Gezi Ayaklanması'nın 7'inci yılında Taksim Dayanışması Mis Sokak'ta basın açıklaması yaptı. Milyonların haklı taleplerle sokağa çıktığı belirtilen açıklamada, Gezi'de yaratılan dayanışmaya karşı çıkan ve yargılayanların salgında Gezi'nin öğretisi dayanışmaya sığınmak zorunda kaldığı belirtilerek "7 yıl önceki gibi buradayız bir aradayız" denildi.

Gezi Ayaklanması'nın 7'inci yıldönümünde Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla Beyoğlu Mis Sokak'ta toplanılarak basın açıklaması gerçekleştirildi.

"Gezi 7. Yılında Hayat Gezi'ye Sığar" yazılı pankart açılarak Gezi Ayaklanması'nda ölümsüzleşenlerin isimleri söylenerek "Yaşıyor" denildi.

Saygı duruşuyla başlayan açıklamada sık sık "Yaşasın Gezi Direnişimiz", "Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam" sloganları atıldı. Taksim Dayanışması adına basın metnini Av. Can Atalay okudu.

7 sene önce talanın ülkenin kalbindeki meydana kadar inmeye niyetlenmesiyle milyonlarca insanın, kenti, doğayı, emeği, kardeşliği savunmak, eşitliği, özgürlüğü savunmak ve  kazanmak için 80 ilde sokağa çıktığını hatırlatan Atalay "Çünkü bu sistem, üretimden değil tüketimden besleniyor. Sadece doğayı betonla değiştirmiyor, insanı da tüketiyor" dedi.

 

"Gezi Kitlesel 'Artık Yeter' Haykırışıydı"

Gezi'nin, sağlık hizmeti isteyen hastanın eline sadaka sıkıştıran, kadını hayatın içinden, istihdamdan çekip eve kapatan, işçinin sağlığını değil, inşaatların hızını önemseyen, nitelikli eğitimi bir ayrıcalık haline sokan, emeklilik hakkını "mezara" erteleyen, fikirleri tutsak etmeye çalışan, halkı ayrıştıran, ötekileştiren, kutuplaştıran  bu düzene karşı artık susma mecburiyetinin tanımadığı kitlesel bir haykırış, halkın “artık yeter“ çığlığı olduğunu belirten Atalay, "Gezi, üzerindeki baskıdan kurtulmaya çalışan, eşitsizliğe karşı çıkan halkın derin bir nefsiydi" dedi.

 

"Milyonları Yıldırabileceğinizi Sandınız"

O nefesin gazla boğulmak  istendiğini söyleyen Atalay "Milyonlarca öznesi, nesnesi, şahidi olanları Gezi'yi, tek bir düzgün delil dahi ortaya koymadan yargılamaya kalktınız. Genede hayatını kaybedenleri unutturabileceğinizi, ailelerini, yaralıları uzattığınız adli süreçlerle yıldırabileceğinîzi sandınız" dedi.

Hukukçuların, siyasetçilerin, akademisyenlerib, gazetecilerin, müzisyenlerin tutuklanıp, meslek örgütlerinin susturulmaya çalışıldığını, doğanın tahrip edilerek sermayeye peşkeş çekildiğini ve halkın iradesinin kayyımlarla gasp etmeye çalışıldığını ifade eden Atalay, "Oysa Gezi'nin tüm talepleri haklıydı" dedi.

 

"Salgında Gezi'nin Dayanışma Öğretisine Sığındınız"

Dünyayı kasıp kavuran salgının, sermaye düzenini sarstığını ve Gezi'nin öğretisi dayanışmaya sığınmak zorunda kalındığını vurgulayan Atalay, "Bugün, insanlar komşusu açken tok yatmıyor, ekmegini bölüşüyorsa, ücretsiz yapmadığınız temel ihtiyaçların faturalarını el verip birlikte ödemeye çalışıyorsa, sokağa çıkması yasaklananların ihtiyaçlarını kaışılıyorsa, çalışmak zorunda kalanı yormuyor, marketleri talan etmiyor, acil ihtiyaç dışında hastaneleri meşgul etmiyorsa siz dediniz diye değil, bu dayanışma ruhunu 7 sene önce milyonlar bizzat yaşadıgı, tecrübe ettiği ve öğrendiği içindir" dedi.

 

"Floyd'un Nefesini Kesen, Aynı Karanlığa Karşı Bir Aradayız"

Gezi'de Berkin'i, Ethem'i, Medeni'yi, Ali Ismail'i, Hasan Ferit'i, Abdullah'ı, Ahmet'i ve Mehmet'i bizden ayıran karanlıkla George Floyd’un nefesini kesenin aynı karanlık olduğunu söyleyen Atalay, "O gün de bunun karşısındaydık bugün de karşısındayız. Aramızdaki binlerce kilometreye rağmen biriz, bir aradayız" dedi. 

 

"Hayat Ancak Gezi'ye Sığar"

"Gezi haklılığımızdır. Tarih de her geçen gün bunu ispatlamaktadır. Gezi bu halkın onurudur, onurumuzla yaşayacağız" diyen Atalay, salgın şartlarında fiziksel olarak bir araya gelinemese de kalplerin birlikte attığını, Gezi'nin dayanışma öğretisiyle ve gücüyle, 'Hayat ancak Gezi'ye sığar' diyerek mücadelenin sürdüğünü vurgulayarak sözlerini tamamladı. Eylem Gezi sloganlarıyla sona erdi.