayna'da faşistlere sarılmalarının nedeni bu.

Düştükleri denizde saman çöpünden medet umuyorlar!