30 Mart Cumartesi sabahı, Bağcılar Eğitim Araştırma Hastanesi’nde çalışan bir hemşirenin evinde ölü bulunduğu haberini alan meslektaşları, hastane önünde bir basın açıklaması düzenledi.

Bağcılar EAH’da hemşire olan Sibel Kavil, aynı hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışmakta olan erkek arkadaşı Cumali Varan tarafından, 29 Mart Cuma akşamı öldürülmüştü.

Basın açıklaması öncesinde, Bakırköy SES Şubesinden sağlık emekçileri, yapacakları basın açıklamasına çağrı için Bakırköy’de hastaneyi ve yemekhaneleri dolaştılar ve kadın cinayetlerini protesto ettiler.

Saat 12.30’da KESK İstanbul Kadın Meclisi, Bağcılar EAH önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Eylemde SES Bakırköy Şube Eşbaşkanı Nezahat Özen Altınsoy bir konuşma yaptı, kadın cinayetlerinin politik olduğunu söyledi. Ardından basın açıklamasını okuyan SES Anadolu Şube Kadın Sekreteri Sevgi Mersin, “Cezasızlık politikası bir kadın arkadaşımızı daha aramızdan aldı. İki gün önce bu hastanede çalışan sağlık emekçisi arkadaşımız Sibel Kavil, yine bu hastanede çalışan güvenlik görevlisi Cumali Varan tarafından katledilmiştir.” dedi.

Kadınların her gün işte, sokakta, evde, tanıdığı/tanımadığı erkekler tarafından şiddete uğradığı, öldürüldüğü söylenerek, “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en ağır sonuçlarından biri olan kadına yönelik şiddet, ülkemizde gün geçtikçe kadınların yaşamını daha fazla kuşatma altına alıyor. Devlete önleme, koruma ve etkili soruşturma sorumluluğu yükleyen İstanbul Sözleşmesi’nin feshiyle erkek eğemen zihniyetin hakim kılınması, sistematik erkek şiddetini daha da tırmandırıyor.” denildi.

“Kadın katliamlarına varan kadın cinayetlerinin en önemli nedenlerinden biri, koruyucu ve önleyici tedbirleri hayata geçirme yükümlülüğü bulunan iktidarın sorumluluklarını yerine getirmemesidir. Siyasi iktidar kadınların ve toplumun tüm haklı itiraz ve protestolarına rağmen İstanbul Sözlemesinin feshedilmesi başta olmak üzere kadın erkek eşitsizliğini savunan, erkek şiddetini ve ayrımcılığı derinleştiren politikalarla birbiri ardına yaşanan kadın cinayetlerine zemin yaratmaktadır.” diyen kadınlar, erkek şiddetinin yargılanmalarında izlenen cezasızlık politikasının, faillere yönelik iyi hal ve haksız tahrik indirimlerinin kadın cinayetlerinin artmasında rol oynadığını; Bu ülkede kadına yönelik şiddet faillerinin cezalandırılmadığını ve her bir cezasızlık haberinin bir sonraki potansiyel faili cesaretlendirdiğini dile getirdi.

Kadın Meclisi’nin açıklaması, “Bir kadını, bir çalışma arkadaşımızı daha kaybetmeye sabrımız yok.

Bizler biliyoruz ki kadın cinayetleri politiktir. Kadına yönelik her türlü şiddete karşı ve bu şiddet mekanizmalarını kırmak için KESK İstanbul Kadın Meclisi olarak mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Yaşasın Kadın Dayanışması” denilerek sloganlarla son buldu.