Cumartesi Anneleri: "Bedeli Ne Olursa Olsun Mücadelemizde Vazgeçneyeceğiz"

Cumartesi Anneleri/İnsanları, 913. Hafta eyleminde, 21 Eylül Çarşamba günü İstanbul Adliyesi'nde görülecek dava öncesinde ve mahkeme salonunda yaşanan saldırı, işkence ve gözaltılara ilişkin yaptığı açıklamada, bu hukuksuzluklar bizi yıldıramayacak, son kayıp bulunana, tüm sorumlular yargılanıncaya kadar mücadelemizden de Galatasaray Meydanı'ndan da vazgeçmeyeceğiz" denildi.

Cumartesi Anneleri/İnsanları, İstanbul Şubesi'nde yaptıkları 913. Hafta eyleminde, 21 Eylül Çarşamba günü İstanbul Adliyesi'nde görülecek 5. duruşma öncesi yaşanan polis saldırısı, işkenceli gözaltı ve duruşmada yaşanan hukuksuzlukları teşhir etti.

Basın açıklamasına göre Cumartesi İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı, HDP milletvekilleri ve yöneticileri ve çok sayıda kişi katıldı. Basın metnini Cumartesi İnsanları'ndan Maside Ocak okudu.

913 haftadır kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak zorla kaybetme politikasına dikkat çekekerek insanlığa karşı işlenmiş suç olarak tanımlanan gözaltında kaybetme suçunun tüm fail ve sorumlularının yargılanarak cezalandırılması talebiyle adalet mücadelesi sürdürdüklerini ve 700. Haftadan itibaren Galatasaray Meydanı'nıb yasaklandığını hatırlatan Ocak, 2,5 yıl sonra bir de haklarında dava açıldığını belirten Ocak, İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 21 Eylül 2022 tarihinde görülecek 5. Duruşma öncesi Çağlayan'da adliye önünde gerçekleştirecekleri basın açıklamasının da, Kağıthane Kaymakamlığı tarafından verilen anayasaya aykırı bir yasak kararı gerekçe gösterilerek engellendiğini söyleydi.

 

Polis Dağılmamızı Engelledi, Duruşmaya Katılması Gerekenler Gözaltına Alındı

Duruşmaya ve öncesinde yapılacak basın açıklamasına katılmak için orada bulunanlara son dakikada bildirilen yasak kararı sonrası, etrafımız polis tarafından çembere alınarak, dağılmamız engellendi. Aralarında duruşmaya katılması gereken kayıp yakınları, Cumartesi İnsanları ve avukatlarının da olduğu 16 hak savunucusu işkenceyle gözaltına alındı. Adliye önünde bulunanların tanık olduğu ve basına/sosyal medyaya yansıyan çok sayıda görüntülü/yazılı haberden görüleceği üzere kolluk kuvvetleri duruşmaya katılmak üzere bekleyenleri, ortada hiçbir hukuki gerekçe yokken ve anayasal haklarını ihlal ederek gözaltına alarak, yaklaşık 8 saat özgürlüklerinden mahrum bıraktı" dedi.

 

"Dava Yadgıcı Polisin Yönlendirmesiyle Hareket Ettiğini Belirtti"

İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma sırasında da bu hukuksuzluk devam ettiğini, duruşmaya yargıcın, ‘Eğer düzeni bozan bir durum olursa, kolluk güçlerinden gelen talep doğrultusunda, yargılamanın güvenlik gerekçesiyle kapalı yapılmasına karar verebileceğini’ belirten sözleri ile başlandığını aktaran Ocak, "Bu sözleri ile dava yargıcı duruşma öncesi yapılacak basın açıklamasına hukuka aykırı olarak müdahale eden polisin yönlendirmesi ile hareket ettiğini kabul etmiş, yargılamanın tarafsızlığına ve bağımsızlığa gölge düşürülmüştür" diye vurguladı.

 

"Dava Yargıcı Duruşma Boyunca Baskının Devam Ettirilmesini Sağladı"

Ocak, duruşma yargıcının yargılama sırasında da; savunma avukatlarının salonda bulunan silahlı güvenlik mensuplarının çıkarılmasına yönelik talebini de reddettiğini; yargılananlar, tanıklar, avukatlar ve dinleyiciler üzerinde baskı yaratacak şekilde yargılama sonuna kadar güvenlik mensuplarının salonda beklemesine izin vererek, tutumunu devam ettirdiğine dikkat çekti.

 

"Yargıç Duruşma Boyunca Savunmayı Kısıtlayıcı Davranışlarda Bulundu"

Savunma avukatlarının; duruşma öncesi gözaltına alınanlar arasında, önceki celse hakkında zorla getirme ve duruşmaya gelmedikleri takdirde savunmadan vazgeçmiş sayılacakları ihtar edilmiş sanıklar ve avukatlarının da bulunduğu, bu kişilerin duruşmaya katılımı sağlanmadan duruşmaya devam edilemeyeceği, ayrıca duruşma salonuna gelebilenlerin de alanda uygulanan şiddetten olumsuz etkilendikleri göz önünde bulundurularak duruşmanın ertelenmesi taleplerini yargıcın reddettiğini aktaran Ocak, y "Yargıç, duruşma boyunca savunmayı kısıtlayıcı davranışları ile duruşmada gerilim yaşanmasına neden oldu" dedi.

 

"Bedeli Ne Olursa olsun Mücadelemizden Vazgeçmeyeceğiz"

"25 Ağustos 2018 tarihinden bu yana hak ve özgürlüklerimizi gasp eden; hukuka aykırı yasak, engelleme ve gözaltı uygulamaları ile adalet arayışımızı engellemeye, açılan soruşturma ve bu dava ile üzerimizde yargı baskısı oluşturmaya çalışmakta ve suç işlemektedir. 27 yıldır dediğimiz gibi; son kaybımız bulunana, son fail cezalandırılana kadar bu mücadele devam edecek" diyen Ocak, "Kaç yıl geçerse geçsin, bedeli ne olursa olsun; kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 214 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz" diye vurgulayarak sözlerini tamamladı.

 

"Hukuksuzluk Yapanlar Yargılanacak Hesap Verecek"

İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise Cumartesi İnsanları'nın anayasal ve demokratik haklarını kullandıklarını ve gerek eylem yasağı kararlarının gerekse de işkenceli gözaltına almanın hukuka aykırı olduğunu vurgulayarak, yasak kararı veren makamlara ve şiddet uygulayarak gözaltına alan polis ekiplerine seslenerek, merhaba "Bu hukuksuzluğu yapmayın, hukuksuzca verilen emirlere uymayın ve insanlar demokratik haklarını kullanmak istediğinde müdahale etmeyin. Çünkü bu insanlık dışı uygulamalar nedeniyle mutlaka sizler de hesap verecek yargılanacaksınız. İktidara güvenerek suç işlemeyin" dedi. Cumartesi İnsanlarının haklı ve onurlu bir mücadele verdiğini ifade eden Türkdoğan, insan hakları savunucuları ve avukatlar olarak her zaman Cumartesi İnsanlarının yanında olacaklarını vurguladı.