Devrimci tutsak Ergül Çiçekler'in Yeni Dönem Yayıncılık'tan çıkan son kitabı "Amiral Garop" Şişli Ayışığı Ekin Sanat Derneği'nde Çizgili Özgür Sergi'nin son haftasında okurlarıyla buluştu.

Ayışığı Ekin Sanat Derneği'nin düzenlediği farklı zindanlardaki devrimci tutsakların çeşitli dönemlerde yazmış olduğu mektuplar, fotoğrafları, zindanlarda üretilen el işleri, zindanlarda hazırlanan kartlar, LMK (Leninist Mizah Kolektifi)'nin karikatürlerinden oluşan ve 22 Ekim-19 Kasım tarihleri arasında çeşitli etkinliklerle devam eden "Çizgili Özgür Sergi"de bugün devrimci tutsak Ergül Çiçekler'in yazdığı "Amiral Garop" adlı kitabı ilk kez okurlarıyla buluştu.

Etkinliğe katılan dostların karikatür sergisini gezmeleri ve kısa sohbetlerin ardından Ayışığı Ekin Sanat Derneği Başkanı Sena Şat, zindanlarda tutsak olan Serdar Serbülent Sürücü ve Nurettin Temel'in 21 yıldır tutsak olduğunu yazdıkları mektuplardaki çizimlerle başlayan sürecin çizimlerini geliştirmeye başlamaları üzerine kolektif karikatür üretimleri yapmaya başladıklarını ve kendilerini "Leninist Mizah Kolektifi" olarak adlandırdıklarını aktardı. Daha sonra Zuhal Sürücü ve Sami Tunca'nın da katılımıyla karikatürün üretiminin arttığını belirtti.

Zaman zaman Mücadele Birliği Gazetesi ve Önsöz Kültür Sanat dergisinde de yayınlanan ve yıllar içinde biriken karikatürlerden oluşan bir kitap hazırlamayı düşlediklerini belirten Sena Şat, fakat karikatürleri bir sergide dostlarla buluşturmak istediklerini ve hazırlıkları çok zevk alarak heyecanla yaptıklarını söyledi.

Sergide farklı etkinlikler yaptıklarını belirten Şat, "Serginin son haftasında yine uzun yıllardır tutsak olan Ergül Çiçekler'in yazdığı "Amiral Garop" adlı kitabı da ilk kez sergide okurlarıyla buluşturmanın daha anlamlı olacağını düşündük" dedi.

Zindanlarda devrimci tutsakların çok farklı alanlarda üretim yaptıklarını, öykü, şiir, roman yazan bir çok devrimci tutsak olduğunu fakat bunlardan çok azının bilindiğini ifade eden Sena Şat, ilk üretimlerini zindanlarda yapan yazar ve şairlerden örnekler verdi.

Önsöz dergisinin 50. sayısının da yeni çıktığını belirten Şat, derginin her sayısında mutlaka devrimci tutsakların üretimlerinin yer aldığını vurguladı.

Ergül Çiçekler'in de şiir ve öyküler yazdığını ve birbiriyle bütünleşen öykülerden oluşan "Amiral Garop" adlı kitabının bugün okurlarıyla buluşacağını söyledi.

Önsöz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Songül Yücel de uzun yıllar zindanlarda kalan tutsakların yaptıkları üretimlerle dışarıyla bağının ne kadar güçlü olduğunu, dışarıdaki yaşamın içinde olabildiklerini gösterdiklerini belirterek "Ergül Çiçekler, çok genç yaşlarda tutsak düşmüş, ölüm oruçlarında, 19 Aralık katliamında zindanda olan, ölüm orucu nedeniyle hafızasından geçmişe dair uzun bir süreci kaybetmiş bir yoldaşımız. Fakat, sürekli okuyarak, mektuplaşarak, üretimler yaparak bu sürecin büyük bir kısmını geri kazandı. Hala hatırlayamadığı süreçler var ama o buna rağmen üretimlerine devam ediyor"dedi.

