Ölümsüzleşmesinin 6. yılında Kenan Aktaş, yoldaşları tarafından anıldı. 5 Mart 2018 günü Afrin’in Meydanke cephesini savunurken 4 siper yoldaşı ile birlikte ölümsüzleşen Kenan Aktaş (Taylan Demircioğlu) ve kendisinden sadece birkaç hafta önce (9 Şubat) Cinderese cephesinde ölümsüzleşen Emre Bora (Sinan Ateş) için yapılan açılış konuşmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu.

13 Mart 1982’de idam edilen 13 Mart Savaşçıları (Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun ve Necati Vardar) da anılarak, genç yoldaşlarının onların izinden gideceği söylendi, “Her dönem onların bayrağını dalgalandırarak daha da yükseltmek zorundayız” denildi. Saygı duruşunun ardından, yoldaşları tarafından hazırlanan ve Kenan’ı anlatan bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Video, “Onun adımladığı yolda Taylan, Onun pratiğinin rehberliğiyle zafer olacağız” denilerek bitirildi.

Bir yoldaşı, Leninist gençliğin önderlerinden biri olanKenan’ın Emre’nin ölümünün ardından yazdığı mektubunu okudu, “Sinan yoldaşı hemen herkes yüzünde bir gülümseme, tebessümle hatırlar ya da anlatır. Fakat ben ne yapsam etsem de onu başka türlü hatırlıyorum. Kendi içinde ilk kavgasını kazandığı haliyle, yaşamını büsbütün değiştirecek bir kararla hatırlıyorum.” dedi ve “Bir devrimciyi nasıl anlatırsınız?” Sorusunun yanıtını da aynı mektup içinde, Kenan’ın sözleriyle cevapladılar: “’Şairlerin yaşam öyküsü yoktur, onların yaşam öyküsü yapıtlarıdır’ diyor Octavia Paz. Peki ya devrimcilerin yaşam öyküsü? Dünyanın hemen her yerinde, adını sanını bilmediğimiz, daha iyi bir dünya, daha iyi bir gelecek için çarpışan savaşçıların yaşam öyküsü? Hayallerinin amansız takipçisi olan, en görünmez ama gerekli olan işlerin yorulmaz emekçilerini nasıl anlatmalı?

Şairler için söylenen, devrimciler için de geçerlidir. Bir devrimciyi, savaşçıyı anlatmak istediğinizde; idealleri için mücadelesinden, çabasından başka ne söyleyebilirsiniz ki? Bu öyle bir yolculuk ki; ilk kavganız kendinizle, ilk zaferiniz kendinize karşıdır. Orada kazanamayanların bu serüvende pek adı geçmez.”

Ardından bir diğer yoldaşı, Vefamızın, kısa süre önce covid nedeniyle ölümsüzlüğe uğurladığımız Vefa Serdar’ın Kenan için yazdığı mektubunu okudu, “Bize bütün bir yaşam boyunca izleyeceğimiz bir örnek bıraktı. Anısı ve mücadelesi bizlerle birlikte sonsuza kadar yaşayacak. Ve gelecek onun gibi, dört dörtlük komünistlerin, "yeni insan"ların örnekleri üzerinden yükselecek. Umudumuzun kızıl bayrağı komünizmin şafağında en yükseklerde dalgalanmaya devam edecek.” dedi. Ve gayrı ihtiyarı dudaklarından şu sözler döküldü: “Kenan, kendinden önce giden Emre için yazdı, Vefa ondan önce giden Kenan için... Vefa için kim yazacak...” Bu sözler, aynı zamanda içinden geçtiğimiz devrim mücadelesinin ne kadar sert olduğunu herkese bir kez daha hatırlattı.

Ardından, Rojava’da Kobane savaşına katılan leninist savaşçıların anlatımlarının olduğu “Devrimin Çağrısı”ndan, Emre’yi, Tırko’yu anlatan bir bölüm okundu. Sonrasında da bir yoldaşı, Kenan’ın Umut Güneş mahlası ile 2005’ten 2016’ya kadar yazmış olduğu makalelerin yer aldığı “Zamanın Dili”nden bir alıntı okudu ve “Gençliğin öncüsü olalım” dedi, “Deyim yerindeyse bugün artık savaşımımızın adı sabır değil, sabırsızlık ve eylemdir” dedi.

Daha sonra bir taraftan Kenan’ın sevdiği ve söylediği ezgiler dinlenirken, bir taraftan da onunla ilgili anılar anlatıldı. Zindanda iken onunla mektuplaştığını söyleyen bir yoldaşı, “İlk mektubuydu, ve pek çok politik soru sormuştu. Kendisi hakkında da liseli olduğunu yazmıştı. İnanmadım. Birisi bizimle dalga geçiyor, şakalaşıyor diye düşündüm. Diğer yoldaşlara da gösterdim. Soruları en az üniversite mezunu, yetkin bir devrimcinin soracağı sorulardı. ‘bizimkiler benimle eğleniyor’ dedim. Daha sonra ziyaretime gelen görüşçülere sorduğumda, ‘evet, o Kenan, 16 yaşında’ cevabını aldım. Her mektubunda, her sorusunda ona cevap verebilmek için sayısız kitap karıştırmam, pek çok konuya çalışmam gerekiyordu. Sonunda ‘sen bana yazma en iyisi’ dedim” diyerek hem dinleyenleri güldürdü, hem de aslında bir tek mektubuyla dahi Kenan’ı nasıl tanımış olduğunu anlattı.

Son olarak, Kenan'ın yetiştirdiği, onunla birlikte mücadele eden bir yoldaşının kaleme almış olduğu "Devrimin Kan Kardeşi Kenan" yazısı okundu.

Anma etkinliği anılar, ezgiler, kahkahalar ve gözyaşları iç içe geçmiş olarak sona erdi.

Şan Olsun Afrin Savaşçılarına! Şan Olsun Leninist Gerillaya