"Soruşturmalar-Davalar Geri Çekilsin”

Gençlik örgütleri, bugün İHD İstanbul Şubesinde yaptıkları açıklama ile "Soruşturmalar-davalar geri çekilsin. Parasız ve nitelikli barınma haktır" dediler. Gençlerin basın toplantısına İHD ve ÇHD avukatlarından Seher Dursun’un yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.

Kaldığı cemaat yurdunda maruz kaldığı baskılar ve geleceksizlik kaygısı nedeniyle intihara sürüklenen Enes Kara'nın failini teşhir etmek için Taksim'de eylem yapmak isteyen gençlik örgütlerine polis saldırmış, eylemi takip etmek isteyen gazeteci Yadigar Aygün ve Tuba Apaydın da işkenceyle gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 86 kişi hakkında İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından soruşturma başlatıldı.

Gençlik örgütleri soruşturmaya tepki göstererek, "Bizleri sindirmek isteyen bu saldırılar karşısında mücadeleyi büyütmeye, direnmeye ve hesap sormaya devam edeceğiz. Herkesi talebimizi duyurmaya, destek olmaya çağırıyoruz" dedi.

"Polis şiddetinin ve işkencesinin hem öznesi hem de tanığıyız" diyen gazeteci Yadigar Aygün de, o gün gazetecilerin haber yapma toplumun ise haber alma hakkının engellendiğini söyledi. Öğrencilerin barınma, eğitim ve gıda gibi en temel haklarını kullanamadığını söyleyen Aygün, yaptıkları haberlerle bunun şahidi olduklarını söyledi, “Bizler her koşulda gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. Halkın haber alma hakkını sonuna kadar savunacağız. Ne polis şiddetinden ne de yargının sopasından korkmuyoruz. Ne olursa olsun gerçekleri halka ulaştırmaya devam edeceğiz. Özgür basın susmayacak.” dedi.

Daha sonra gençlik örgütleri adına Yaren Sarısaldık hazırladıkları “Açık Mektup”u okudu. "Soruşturmalar-Davalar Geri Çekilsin! Parasız Ve Nitelikli Barınma Haktır" başlıklı mektupta, "Krizin faturası bizlere kesilmek isteniyor. Bizler tüm bunların yansımasını henüz eğitim dönemi başlamadan ardı arkası kesilmeyen yemekhane ve yurt zamlarından görüyoruz. Alım gücünün düşmesinden, eğitim masraflarını karşılayamadığı için milyonlarca öğrencinin eğitimine son ya da ara vermesinden biliyoruz. En yakıcı olarak yaşadığımız sorun ise, tıpkı geçen sene olduğu gibi barınma sorunu. Barınma ihtiyacı, fahiş kira ve zamlar ile adeta tüm toplum için kriz haline gelmiş bulunuyor. Bizler ise bu krizi eğitim döneminin başlaması ile daha yakıcı bir şekilde yaşıyoruz. Ya kapasitesi yetersiz, niteliksiz ve sağlıksız KYK yurtlarına ya da fahiş ücretli özel yurtlara gitmek zorunda bırakılıyoruz. Maddi durumu yeterli olmayan milyonlarca öğrenci tarikat-cemaat yurtlarında kalmaya mecbur hale getiriliyor.

Tüm bu sorunların karşısında çaresiz ve çıkışsız olmadığımızı biliyoruz. Mücadeleyi yükselttiğimiz her alanda çok yönlü soruşturma, gözaltı, tutuklama ve ceza terörü ile karşımıza dikiliyorlar. İçişleri Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı eliyle son yayınlanan genelgede yaşanan bu devlet terörünün bir yansımasıdır. Zaten polis-ÖGB-okul yönetimi eliyle zapturapt altına alınmak isteyen ilerici-devrimci öğrenciler hakkında son yayınlanan genelge ile adeta cadı avı başlatılmıştır. Bu genelge ile herkese göz dağı verilmek istenmektedir. Açılan soruşturmalar ile adeta 'sopa' gösterilmektedir.

Gençliğe saldırı için genelge yayınlayanlar aynı sorunları farklı boyutlarıyla yaşayan işçi ve emekçileri de sindirebilmek için çok yönlü baskı araçlarını devreye koyuyor. En ufak bir hak arayışında dahi devlet terörü estiriliyor. Korkuları öyle büyük ki, toplumsal eylemlere saldırdıkları gibi, en basit konser festival vb kültürel etkinlikleri dahi yasaklıyorlar. Bizler, başta barınma sorunumuz olmak üzere, yaşadığımız tüm sorunlar karşısında çaresiz ve çıkışsız olmadığımızı biliyoruz. Haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için yükselttiğimiz sesimize, ses katmaya çağırıyoruz. Keyfi ve hukuksuz bir biçimde açılan dava ve soruşturmaları da kabul etmiyoruz. Bizleri sindirmek isteyen bu saldırılar karşısında mücadeleyi büyütmeye, direnmeye ve hesap sormaya devam edeceğiz. Herkesi talebimizi duyurmaya, destek olmaya çağırıyoruz." denildi.

Avukat Seher Dursun da Enes Kara için açıklama yapanlara dönük açılan davanın ve üniversiteler tarafından başlatılan soruşturmaların hukuki bir dayanağının olmadığının altını çizdi, “Hem gösteri yürüyüş hakkı anayasal bir haktır. Barınma, parasız, nitelikli eğitim hakkımız vardır. Ama dönük baktığımızda Enes’i ve belki de birçok genci umutsuzluğa sürükleyen süreç de bunların olmadığını görüyoruz. Bunların olmayışı bir yana devlet özellikle gençler ses çıkartmaya çalıştığında da yargı sopasını sallıyor. Biz her zaman gençliğin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.