Ergül Çiçekler'in bir çok yazısının, şiirinin yayınlandığını belirten Yücel, "Amiral Garop, farklı işlerde çalışan işçilerin öykülerinden oluşan sonunda birbiriyle bütünleşen bir sonla biten bir kitap.

Ergül Çiçekler 1995 yılından beri tutsak fakat Amiral Garop'u okuduğunuzda göreceksiniz ki, her bir öyküde işçinin çalıştığı iş ve yaşamına dair ayrıntıları sanki dışarıdaymış, o insanların arasında yaşamış gibi aktarmış. Bu da yazarın tutsak olmasına rağmen dışarıdaki yaşama dair her türlü ayrıntıyı nasıl yakaladıklarını gösteriyor. Bu devirmci tutsakların kendilerini nasıl büyük bir çabayla geliştirdiklerini, dışarıdaki yaşama ne kadar hakim olabildiklerini gösteriyor. Amiral Garop'u okuduğunuzda mahallede, sokakta, işyerlerinizde tanıdığınız işçileri bulacaksınız" dedi.

Yücel sözü, 19 yıldır tutsak olan ve kemik iliği kanseri tedavisinin sağlanması için tahliye edilen Hüseyin Durmaz'a bıraktı.

"Burada olmak benim için çok özel ayrıcalıklı ve pek de beklemediğim durum. Duygumu, düşünecemi aktarmak çok zor. Çünkü son yıllarda pek çok devrimci hasta tutsak zindanlarda yaşamını yitirdi. Bana kemik iliği kanseri teşhisi konuldu. Zindanlarda hiçbir hastalığın tedavisi sizin de bildiğiniz gibi mümkün değil. Bunun için yıllardır gerek tutsaklar gerekse de dışarıda mücadele veriliyor. Son dönemde yine pek çok tutsak tahliye edilmeden yaşamını yitirdi. Aslında benim tahliye edilmem de buna karşı verilen tepkiler mücadele sonucunda gerçekleşti" dedi.

Zindanda yaşamını sürdüremeyecek durumdaki pek çok ağır hasta tutsak bulunduğunu belirten Durmaz, zindan koşullarında gerek hijyen gerek beslenme gerekse de hastaneye gidişte tedaviyi engelleyici uygulamalar nedeniyle hiçbir tutsağın tedavi olamadığını belirten Durmaz, ağır hasta tutsaklar söz konusu olduğunda zindanda olmalarının ölüme terk edilmek olduğunu ve çok sayıda tutsağın yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Hasta tutsakların serbest bırakılmasının da verilen mücadeleyle bağlantılı olduğunu vurgulayan Durmaz, "Çöküş sürecinde olan kapitalizm koşullarında sorunlara çözüm getirilmiyor. Bu zindanlar açısından da böyle, sorunları çözmek yerine baskılar, hak ihlalleri artıyor" dedi.

Tutsak olduğu 19 yıl içinde ölüm oruçları 19-22 Aralık Zindan Katliamı, F tipi zindan süreci olmak üzere pek çok şey yaşadıklarını ifade eden Durmaz, "F tipi zindanlar süreci özellikle çok daha önemli bir süreç, insanların tecrit edildiği koşullardaki düşünceleri, duygu yoğunlukları çok daha farklı. Havalandırmada küçücük bir ot bitse koparırlar. Senin o küçük ottan aldığın yaşam sevincini, duyguyu, umudu yok etmek, yaşamla bağı olan her şeyden koparmaktır, duygusuzlaştırmaktır amaç. O büyük gri beton duvarlara bakmaya mahkum bırakırlar, egemenlere teslim olmanı isterler. Fakat devrimciler bilnçli, geleceğe bakan insanlar ve bu koşullarda dahi bir şekilde okuyarak, araştırarak, üretmeyi başaran geleceğe hazırlanan insanlardır" dedi.

Devrimci tutsakların sürekli okuyarak araştırarak ve çok büyük emeklerle sanatsal üretimler yaptıklarını vurgulayan Durmaz, şimdi sergide yer alan karikatürlerin bir kısmının mektuplarda yer alan karikatürler olduğunu ve çizerlerin zaman içinde kendilerini geliştirdiklerini söyleyen Durmaz, Ergül Çiçekler ile zindanda uzun zaman birlikte kaldıklarını hem Çizgili Özgür Sergi'yi görebilmek hem de Ergül'ün kitabının ilk kez okurlarıyla buluştuğu bir etkinlikte olmak ayrıca heyecan verici güzel oldu benim için" dedi. Durmaz, "Zindanlarda üretilenlerin dışarıda insanlarla buluşmasını, zindanlara ışık yansıtan bir pencere gibi düşünüyorum. Tutsakların üretimlerinin dışarıdaki insanlara ulaşması ve bunlara ilişkin düşünce ve duyguların tutsaklara ulaşmasının coşku verici ve onların üretimlerini teşvik eden, gelişmelerini sağlayan bir yönü de var" dedi.

Şair Selah Özakın ise F tipi zindanların çok bilinçli bir şekilde devrimcileri yalnızlaştırmaya, düşünce ve duygularını yok ederek teslim almaya yönelik olduğunu vurgulayarak "Geçmişte koğuş sisteminde dünya üstümüze gelse yıkılmazdık. Çünkü bir aradaydık ve bir birimizden güç ve moral alıyorduk. Egemenler hiç bir devrimci tutsakta, hapiste olduğu için üzülmeyi, karamsarlığı ya da korkuyu göremezdi" dedi.

F tipi zindanlardaki tecrit koşullarına değinen Özakın "F tipi zindanlarda olup da bir şekilde üretim yapan hele ki sanatsal üretim yapanları ayrıca takdir etmek gerekir. Çünkü dört duvar arasında yıllarca bazen tek başına ve her şeyden mahrum bırakılmalarına rağmen öykü, şiir, roman yazabilmek, karikatür çizebilmek gerçekten çok güçlü bir irade ve çok büyük emek gerektirir" diyerek devirmci tutsaklar bu üretimleriyle de açıkça hiçbir gücün kendilerini teslim almayacağını gösterdiklerini vurguladı.

Tutsaklığın bir yerde özgürlüğün elinden alınması olsa da diğer yandan bir başka başlangıcı ifade ettiğini belirterek "Dışarıda olsa tek satır yazmayı ya da bir şeyler çizmeyi aklına bile getirmeyecek olan ya da bunun için zaman ayırmayan devrimcilerin tutsaklık süreçlerinde yeteneklerinin ortaya çıktığını ve kendilerini pek çok yönde geliştirerek üretim yaptıklarını bir çok devrimci tutsağın şiir, öykü roman yazdığını, Çizgili Özgür Sergi'nin de böyle bir sürecin ürünü olduğunu ifade etti.

Özakın, devirmci tutsakların yazdıkları ve fotoğraf sanatçılarının çektiği fotoğraflardan oluşan ortak üretimlerin sergilerde zindanlarla dışarıyı buluşturduklarını da hatırlattı.

Tiyatro oyuncusu Mehmet Esatoğlu ise devrimci tutsakların üretimlerine ilişkin "Benim alanım tiyatro, öykü, şiir, roman gibi üretimler tiyatroyla daha bağlantılı konular. Karikatür konusunda sanatsal anlamda bir yorumda bulunamam. Ama önemli bir gerçeklik var ki, tutsakların ürettikleri onların yaşamlarına ilişkin her şey aslında tarihsel anlamda birer belge. Tutsak arkadaşlarımızın ürettikleri bu karikatürler de bir dönemi yansıtan çok önemli birer belgedir. İleride bu karikatürlere bakanlar bu dönemde neler yaşanmış, çizenler hangi konuyu nasıl ele almış bunlar sayesinde öğrenecekler. Her birinin büyük bir çaba ve emek gerektiriyor" dedi. Tutsakların üretimleri üzerine bir süre daha sohbete devam edildi.

Ardından Ergül Çiçekler'in "Amiral Garop" adlı kitabını uzun zaman birlikte onunla tutsak olan Hüseyin Durmaz okurlar için imzaladı.